Bu sohbete gönderdiğiniz mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçtan uca şifrelemeyle korunmaktadır.
: Selam Senior 🙂 Ben geldim orada mısın? Taktik maktik yok bam bam bir röportaja var mısın?
: Selamlar Karga, an itibariyle buradayım. Sert olsun benimki. Mikrofon sende.
: Senior stajyer nasıl doğdu oradan başlayalım mı? Asıl meselemiz bu değil ama? Şimdi okuyucu bekler nereden çıktı bu Senior ile ilgili karizmatik bir hikaye…
: Ah! Hep istemişimdir şöyle edebi bir info yazayım diye ama inan hiç vaktim olmadı. Senior, Maslak’ta doğdu. Sabaha karşıydı, havada konkur kokusu… Doğumhanede değil, orta halli bir kreatif ekibin içinde. 4 sene önce.
: Kargastik bir doğum hikayesi herkese nasip olmaz ?
: İlk tweetin çıkışta kreatif direktörü döveceğiz. 5 yıldır yazıyorsun markalar takipte insanlar heyecanla gündem oluşturmanı bekliyor. Peki ya sen? Ne için yazıyorsun?
: Aslında çok uzun hikaye be Karga. İlk tweet’imi hatırlamana da ayrıca sevindim. Öncesi var bu hikayenin. Sabahsız geceler, ajanslarda gecelemeler, hak yemeceler, çalınan fikirler, bilmeceler falan. O vakitler, devrim istiyordu bünyelerimiz. En pis dehlizlerini gördük sektörün. Hani derler ya gözünün içine baka baka, işte öyle pis insanlar tanıdık. Dedik ki olacak gibi değil, yazalım.
: O noktada kreatif direktörü dövme planlarımızı kurguladık ve sonra vazgeçtik tabi. Yazma amacım, bu devran böyle gelmiş gidecek zannedenlere okkalı bir tokat atmak. Bunu da eleştiri ve ifşa kanalıyla gerçekleştirmek. Bu zamana kadar da başardık sanki. Sence? ?
: Hikayen tadından yenmez, sektörü görenler için bir tokat olduğu gerçek en az başarın kadar ??
: Seni neden bu kadar merak ediyorlar ve yakaladığını bu ilgiyi kendi kişisel markalaşman için neden kullanmıyorsun?
: Öncelikle beni merak etmelerine ben de şaşırıyorum. Ne gerek var yahu diyorum. İyi iş üret, çalma, gelişine çakma zaten benle bir işin olmaz. Galiba bunu beceremeyeceklerini düşünenler öğrenelim de sektör dışına itelim diye düşünüyor olabilirler. Komik?
: Kargaların tümüne haber saldım. Nerede çalanı çırpanı görürlerse gaklayacaklar ?
: O zaman son gülen ve sektör dışında kalanlar onlar olacak ?
: Şahsımı markalaştırmak gibi bir amacım hiç olmadı. Maddi bir kaygı gütmüyorum çünkü. Karga, konuştuğun bu hesap alelade bir hesap değil bu bir fikir, bu bir başkaldırış. Bu ne benim ne de bir başkasının mücadelesi. Bu hesap, takip eden 17.200 kişiye ait, bu hesap, gecesini gündüzüne katıp ‘ulan şu fikri beğenirler mi’ acaba diye ter döken gençlere ait.: Böyle bakmak lazım olaya
: ?
: İşte fikir işte başkaldırış. Bize sektöre bunlarla gelin. 17.200 kişiye, o gençlere kocaman yüreklere kocaman bir alkış ??
: Çok önemli nüanslar yakalıyorsun bu bir kabiliyet mi beceri mi çalışma mı?
: Bir alkış da benden, hep derim kümülatif bir zeka yönetiyor bu hesabı. Ben olmasam, login olup kaldığımız yerden devam edecek birçok arkadaş var?
: Sistemli çalışıyorum(klişe cevap)
: Övmeyi ve övülmeyi pek sevmem ama kargastik fikirler işler görünce dayanamıyorum işte ?
: Şaka bir yana bunun iki sebebi var, birincisi sıkı bir hafızam var, ilk stajımda bana yürüyen arşiv lakabını takmışlardı. İzlediğim ya da gördüğüm bir reklamı asla unutmam bu birinci sebep.: Sistem en sevdiğim. Açabilir misin biraz?
