Bu sohbete gönderdiğiniz mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçtan uca şifrelemeyle korunmaktadır.
: Merhaba, Biryudumkitap. Tüm sevenlerin ve merak edenlerin adına sana soracaklarım var. Hadi gel yazışalım, ne dersin?
: Merhaba sevgili Karga! Pek değerli davetiniz için müteşekkirim. Olur derim, var olun.
: Nereden çıktın sen? Nasıl başladı serüven? Soru sorma tarzım bile değişiyor. Bir tılsımın var, Karga’yı da şair yapacaksın.
: 2015 senesinin sonunda internette ortaya çıktım. En iyi hikâye ve roman pasajlarını okuyucularına gönderen bir sosyal girişimim. Tılsım hadisesine gelirsek… Bu konuda pek mahiriz, okurlarımız öyle diyor. Hem şair olmak ne güzel meslek. Daha ne?
: Geçtiğimiz hafta şöyle demiştim: “İyi ki şairler var. Söylemek istediklerimizi dizerler dizelerine, yaşamak istediklerimizi anlatırlar, bazen de hissetmek istediklerimizi.”
: Ne güzel söyledin. Şiir güzeldir. Kargalar bile bilir.
: Kimler var arkanda, yanında? Nasıl bir ekip ruhundan ortaya çıkıyorsun Biryudumkitap?
: Arkama dönüp bakıyorum, iki yüz bini aşkın okur, ulusal ve uluslararası takdirler… Başka kimsecikler yok, biz bizeyiz. Var olsunlar. Yanımda ise koca yürekli ekibimiz, gönüllü editörlerimiz, çok kıymetli yayınevlerimiz var.
: Daha ne olsun…
: Başlerken düşündün mü bunları?
: Flaubert’in bir sözünü anımsadım siz böyle deyince: “Bir gün çıkar karşınıza, bir gün, aniden, tam umudunuzu kestiğiniz sırada.”
: Bizim okurlar da öyle oldu zannederim, hiç hesapta yoktum. Onlar bizi böyle gördüler: Aniden tam umutlarının kesildiği anda bir yudum güzellik dediler bana. Muhteşem bir detay dediler. Hiç düşünmedim. Bunları söylerken kızardığıma inanın.
: Ah bu anımsadıkların, anımsattıkların… Sen yok musun!
: “Hatırlamak ve tanımak kadar görmek de zaman işiydi besbelli. Onun da düğümü kaderde kilitliydi.”
: Nazan Bekiroğlu diyor, haklı belli ki.
: Edebiyat kokan bir röportaj
: Muhakkak. ?
: Peki, hayallerin neler? Şimdi nerelerdesin ve nerelere gidiyor bu gidişler ?
: Bu konuda pek kafa yorduğumu söyleyemem. Mevcut vaziyette iki yüz bini aşkın okurumuzla devam ediyoruz her sabah edebiyat kokmaya. Bir de dijital dünyaya bir şey hatırlattık: E-postalar, e-posta kutuları ölmediler, bakın yaşıyorlar, dedik.
: Yakında akıllı telefonlara gireceğiz, daha fazla seçeneği olacak okurlarımızın. Sonrasında şahane sürprizler var, bunları da Karga’yla paylaşırız berraklaştığında.
: Bak bu önemli e-postaların Posta Kutusu olduğunu hatırlattın gerçekten hem dijital sektöre hem de okurlarına
: Müjdeler vermeyi ve güzel haberler paylaşmayı seviyorum Biryudumkitap.
: Var olsun bütün kargalar. ?
: ☺☺
: Aslında Dijital Dünya ve Kitap Dünyası’nı bir araya getirdin. Sence ayrı dünyalar mı birleşebilirler mi? Birleşmeliler mi?
: O bahiste tarafgirlik yapmak istemem, istememenin ötesinde katiyen tarafgir değilim.
: Ben hep şunu derim okurlarıma: Her sabah okuyun. Bizimle başlayıp, dijital kitaplarla devam edebilirler, ellerine kitaplarını alabilirler… Kendileri bilir. Benim gayem okunmak, okutmak.
: Yeter ki okuyun diyorsun
: “Okur, ölmeden önce bin defa yaşar. Okumayan ise yalnızca bir defa.”
: Ben demiyorum, G. R. R. Martin diyor.
