Bu sohbete gönderdiğiniz mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçtan uca şifrelemeyle korunmaktadır.

: Dijital medyayı ilk keşfedenlerden, anlamaya ve anlamlandırmaya çalışanlardan Rıdvan Özdemir yakaladım seni. Sorularım var. Müsaitsen yazışalım mı?

: Tabii seve seve, en sevdiğim şey dijital hakkında konuşmak ?

: O zaman doğru röportajdasın ??

:Dijital için önemli olan her şeyi takip ederim senin de yazılarını okuyorum. Teknoloji ve dijital dünyanın eski yüzlerinden birisin. Her şey Comodore 64 ile başladı diyorsun ? Aslında sonraki yılların teknolojik gelişmelerinde C64 kullananların payı büyük sanırım ?

: Tabi, her işin bir Bismillah kısmı var. Benim de sanırım bilgisayar dünyası ile olan Bismillahım Comodore. Oyunla başladık, tasarım, editörlük derken ben de artık dijital teknesine binmiştim

: Dijital de engin bir deniz zaten

: C64 demişken oyunlarla aran nasıldı?

: Son dönemde pek yok, öncesinde uzun saatler harcamıştım. Çok çeşit sevmiyorum, belirli oyunlar sadece, bizim için bir sosyalleşme yöntemiydi ?

: Teknoloji ile ilgili ilk okumaların Hakkı Öcal kitapları olmuş. Kendisine selam olsun. Bir gün WhatsApp Röportajı’nda onunla buluşmak istiyorum. O dönem için en önemli kaynak kitaplardı Sen de her zaman bilgiyi kitaplardan edinmeyi seviyorsun değil mi?

: Kesinlikle. Hakkı ağabeyin (gıyabında Hakkı baba derdik) hayatımdaki yeri çok önemli. Daha fazla insanın onu tanımasını çok isterim. Tevazu konusunda bildiğim abidelerden biridir. Bir örnek vermek isterim. O dönemin en fazla okunan bilgisayar dergisi sanırım BYTE Türkiye’ydi. Hakkı ağabey de dergiyle birlikte fasiküller yayınlardı, küçük kitaplar. Frontpage Express kitabı çok ilgimi çekmişti. Ben de bir yandan okumaya bir yandan da web sayfası tasarlamaya başlamıştım. Muhtemelen yıl 1999 veya 2000. Kitabı bitirdim, kendi web sayfamı ücretsiz bir web alanına yükledim fakat siteye yüklediğim resimler görünmüyordu. Ben de bir umut Hakkı ağabeye mail yazdım, cevap geleceğinden değil tamamen işi çözme hırsımdan.

: İşte öğrenme aşkı.

: Gece bilgisayar başına geçtim, maillerime baktım, bir de ne göreyim, Hakkı ağabey 2 paragraflık mailime 4 paragraflık bir cevap yazmış, ayrıntılarıyla açıklamış; “web sayfasının HTML dokümanlarıyla, resimlerin aynı klasörde yer” almalı demiş. İnanılmaz mutlu oldum, koskoca Hakkı Öcal bana cevap yazmıştı, o dönem ABD’de hatırı sayılır bir üne de sahipti, ülkemizdeki yeri de zaten tartışılmaz. Tüm bunları bir yere yazın ve böyle birisi 16-17 yaşında bir yeni yetmenin sorusunu cevaplıyor.

: Bilgiyi paylaşma konusunda gösterdiği tevazu benim için çok önemli bir örnek olmuştu, sonrasında bende yıllarca en garip gelecek soruları cevapladım özellikle Dreamweaver ve Flash ile ilgili.

: ??

: Ne güzel olmuş. Bir iyilik güzellik silsilesi böyle başlıyor demek. Şimdinin Dijitalcilerine örnek olsun.

: Bu anlamda Hakkı ağabey benim yazma çizme hayatıma çok büyük bir katkıda bulundu. Çünkü bilgi paylaştıkça çoğalırdı.

: Bilgi paylaştıkça çoğalır. En sevdiğim.

: Kesinlikle!

: Sizin zamanınızda kaynak yok. Herşey elinizin altında değil tabii.

: Teknik dünya ile başlamış herşey. Bir web sitesi sosyal medya hesaplarından daha değerli.

: Kesinlikle yok, ne internette ne de kitaplarda. O zamanlarda bu tip kitaplar çok değerli.