: Hafızam kuvvetli diyorsun ?
: İkincisi ise az önce de belirttiğim gibi, dm kutum inanılmaz alevli. Birçok arkadaş gördüğünü, duyduğunu paylaşıyor ve birlikte değerlendirip karar veriyoruz. Dilekolay, 50.000’den fazla dm düşmüş kutuma. Olay arkada dönüyor yani ?
: 50.000 dm ? Büyük veri çok büyük ?
: Hem de ne!
: 50.000 dm içinde benzeri bir cümle geldi mi bilmiyorum. Ama şimdi sana bir cümle söyleyeceğim şalterlerin atacak reklamın iyisi kötüsü olmaz. ? kim çıkarmış bu sözü sence?
: Bir parantez de ben açayım;
: Olur. Bal gibi de olur.
: Bu sözü kimin çıkardığı muamma ama benim fikrim, kurumsal taraftan çıkmıştır bu söz. Günün sonunda artan cirosunu yaptığı ‘bok’ gibi işlere bağlayan yöneticiler,
: Hmmm demek ki reklamın iyisi kötüsü olmuyormuş bak cirolar artmış demiş olabilir, inanırım.
: ?sen yine sormamış ol ama bu soruyu.
: Montajda atacağız soruyu ?
: Peki iyi ve kötü için örnek verelim mi? Aklına gelen? Daha detaylı öğrenmek isteyenler buradan da okuyabilirler yazılarını. Fikircok.net
: Elbette. İyi iş, basit iştir. “Simplicity is ultra…” sözüne hiç girmeyeceğim. Burnunun önünde duran, kimsenin göremediği, ilk duyduğunda kesin yapılmıştır diyeceğim, “yok ya çok basit daha çetrefilli bir fikir bulmamız gerek” dediğin fikir iyi fikirdir.
: Aslında beğenilerini de gayet açık yazıyorsun ama eleştirdiklerin daha sarsıcı etki bırakıyor sanki bu durumu nasıl görüyorsun sana gelen tepkiler nasıl?
: Evet, birçok işi de alkışlıyorum ama maalesef birinin sırtını sıvazladığında sorun çıkmaz ama aynı kişiye “az öte git koçum” dediğinde ortalık karışır. Tepkiler inanılmaz güzel hatta dün bir yorum okudum ve neredeyse ağlayacaktım. Son yazımın altına girmiş genç bir kardeşim.: Link var mı bakalım
: Güzel tepkilerin oranı kötülere göre çok olmasaydı anında bırakır giderdim. Bununla birlikte rahatsız olan da çok tabi. Haftada en az bir kere ‘atlet-don’ hazırla, Hasdal seni bekliyor diye tehditler alıyorum. Tabii, bi sn. ?
: Marilyndubestep adlı arkadaşa ulaşmaya çalışıyorum, büyük ağlayacaktım, o derece yani. Şu yorumlar sayesinde devam ediyoruz işte.
: Reklamcılık açısında Dünya ve Türkiye kıyası yaparsak neredeyiz nasılız?
: Ülker krizi de değerlendirmek için güzel bir örnek aslında.
: Yani bunu dünya olarak kıyaslarsak değerlendirmeye yanlış bir noktadan başlamış oluruz sevgili Karga. Evet, Kongo Cumhuriyetine göre reklamcılıkta daha ilerdeyiz. Kıyas buysa minimum 70 ülkenin önündeyizdir
: Gelgelim, gerçek bir kıyas yaparsak ‘sahnede biz yokuz’ karga. Biz o sahnedekilerin giydiği elbiselerin replikalarını Merter’de ürettirmeye çalışan fasoncularız sadece. Kendi ekolünü geliştirememiş, mevcudun taklidi üzerine şekillenen bir reklamcılık anlayışımız var.
: Acı ama gerçek.
: Ülker bambaşka bir vaka. Ona sonra değinelim. ?
: Gerçekler acıdır. Kargalar biliyor görüyor haklısın. Reklamcılıktan öte iş yapma alışkanlıkları ve marka vizyonu bile bu yönde..
: Ülker askıda o zaman
: Reklamcılar için en büyük mesele sende her zaman söylüyorsun İntihal aşırma gelişine çakma senin tabirlerin, neden yapıyorlar birileri görür anlar diye düşünmüyorlar mı?
: Kesinlikle.