: Şaşırdım biliyor musun Biryudumkitap sen sadece kitap pasajları paylaşmıyorsun onlarla konuşuyorsun
: Bu yeni nesil, edebiyatla ilgisiz, ama edebiyatı kullanan kişilere kırılıyor musun?
: Bu konuda pek müsterih olamayacağım. Sabahattin Ali’den cevap vermek isterim müsaadenizle.
: “Hiç de fena insanlar değillerdi. Yalnız boş, bomboş mahluklardı. Yaptıkları münasebetsizlikler hep buradan geliyordu.”
: ?
: Yazarlar ve kitaplar veriyor cevaplarını
: Birçok kitap grubu da var aslında, senden sonra da benzer ya da biraz daha değişmiş örneklerini gördük. Mutlaka ilham alanlar da olmuştur. Nasıl buluyorsun Kitap için yapılan işleri?
: Yürekleri; güzel sözcükler, okuma aşkı ile çarpıyorsa ne harika. Var olsunlar derim.
: Fakat yetersiz. Ben bir sosyal insiyatifim, edebiyat dışında katiyen bir kaygım yok. Umarım kitap için, okumak ve okutmak için daha fazla insiyatif ortaya çıkar. Mevcut vaziyet pek iç açıcı değil.
: Hadi biraz kargalığımı yapayım Sosyal Medya klasiklerinden, kahve yanındaki kitapların okunduğunu düşünüyor musun?
: Bu kavgaya hiç taraf olmuyorum, anlamıyorum da. Okuyorsa gerisiyle pek ilgilenmiyorum.
: Hem okumasa da ilgilenmiyorum, belki gören olur, alır, okur. Ne güzel?
: Peki, okuyor muyuz Biryudumkitap?
: Pek değil, bu konuda bazı araştırmalar var. Ne kadar güvenilir ne kadar değil bilmiyorum. Ama kitap satış rakamları pek iç açıcı değil.
: Ama yine de bir cevher var bu memleketin koca yürekli insanlarında. Posta kutularına kadar geldi kitap, milyonlara okutacağız inanıyoruz.
: Güzel günler göreceğiz, güneşli günler diyor ya şair; inanıyoruz.
: Ben de inanıyorum. Kavgalar değil, güzel insanlar güzel işler yapanlar kazanacak.
: Var ol Karga, ne müthiş söyledin.
: Bir kitap değilim ama ben de okutmak için varım ?
: Neleri okumayı daha çok seviyoruz?
: Pasajlarına gelen heyecan bulutlarından anlıyorsundur belki
: Benim dışımda konuşacak olursak, edebiyat ve tarih başı çekiyor.
: Biz yalnızca şiir, hikâye ve roman pasajı gönderdiğimiz için buna duyulan heyecanın yüksek olduğu aşikâr.
: Fakat hülasa şunu söyleyebilirim: En çok bizi anlatanlar okunuyor. Yürekten, insana ait, toprağa ait, yeryüzüne ait sözcükler okunuyor. Biz de pekâlâ bu sözcükleri seçiyoruz en iyi hikâyelerden ve romanlardan.
: Doğrusu da bu, edebiyat bir çöplük değildir sevgili Karga. Biz okurlarımızı bir yandan bu kokuşmuş çöplükten, bayağı sözcüklerden korumayı dert ediyoruz. Kitaplar birer dünyadır, tıpkı gerçek dünya ile düzmece, ışıltılı dünyanın farkı gibi, kitapların da böyle farkları var. Farukluk ediyoruz okurlarımıza.
: Afilli cümleler listeme alıyorum çok güzel anlattın
: Edebiyat ve insan ilişkisini nasıl tanımlarsın?
: Ne insan edebiyattan, ne de edebiyat insandan soyutlanabilir. Böyle diyelim.
: Okurların ile aranda özel bir ilişki, sıcacık bir bağ var bu nasıl oluyor? Bu güzel etkileşimi nasıl sağlıyorsun?
: “Kitap, içimizdeki donmuş denize indirilmiş bir balyozdur.” diyor Kafka. Zannederim ben biraz da bu balyozu tutan el gibi oluyorum okurlar için. Onlar da sıkı sıkı sarılıyorlar.
: Biraz daha sıradan olsa, pekâlâ sıradan denecek biridir Biryudumkitap. Yalnızca doğru vakitte, doğru sözcükleri, doğru insanlara gönderiyorum. Bunu nasıl yapıyorum inanın bilemiyorum, bir sırrım var fakat ardı nerede meçhul. ?
