Bu sohbete gönderdiğiniz mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçtan uca şifrelemeyle korunmaktadır.

: Ve karşınızda dijital pazarlamanın kargastik ismi Enes Usta! Çevrimiçisin 😀

: Selam 🙏

: Sen YouTube yerlisisin ama WhatsApp Röportajı’nın da tadı başka? Ne dersin, yazışalım mı?

: Tabi olur, heyecanlıyım. Benim için ilk olacak böyle bir röportaj

: Dijital ilklerle ve heyecanlarla dolu. Sanırım en çok bu yönünü seviyoruz 🙄

: İlk defa bir röportajda bu kadar gerildim. İmla hatası yapmamak için 10 kere okuyorum 😂

: Zamanın hayli değerli olduğu bu dönemde rafine bilgi akışı sağlıyoruz. İmla hataları oluyor ister istemez, WhatsApp alışkanlığı 🙂

: Dijitalle ilk tanıştığın günden başlayalım o zaman, nasıl oldu? Nasıl adım attın bu dünyaya?

: Ben ilk 6 yaşında başladım. O yaştan beri bilgisayar hayatım var. İlk okulda bilişim ağırlıklı bir okulda geçirdim. Sonra lise’de bilişim ve web programlama bölümü okudum. Üniversite’de yazılım oldu. Neresinde tanıştığım bilinmez yani.

: Dijital hayatımın hep içinde oldu, benim böyle ayakkabım olsundan daha çok yeni bilgisayarım olsun istiyordum.

: Dijitale doğdum diyorsun, hayatında hep vardı.

: Karga okuyucuları için bize kendinden biraz daha bahsedilir misin? Enes Usta kimdir neler yapıyor?

: Enes Usta, 22 yaşında girişimci diyebilirsin. Girişimlerimi yaparken kendi kendime öğrendiğim şeyler. Bir meslek haline geldi. Yurt dışında öğrendiğim şeyleri Türkçeye çevirip paylaşıyordum. Sonrasında bunu video içerikler halinde yapmaya başladım.
Bunu yaparken o kadar fazla bilgi öğrendim ki. Bu artık benim mesleğim haline dönüştü. Kendi öğrendiklerimi anlatmak beni eğitmen yaparken, öğrendiklerimi uyguladığımda ise dijital pazarlama uzmanı oldum.

: Şu an markalara dijitalde 360 derece danışmanlık ve ajans hizmeti veriyorum. Hikaye aslında birbirini tamamlayıcı şekilde gelişiyor.

: İlk olarak lisede, sonrasında yurt dışına çıkmamla çok şey şekillendi diyebilirim.

: Hikayen ilerlerken dijitalde izlerin de birikmiş. Eğitimle aranın iyi olduğunu görüyorum. Hem dijitalle hem eğitimle bu kadar ilgilenmenin bir bağlantısı olabilir mi?

: Bir bilgiyi aktarmak için onu çok iyi bilmek gerekiyor. Ben anlatacağım şeyleri önce öğreniyorum ya da bildiğim şeyleri anlatıyorum. Anlatmak çok farklı bir durum bide. Beni eğitim vermeye ya da anlatmaya iten şey şu oldu. Eski hocalarımdan birisi dedi sen konuşmayı seviyorsun. Git kendine YouTube kanalı aç enerjini oraya harca.

: Ben kendi kendime başladım, kendime hiç bir zaman eğitmen demedim. Toplum bana bunu dedi, ben video çekiyor ve paylaşıyordum. Bir baktım herkes artık Enes hocam demeye başlamış. Şirketler çağırmaya başladı, üniversiteler çağırmaya başladı. Sonrasında kendi kendime eğitmen olmuşum. Bu durum aslında bana yanlış geliyor.

: Yani bu şekilde eğitmen olunmamalı, bunun akademik eğitiminin alınması gerekiyor. Ben anlatırken bile bir çok yanlış var. Eğitmen olmak zor bir durum halen öğreniyorum.

: Enes Usta kurslarına katılmak isteyenleri de
bu linkten alabiliriz. Yeni başlayanlar ve rafine bilgiyle gelişmek isteyenler için bol cevizli eğitimler var. YouTube kanalından takip etmek isteyenleri de
bu linke alalım.

: Ama bizim ülkemizde bu tip şeyler anlatılmadığı için. Ben anlatılınca kahraman gibi oldum. Ajanslar, şirketler ya da bilir kişiler, bildiklerini hiç bir zaman anlatmadılar.