: Güzel soru. İşte senior stajyer diye bir sinek niye var cevabı bu soruda. Valla kargacığım, düşünmemişler.
: Bu zamana kadar saldım çayıra mevlam kayıra kafasıyla sefalarını sürmüş bu beyinler. Brief mi geldi? Bak abi arşive, bul abi başka bir sektörden güzel bir fikir ya da yurtdışından bizzat benzer bir marka için yapılmış bir işi al, müşterine çak.
: Oh. Ne güzel dünya değil mi? Bunun en büyük sebebi, caydırıcı kuralların olmaması bu ülkede. En ufak intihalde önce markanın sonra ajansın belini kırdığın an kapanır bu konular. Multiple Discovery denilen bir saçmalıktan bahsediliyor hiç duydun mu?
: Kargastik bir konuya değindin. Duydum. Okuyucularımız için biraz açar mısın?
: Seve seve. Çoklu Keşif diye çevirelim bunu. Yani gelişine çakanların birçoğu sıkıştığı anda ‘ne yani, aynı fikir dünyanın farklı yerlerindeki farklı insanların zihninde aynı zamanlarda tecelli edemez mi’ sorusu. Eder, eder etmesine de, sen pişti olma diye çok güzel arşiv kuruluşları var bu evrende. Bize de çok oldu bu, bi fikir buluyorsun.
: Bi bakıyorsun daha önce yapılmış. İşte sıkıntı burada başlıyor. Etik olarak senin yapılmış bi fikri kullanmaman ve yeni bir fikir düşünmen lazım. Azıcık ar damarı olan insan zaten o anda o fikirden soğur. Daha da ısınanları ise eleştiriyoruz işte. Konu bundan ibaret. Hazır yapılmışı var neden yenisini yapayımcılarla bizim savaşımız bı.
: Bu.
: Dijitalleşen dünyada kaçınılmaz bir durum ve göz ardı edilemeyecek kadar önemli. Kendi duruşuna tavrına kurum kültürüne sahip çıkman için kesinlikle dönüp bakmalı var mı yok mu diye.
: Aynen öyle. Şimdi bana çok kızacaklar ama Türkiye’de adsoftheworld.com’u kapatsınlar,
: Her 3 reklamcıdan 2’si işsiz kalır. Sudan çıkmış balığa döner kargacım. Bu site sayesinde ben Kristal Elma koleksiyonu yapanları gördüm. Yaaaa.
: Fake Elmalar görmeyen markalar aldı başını gidiyor. Ama yol tıkanacak çıkmaza girecekler bir yerde
: Hazır multiple discovery konusuna değinmişken, dijital dünya ile reklamcılığın seyri nasıl değişti? Ya da değişmeli? Fikirlerini alalım…
: Dijital dünya, sınırları yerle bir etti. Muhafazarlığın canına okudu. Burada her nevi tutuculuktan bahsediyorum. Ben böyleyim, biz böyleyiz kardeşimcilerin kökünü kuruttu. Reklamcılık için en büyük faydası ise yaratıcılığın sınırlarını zorlama imkanı verdi diyelim. Dünya dijitalleştikçe, sahip olduğunuz fikirleri de bu dünyaya adapte etmeniz gerekecek. Bak mesela ne diyor büyük Türk reklamcısı Merder Kerener, “Patlat bi Uber de görelim” diyor
: Kime diyor, Türkiye’nin en büyük online şirketini kurmuş Mevzat Yaydına.
: Kim diyor? Jingle reklamcılığı ülkemize kazandıran adam diyor.
: Yaaa işte böyledir bu dijital dünya. Adamı bir anda çark ettirir. Özellikle bu dünyanın içine doğan gençleri sektördeki örümcek kafalı alimler değil, onların içinden çıkan vizyonerler anlayacaktır.
: Dijital Dünya önemli Karga. Reklamcılık için ise hayati.
: Evet kitlesel araçlarda ve bireylerde süregelen bir tüketim dönüşümü var. Dijital ve reklamın beraber evrildiği şu zamanda doğan büyüyen kitleye tüketiciye ulaşmak daha zor mu kolay mı?