: Belki de sadece “- Seviyorum Albayim. Her seyiyle, her dakikasinda sonuna kadar seviyorum. ”
: ?
: Bu alıntı da benden olsun, sana dair ☺☺
: Var ol Karga.
: O meseleye gelince… Kim bilir? Çiğdem Demirhan, “İnsan, unuttukları kadar yaşamış oluyor.” diyor. İnsan, sırrını unutabiliyor.
: Akıllısın mahcupsun kendini biliyor ve unutuyorsun
: Bana neler oluyor Biryudumkitap?
: ☺☺☺
: Gak guk yapamadan geçiyor röportaj
: Biryudumkitap etkisi.
: Öyledir Karga. Ah Muhsin Ünlü’nün dediği gibidir.
: İnsan acizdir, muhtaçtır, fazla artistlik yapmamalıdır.
: ☺
: Peki, kimler okuyor seni?
: Her kesimden, her yaştan, her renkten okurumuz var. Gurbetten, memleketten… 81 ilden, 120 ülkeden okurumuz var.
: Ve seni çok güzel anlatıyorlar seninle iletişimde kalıyorlar nasıl oluyor bu
: dijital izlerine bakınca okurlarının ilgisine şapka çıkarmak lazım
: Bunu pek güzide bir sözcükle açıklamak kafi. Samimiyet.
: Ala
: e-posta kutusu dışında sosyal medya üzerinden de okur ve Biryudumkitap iletişimi var.
: Biryudumkitap, teknolojinin nimetlerini sonuna kadar kullanır ancak iletişim kurmak için samimiyetten öte hiçbir tekniğe ihtiyaç duymaz.
: Sabahları mesajı beklenen sevgili gibisin heyecanlanıyor musun?
: 500 güne dayandık ve her gece heyecanlanıyorum. Okurlarım ne diyecek, neler söyleyecek, binlerce teşekkür e-postası kimlerden gelecek, yine kimlerin hayatına nasıl dokundum… Merakla bekliyorum Karga. İlk günkü gibi!
: Heyecanla bekleyenlerin olunca heyecan bitmiyor.
: Daim olsun
: Var olasın Karga. ?
: Seni en çok ne mutlu ediyor Biryudumkitap.
: Zor soru, sevgili Karga. Uzun uzun düşünüp cevap vermek isterdim ama bu işin ruhuna aykırı.
: Okurlarımın tepkileri, kitaplar, şairler, sözcükler… En çok onlar mutlu ediyor beni. Öyle diyelim.
: En sevdiğin kelimeyi sorayım mı?
: Kelime.
: ahaha harika
: Bir yudum olmanın özel bir anlamı var mı?
: Bu asırda zamansızlık büyük mesele, bir yudum olmak yüreklere dokunmak için kâfi.
: Bir yudum kahvede tavsiye ediyorsun ?
: Güne kitapla ve kahveyle başlamak güzel, kimisi çay sever. Onlar da bizi sever. O aslında bir metafor, güne başlamak anlamında.
: Güne güzel başlamak bizim tavsiyemiz, aydınlık, güzellik ve umut dolu bir güne başlamak!
: Daha ne olsun ?
: Bir arkadaşıma WhatsApp’tan göndermem için pasaj tavsiyesi verebilir misin?
: Sezgin Kaymaz’dan Bakele.
: Hiç yapmadığımız bir şeyi Karga okurları için yapalım, şuracıktan okuyabilirler: Tavsiye Pasaj
: Var ol Biryudumkitap ☺☺
: Mutlu olduk
: Biz de mutlu olduk efendim. ?
: WhatsApp röportajını nasıl buldun Biryudumkitap?
: Fevkalade. Bu kelime de pek güzeldir, belki birkaç cümle gerektirecek hadiseleri anlatmaya yarar.
: Düşünmeye vakit bırakmıyor, hep dedik ya: Samimiyet. Daha samimi ve sıcak oluyor işte.
: Güzel söyledin düşünmeden içinden ve aklıdan geldiği gibi… Yani kendin gibi bir röportaj
: Ve seninle bur röportajı yapmak fevkaledeydi Biryudumkitap.
: Teşekkürler Karga. ❤
: Herkes bir birine güzel sözler söylesin… WhatsaApp’dan şiir göndersin, Kitap pasajı paylaşsın, Ve Biryudumkitap’a abone olmayı unutmasın…
: Unutmasın! İyi bakın kendinize.