: Herkesin sosyal medya uzmanı olduğu bir sektörde Enes Hocam gayet olağan karşılanır 🙂

: Anlatmadılar derken bilinçli bir şey söz konusu mu demek istiyorsun?

: Bir de bu eğitim işi bizim ülkede biraz farklı işliyor. Şimdi buna çok kızacaklar ama olan bu. Kişiler buradan para kazanmak için yapıyor. Şimdi diyeceksiniz sende para ile satıyorsun? Evet ama ben eğitim satıyorum yani aldığınızda öğreniyorsunuz.

: Karaliste yapalım gak! Ajanslar, etkinlikler, eğitmenler (sözde) için 🙂

: Fark nedir? Şu an seminerler ya da eğitimlere bakarsanız. Anlatan kişiler hep şirketlerin x bölümünde yönetici olanlar. Sizde bu şirketler neden bunu yapıyor? Semineleri neden seo ajansları yapıyor? 😉
Siz gidiyor ve sizin işinize yaramayan tüm bilgileri dinliyorsunuz VE diyorsunuz ki ben bunu yapamam. Onlarda diyorki bak öğrettik yapamazsın gel bizimle çalış.
Şu an piyasada olan tüm kurumların, kişilerin ya da oluşumların hepsinin kendi ajansı var? Bu iş aslında bir reklam modeline dönüştü.

: Ajans olarak 1000TL reklam bütçesi harcamak yerine eğitim verelim. Reklam yapalım gelsinler (potansiyel müşteri) daha ne kadar güzel olabilir

: Beni şu yüzden çok sevmezler. Bir esnaf düşünün 1000 – 2000TL parası var. Bu adam internetin İ’sini bilmiyor. Gidiyor ajansa adamın tüm parasını alıyorlar. Bende bu küçük esnaf kendisi yapsın diye anlatıyorum. Büyük şirketler zaten büyük ajanslar ile çalışıyor.
Doğal olarak çiğ köfteci gibi olan ajansların işine gelmedi bu durum. O yüzden biraz sıkıntıya düştü herkes. Şirketler konuya hakim değildi. Belki yine değil fakat artık kanmıyorlar. Bu neden böyle diye soru sorabiliyor artık.

: Hiç bir zaman şunu iddia etmiyorum ve doğru bulmuyorum. Bu eğitimi alıp şirketler kendisi içeride yapsın. Bu mümkün değil zaten. Kariyer planı olan birisi marka tarafında çok çalışmaz.
Benimde ajansım var ve bu mümkün değil. Ben bütçesi olmayanlar kendisi yapsın istiyorum. Çünkü her iş için 30 kişi çalışmıyor. Büyük bir şirket için kampanya ya da yönetim yapmıyorsanız. 30 kişilik bir ajansla çalışmanıza gerek yok.

: Markalara, müşterilere strateji çıkarmanın, reklam ve iletişim modellerini kullanmanın kolay olmadığını göstermek için doğru bir model değil mi yani? Diğer taraftan müşterileri ölçeklendirecek olursak ajansla çalışmayıp gerçekten eğitimi alması gerekenler de var.

: Gak! Aynı şeyi düşünüyormuşuz 🙂

: Küçük ölçekli işletmelerin dijitali öğrenmesi için daha neler yapılabilir? Sadece eğitimlerle mümkün olmadığı kesin.
Burada kendileri denemeleri gerekiyor. İşin tamamı deneyip görmek. Nasıl oluyor görmek. Etkisini, etkileşimini ve geri bildirimi.

: Küçük ölçekli işletmelerin dijitali öğrenmesi için daha neler yapılabilir? Sadece eğitimlerle mümkün olmadığı kesin.

: Ajansın verdiği hizmetlerden öte işletme ihtiyaçlarının doğru tespit edilmesi önemli. Belki sadece bunun için üçüncü kurumlar devreye girebilir 🙂

: Durup durup iş fikri üretiyorum 😃

: Dijitalde 360 danışmanlık almıyorsanız. Ajanslarla masaya oturmak tamamen zarar.

: Performans ajansı ile görüşüyorsunuz. Dünyayı onlar kurtarıyor.
SEO Ajansı ile görüşüyorsunuz. Her şey onların elinde.
Sosyal medya ajansı ile görüşüyorsunuz. Battınız diyor 🙂

: Kilidi vurup gidelim yani 🤣

: Hepsini tek tek tespit edip gagalayalım 😎

: 3 seneye hiç birisi kalmaz zaten. Bir büyük müşteri kaybedersen, diğer büyük müşterilerden de kayıp yaşıyorsun. O yüzden çoğu batacaktır.