: Dijital yerlilerin algı ve tepkisi alışılmış kalıpların tamamen dışında
: Tam tersine, çok daha kolay. Neden zor olsun? Kitlen sana birkaç tık uzaklıkta. Artık kocaman kocaman tırları giydirip il il, ilçe ilçe gezdirmene gerek yok. Sorun şu: Dijitalin bu kadar hızlı gelişmesini henüz sindiremiyoruz. Bir şaşkınlık mevcut çünkü trendsetter’lar bizden çıkmıyor. Dijital dünyaya yön verenler, 10 sene sonrasını düşünerek hareket ediyorlar. Biz de ne görürsek ‘aa bu çok iyimiş biz de yapalım’ modundayız. Öncelikle
: Peki onların gençlerin içinden çıkan vizyonerler Uber patlatacaklar mı sence ?
: Bu evrilen dünyayı ve bu dünyanın içine doğan kitleyi anlamamız lazım. Kuşak klişelerine hiç girmeyeceğim.
: Hem de tokat gibi. Onlar da sadece seyredecekler.
: 10 seneyi düşünüp plan yapacaklar mı? Trendsetter’lar bizden çıkacak mı?
: ?
: Gelecekte güç bizde diyorsun ?
: Kesinlikle. Aslında bu ülkeden bi bok olmazcılardan nefret ediyorum. Ha şimdi diyeceksin ki sen de her bulduğunda bu ülkeyi eleştirip yurtdışındaki güzellikleri pohpohluyorsun. Evet, fakat bu, ülkemizin bir potansiyeli olmadığı anlamına gelmez ki? Son 4 senede bu hesap aracılığıyla inanılmaz insanlarla tanıştım karga, dilim tutuldu zekaları karşısında.
: Fakat bu insanlar kurumsal şirket kapılarında envanter testleriyle, İK zulümleriyle heba oluyorlar ya da ajans kapılarında torpil ararken kopup gidiyorlar içimizden.
: Bu kitle, sistemim panzehiri aslında. Yakın gelecekte mevcut yanlışları düzeltecek formülü bulacaklarına inanıyorum.
: Bu toprakların ve üzerinden yaşamış yaşayan insanların kudretine inanmamak büyük üzüntü ?
: Suç bizde. Türk Hamamlarında Neden Kaldırma Kuvveti Yok diye soranları baş tacı etmiyor muyuz?
: Sen söyle…
: Trendlerden düşmedi haftalarca konuşuldu. Baş tacı ettiğimiz gerçek.
: Düşünmek lazım diyorum. ?
: Suyun kaldırma kuvvetini Arşimet buldu. Peki hamamlar bizimse neden bizden biri bulmadı? Arşimet’in bizden farklı ya da fazla sahip olduğu bir şey mi vardı?
: Arşimet bir matematikçi ve fizikçi, astronom, filozof mühendis.
: Bizde yok muydu çok yönlü bir matematikçi?
: Hmm kaşıyalım diyorsun bu konuyu? Peki. Şimdi kargacığım, hamamdan da öncesine gitmek lazım aslında. Osmanlı Ocakları üyesi gibi konuşmak pek tarzım değil. Batının her daim iyi yönlerini takdir etmişimdir. Ne yazık ki işi hamama getirmeden önce
: Kaşıyalım açalım aydınlatalım ?
: Tıpta, astronomide, felsefede ne derecede ilerlediğimiz üzerine ahkam kesecek değilim. Kaldırma kuvvetinin bizim hamamlardan çıkmamış olmasını tartışmanın gereksizliğinden bahsediyorum. Bu neye benziyor biliyor musun?
: Bizim atalarımız ne mükemmeler insanlardı, fatihti hepsi, şöyle fethettik böyle yönettik demekle tam tersi tezi söylemek arasında pek bir fark görmüyorum.
: Emin ol, o kaldırma kuvvetini yıllar önce Kırıkkale hamamlarında Ali Efendi de bulsaydı, günümüzde bir dünya markamız olmamasının sebepleri üzerine hala konuşuyor olurduk.
: Mesnetsiz bir önerme olarak görüyorum bunu. Arşimet ya da Ali Efendi, ne fark eder yahu? Dünyanın tek bir mirası var. Onun bulduğu o kanunu senin kullanmaman için bir sebep var mı? Batı, İbni Sina’nın Harezmi’nin kaidelerini red mi etti?
: Uçak gemisi yapmanı engelleyen güç, suyun kaldırma kuvvetinin senin hamamlarında bulunmaması mı? ??: Bu açıdan bakmak lazım sanki olaya.
: Ötekileştirmenin tehlikeli rüzgarına kapılan insanlar var. Mehmet Emin Çapa’da videoda sıkça dile getirmişti. İnsan insanoğlu bilgi yığın halinde büyürken mesele sahibi olmak değil vizyon katan olmak.
: Evet Emin Bey, twitter hesabını, İrfan Değirmenci’nin yerine geçtikten sonra kapatmasaydı keşke de kendisiyle de tartışabilseydik bu konuları. Talihsizlik?
: Devam mı kaşımaya?
: Şu bulmuş bu çıkarmış o demiş felan filan diye gak guk yapmak kıyaslamak işi bir sonuca bağlamıyor ya neyse biz konumuza dönelim ?
: Aynen.
: Şimdi geleceğin reklamcılarına da bir şeyler söyleyelim bir mesajın vardı önemli “Staj arayanlara tavsiyem: Kararı, ajansın ismine göre değil; ekibine gireceğiniz kişinin geçmişine göre verin! Ustayı bulun, çırağı olun!”
: Evet, üstüme vazife olmayarak yazıyorum bunları. Dikkate alacak olan çılgınlar için ise özellikle ajans tarafının sıkıntılarını dile getirmeye çalışıyorum. Temeldeki en büyük sıkıntı ajansın isminden kaynaklanıyor
: En büyük ajansta da bulundum, en ufağında da. İnan işler çok garip ilerliyor. Hiç unutmam, ben de o vakitler yeni yetme bir stajyerken, çalıştığım ajansın info mail’inin sorumluluğunu bana vermişlerdir; ne için peki? Gelen kutusunu temiz tut diye: Şimdi gençlerin yaptığı tek şey, kuru kuru mail atmaktan ibaret. Yahu sen daha yeni mezun olmuşsun, seni neden staja almaları gerektiği hakkında karşındakini ikna etmen lazım. Bu yüzden
: Evvela hedef belirlenmeli. Gençler beğendikleri reklamları, işleri sıralasınlar
: Sonra ajansın ismine baksınlar, kim yapmış bu işleri diye. Buraya kadar her şey güzel sonra ajansla konuşmasınlar bizzat o işleri yapan yazarlara, group head’lere, kreatif direktörlere ya da müşteri direktörlerine ulaşsınlar.
: Twitter, mail, mektup her ne olursa olsun.İspatla ve ikna et kardeşim. İlk stajımı nasıl buldum biliyor musun?: Kargastik bir hikaye daha geliyor ?
: Reklamcılık 1’deyim. İzlediğim ama çok beğendiğim bir reklam vardı ama bir yandan da daha iyi yapılabileceğini düşünüyordum. Risk budur diyerek döşendim mail’e, kime atıyorum yılların kreatif direktörüne… Abi bak bu işi böyle yapmışsınız ama olmaz! tonuyla; ertesi gün çayını içtim, 2 gün sonra masam hazırdı, ertesi hafta bulduğum ilk fikir gazetelerdeydi.
: Bu şekilde ilerlemek en mantıklısı. Ajans ismi kandırmasın kimseyi, ustayı bulsunlar, çok iyi insanlar var bu sektörde, enseyi karartmak olmaz!
: Kargastik lafını sevdim, sarkastik gibi. Tahrik ediyor?
: ?
: Hepsi altın değerinde oldu cümlelerin. Gençler ve yeni başlayanlar çevirip çevirip okumalı Röportajı ?
: Estg.
: Peki ustalardan sıkça bahsetmişken, reklamcılıkta duayen isimler kimler var sence?
: Bu soru biraz sarkastik oldu ?
: Çok var. Yaşayanlardan örnek verip ifşaya gitmeyelim. Şu an görevinin başında çok sağlam iki isim tanıyorum. Ne mutlu ki ikisiyle de çalıştım. Bu kıymetli insanların dışında Atilla Aksoy hocayı yitirdik. ? Önemli bir isimdi. Haluk Mesci önemli bir isimdir. Eli Acıman iyisiyle kötüsüyle sektörün öncülerindendir.: Güncel olarak bunların üstüne çıkabilecek birçok isim var Türkiye’de, hayranlıkla takip ettiğim belki başka bir zaman başka bir kimlikle onlara da selam çakarız Karga. Yurtdışında ise Rubicam den tut da David Droga’ya kadar efsane isimler var. Bak
: David Droga garip bir adam. Hayranım kendisine. John Hegarty’i de ekledik mi kafidir sanki.