: Marka, ajans, batmak, çıkmak demişken döviz kurlarına da değinelim istiyorum. Maliyetlere, sektöre etkisi nasıl oldu?

: Batan sayısına etkisi olur mu?

: Kriz durumlarında herkes daha fazla harcar aslında. Eticaret’te çok etkisi olmaz açıkcası. Dolar 2 katına çıksa bile ads maliyetleri o kadar hızlı 2 katına çıkmaz. Yani dolar çıktığında eticaret şirketleri fiyatları 1 saniyede 2 katına çıkartır. Ads maliyeti aynı kalır, maliyet aynı kaldığı için 2 katı reklam çıkar.

: Dövizin çıkması ülke için kötü. Fakat burayı fırsata çevirebilirsiniz dijitalde.

: Çoğu şirket Türkiye reklamlarını kapatıp, yurt dışı reklamlarını 3 katına çıkardı.

: Eskiden 1 liraya üretip 2 liraya satıyordu. Şimdi 1 liraya üretip 10 liraya satıyor. Tamamı katar, dubai, birleşik arap emirliklerine yoğunlaştı diyebilirim.

: Boykot olayından dolayı yine yerli mecralar kazanıyor.

: Bu duruma en çok sevinen ekşi sözlük ve onedio olmuştur galiba.

: Influencer Marketing çalışmaları da olumlu etkilenmiştir diyebilir miyiz

: Influencer marketing en ucuz reklam modeli zaten.

: Düşünün 1 Infleuncer ortalama 20.000 TL’ye proje yapsın.

: Yurt dışı şirketi için bu 5.000 dolardı eskiden.

: Şimdi 2.500dolar

: Daha az para, daha fazla verimlilik anlamını taşıyor artık.

: Türkiye’de dijitale en fazla parayı harcayan şirketler yine yurt dışı şirketleri.

: Influencer Marketing çalışmalarını değerlendirecek olsan neler söylemek istersin?

: Dünya ve Türkiye çapında..

: Ucuz ve verimli

: Bir marka için en iyi şey 😂

: Marka cephesinde gösterilen ilgi nasıl sence?

: Ama Influencer olmayanlar için bu paralar çok geliyor.

: Mesela 1m takipcisi olan birisi 150.000TL’ye iş yapıyor.

: Herkes diyorki o paraları nasıl kazanıyorlar filan.

: Marka aynı etkileşimi görmek için platformlara 10 katı para harcıyor.

: Marka için çok ucuz rakamlar bunlar ve verimliliği iyi.

: Sözde fenomenlerin sayısı da bir hayli fazla

: Markalar için reklamlar şöyle. Ürün var mesela gösterdiniz. Kullanıcılar görüyor, inceliyor, güven kazanması lazım, karşılaştırması lazım vs. vs. diye gidiyor.

: Fenomen çıkıyor diyorki bu ürün iyi gidin alın. Tüm aradaki süreçler gidiyor.

: Pazarlama değil, direk satış. Net aslında. Infleuncer ve ürün bir birine yakınsa ürün satılıyor.

: YouTube cephesinde neler oluyor? Video trafiği, SEO çalışmaları, kazanç programı vb. Bir sosyal ağdan fazlası var orada, kullanıcıları kadar kendisi de yaşayan bir platform. Biraz aydınlatabilir misin?

: YouTube bir sosyal medya platformu değil. Para kazandırma platformu

: Sosyal medya platformlarında olan hiç bir şey yok.

: Chat yok, timeline yok, etkileşim yok.

: Fenomen ve siz varsınız sadece. Paylaşım yapılacak tek şey ona yorum.

: Hiç bir rakibi yok, en büyük platform diyebilirim. Para dönüyor içeride. İnanılmaz rakamlar.

: Dizilerin kazandığı paralar özellikler. TV’den daha fazla.

: Markalar YouTube’ı nasıl kullanıyorlar?

: Çok değişik bir platform. Dinamikleri diğerleri gibi değil.

: Kullanmıyorlar.

: Markaların kullanmak için içerik üretmeliler.

: Markalar için YouTube sadece bir mecra

: Bir reklam filmi ya da kampanya yapıyorlar, bütçenin bir kısmını da buraya harcıyorlar.