: Liste çıktı o zaman ?
: Reklamcılık için okunması gereken kitaplar? Okuduğun tavsiye ettiğin…
: Yok öyle bir kitap ?
: Henüz yazılmadı diyorsun ?
: Yahu kitap okusak kafi, reklamcılığı pazarlaması mı var bu işim. Reklamcılık için yazılmış en iyi kitaplar reklamcılık ilgili olmayanlardır şeklinde bir söz ve inanış var, katılıyorum.
: İhsan Oktay okusunlar. Foucault koklasınlar. Umberto Eco, Tolstoy, Ahmet Hamdi… Biter mi saymakla?
: Oku düşün sentezle üçlüsüne bir cümle daha ekledik.
: İnsanla iç içe olmak önemli kafi. “Ay insanlar ter kokuyor” diyerek metrobüsten soyutlarsanız kendinizi olmaz. Önce yaşadığın ekosistemi kabullenmen sonra o ekosistemi sattığın ürün ve hizmete ikna etmen gerekiyor. Gerisi laf.
: Plazada yapılacak iş değildir reklamcılık.
: Senior hangi kitapları öneriyor diyelim o zaman. Cevabı da İhsan Oktay, Foucault, Umberto Eco …
: Reklamcılık nerede yapılır?
: Sokakta?
: #reklamsokakta
: Ajans kuralım beraber ?
: Sokağı tanımak lazım. Ürettiğin malzeme Beyoğlu galerinde sergilenmiyor Karga, ah şu reklamcılar…
: Ben marka tarafını tercih ederim sen kur, konkurumuza davet edelim seni ?
: Davetini kabul etmemek olmaz. Karga konkurları sever ayrıca ?
: Süper. ?
: “Ah bu kadınlar; debrief’i mümkün olmayan bir brief sanki.”
: Arada kadınlara da atıfların var nedir mevzu?
: (Hoca bitir hocaa)
: Az kaldı Senior ☺️
: Seviyorum Karga, seviyorum fakat anlayamıyorum kadınları. Hep zor bi brief’e benzettim ben sevdiğim insanı.
: Çözmek zorundayım, ben bu brief’i istemiyorum deme şansın yok? Şu sıralar üstünde çalıştığım tek brief bu.
: ?
: Peki hızlı sorulara gelelim mesela en sevdiğin emoji
: Bu. ?
: En sevdiğin kelime
: Sakin.
: Kullanmaktan mutlu olduğun sosyal medya mecrası
: Twitter❤
: Sevdiğin şehir
: Eskişehir
: Senior’ün rengi
: Koyu kırmızı.
: İzlediğin diziler
: Vikings.
: En son okuduğun kitap
: İknanın Psikolojisi + Sapiens. Aynı anda bitti ikisi de.
: Takip ettiğin dijital sayfalar
: kickstarter, ekşi.
: ?
: WhatsApp röportajını nasıl buldun?
: Yaratıcı. Pratik. Eğlenceli. Fikrinize sağlık?
: Kiminle röportaj yapılmasını istersin?
: İstediğim 2 kişiyle yapıldı zaten(pazarlamakurusu ve ugurbati) İlla yazmam gerekiyor mu??
: Yok gerekmiyor ?
: Dijital Kargada konuk yazar olur musun?
: Neden olmasın. Seve seve. Yalnız eski kafa çalışıyorum. Kağıda yazıp göndersem olur mu? ☺
: Est. her türlü yeniliğe açığız ?
: ?
: Cevizin bol olsun Senior seninle yazışmak güzeldi. Bol gündemli gözlemli başarılı günler dilerim.
: Bence de çok güzeldi. Farklı bir iş yapıyorsunuz Karga, sizi geç fark ettim ama artık takipteyim. Size şimdiden başarılar diliyorum. Sevgiler.
: Teşekkür ederim. Hattı kırıp atabilirsin.
: ? kendi kendini imha edecektir, benim hattım işini iyi bilir. Kalın sağlıcakla.
4 Yorum. Yeni Yorum
Sektöre dijital anestezi yapmışsınız ??
bu adamı okurken cooook pis gaza geliyorum nedense. 10uzerınden10 bır yazı
Zevke okudum. Senior tam bir ilham fabrikası. Karga da tam 12’den sormuş.
nıyee bu kadar kısaa bu rportaj:( sinyır beyi sevıyoruz oysakı