: İçerik üreten tek marka sanırım ING Bank var onun dışında Unilever’in bir iki projesi vardı.

: Zaten yerli bir marka yok içerik üreten

: Dijital pazarlamanın geleceğine dair öngörülerin var mı?

: Para halen en fazla offline için harcanıyor. 10 yıl daha böyle olacağını düşünüyorum. 10 yıl sonra en fazla para dijitale harcanacak.

: O yüzden dijitalin her hangi bir noktasında bulunmak önemli.

: 3D teknolojisinde bulunmak bence gelecek için çok önemli.

: 3D teknolojisi hakkında neler düşünüyorsun?

: Dijital pazarlama içinde söyleyeceklerim, daha çok yeni. Dünya içinde yeni, Türkiye içinde

: Geleceğin orada olduğunu düşünüyorum

: hem fiziksel – hem dijital olarak

: VR ve 3D printer

: Ucu olmayan bir alan her şey yapılabiliyor 🙂

: Deneyimler başka boyutlara taşınacak ister istemez reklamcılık da etkilenecek

: Yeni bir isim çıkabilir mi dersin?

: Steve Musk 😂

: Elon Jobs da olabilir 😃

: Her gün çok başarılı isimler çıkıyor. Fakat hızlı tüketiyoruz. Artık birisinin öyle olması için inanılmaz şeyler yapması lazım. Yer çekimini şimdi bulsaydık sanırım 3 gün etki alanı olurdu.

: O yüzden çıkar mı bilmiyorum 🙂 Ama illa ki çıkacaktır. Ne manyak değişik şeyler çıkıyor hiç birisini duymuyoruz.

: Peki, Steve Jobs mı Mark Zuckerberg mi Elon Musk mı?

: Steve Jobs tabi ki

: adam inanılmaz 👑

: Bize Jobs’ı anlat 😉 Neden Jobs?

: Adamın adı Steven Jobs bu arada bilmeyenler için 🙏

: Size bir
video linki ile konuyu özetlemiş olayım o zaman.

: Steven Paul Jobs 🤣

: İlk 30 saniye

: Orkestra şefi olmak ya da olmamak tüm mesele bu

: Gözlerini kapat. Aradan 5 yıl geçmiş. Neredesin ne yapıyorsun?

: Ama yine benim hayatımda 1.sırada Isaac Newton var.

: 3 yıl sonrasını söyleyeyim ben sana.

: Sahilde uzanmış, yüzüme rüzgar vuruyor ve güneşleniyorum.

: 😎

: 😅😅

: Uçarken görmeyeyim demedi deme 😁

: Kemerlerini sıkı bağla, hızlı sorulara geçiyoruz?

: Olur hadi

: Enes Usta’nın kitap önerilerini alalım?

: Da Vinci Code

: Melekler ve Şeytanlar

: En sevdiğin renk nedir?

: Yeşil

: En sevdiğin yer?

: Ülke: Panama

: Şehir: NewYork

: En sevdiğin kelime, bir Türkçe bir İspanyolca?

: Caminar. İspanyolca yürümek demek.

: Motivasyon

: En sevdiğin emoji hangisi?

: 😎

: Sosyal medyaya günlük ne kadar vakit arıyorsun?

: Uyumadığım tüm vaktimi

: Hep online’ım

: benim bütünüm

: En sık kullandığın sosyal ağ?

: Facebook

: En çok kullandığın mobil uygulama?

: Whatsapp

: WhatsApp Röportajı’nı nasıl buldun?

: 10 üzerinden 10 🎊🎉

: Çok keyifliydi

: Röportaj için önermek istediğin isimleri alalım.

: Okan İrtiş

: Cenk Çiğdemli

: Bir sürü sayabilirim

: 50 kişi sayabilirim 🙂

: 50 kişiyi alalım ama burdan değil 😂

: Takip ettiğin etmemizi önerdiğin fenomenler var mı?

: Herkes kendisine yakın gördüklerini takip etmeli.

: Neyin faydalı ve neyin yararlı olacağını keşfetmeli

: Tavsiye listeleri zaten yüzlerce var

: O yüzden klişe şeyler tavsiye etmek istemiyorum

: Eğitimlerine katılım bol, zor öğrenciler zor müşteriler uzak olsun. Kargayı unutma cevizsiz kalma.

: Görüşmek üzere 😇