: Şimdi gençler bunu okumalı bilmeli!!!

: Ve sonra sosyal medya ile tanıştık

: Hem de ne tanışma ?

: Herkes daha kolay ve basit şekilde dijitale geçiş yaptı

: bu süreci iyi bilen biri olarak neler değişti sence?

: Çok şey değişti ne yazık ki. Açıkçası iyimser tarafından bakanlardan değilim, bu genelde de yanlış anlaşılıyor.

: gerçekçi olalım en güzeli ??

: Batılı ülkelerin vatandaşları bu süreci biraz daha kolay atlattılar, zira üretmediğiniz bir şeyin sizi nerelere götüreceğini de pek bilemiyorsunuz. Mantığını bilmediğiniz bir şeyin de felsefesini yapamıyorsunuz. Bu nedenle teknoloji kullanım kültürü kullanarak değil bir şokla oluştu bizde. Genelde bizde hayatımıza yeni giren “şeylerin” iyi yanları anlatılır. Eleştirel yaklaşım da genelde yüzeyseldir. Benim sosyal medya anlamında elime hep eleştirel kitaplar geçti.

: hani iş olsun diye de değil, kitabın ortasından konuşan kitaplar.

: işi teorisi ve sosyolojisi anlamak lazım diyorsun

: Bu nedenle de sosyal medyaya genellikle eleştirel yaklaştım. Örneğin birkaç yıl öncesinde sosyal medya üzerinden yayılan yalan haberlere dikkat kesilmiştim, bu konuda yazdım çizdim. Şimdi ise Facebook yol haritasının en önemli konusunu yalan haberlerle mücadele olarak açıklıyor. Bir yandan sevinirken diğer yandan da konuda samimi olmadıklarını düşünüyorum.

: Teorisini ve sosyolojisini bilmediğiniz bir işin sadece tüketicisi olursunuz, tüketicilik de tek taraflı bir bağımlılıktır. Bugünlerde yaşadığımız şey de tam olarak bu.

: Maalesef tüketici tarafta kalıyoruz ve neyi tükettiğimiz sorgulamıyoruz bazen

: Genellikle

: Yalan haber meselesinde Facebook çözüm üretmiş gibi davranıyor olabilir. Yapar huyudur. Sadece kendi ülkemizden bakıyoruz ama, bir yalan haber örneği olarak Amerika Seçimlerinde Papa’nın Trump’ı desteklediği haberi ciddi etkiler yaptı. Ve Papa açıklamalar yapmak zorunda kaldı.

: Samimi olmadıklarını düşünmenin özel bir nedeni var mı?

: Tabi var, hatta ispatı var. Yılını hatırlamamakla birlikte (muhtemelen 2013 ) F8 konferansında Facebook geliştiricilerinin oturumlardaki paylaşımlarını hatırlıyorum. İnsanların sayfalarında paylaştıkları içerikleri olumlu/olumsuz değişiklikler yaparak insanların ruh halini değiştirebildiklerini, gelecekte de insan zihnini okumayı başaracaklarını söylüyordu. Geçtiğimiz hafta Facebook’un insan zihnini okumaya yönelik çalışmaları olduğu haberlerini teknoloji basınında okuduk. İnsana sinema filmi veya kehanet gibi geliyor ama bizim kehanet sandığımız şeyler onların hedefleri.
Peki nasıl yapılıyor bunlar, tabi ki big data ile. İnsan toplulukları belirli bir davranış kalıbına göre hareket ederler, ne kadar fazla insanın davranışlarını takip ederseniz de o kadar fazla insana aynı anda hitap edebileceğiniz bir davranış örüntüsü okuyabilirsiniz. Şimdi düşünün Facebook’un elindeki nüfus hangi ülkenin elinde var?

: Biz Zuckerberg’i mühendis yanıyla biliyoruz, fakat Jeff Jarvis, E-Sosyal Toplum kitabında Zuckerberg’i mühendis olmanın ötesinde muhteşem bir sosyolog olarak tanımlıyor.

: Big Data ah Big Data anlamak çok önemli. Derin işler bunlar iyi gözlemlemek lazım.

: Hayati düzeyde önemli Biz ne yazık ki şimdilerde sadece big datayı biriktirme kısmıyla ilgileniyoruz. Hâlbuki asıl iş toplanan veriyi yorumlamakta, o niteliğe sahip veri mühendisleri ve sosyologlar yetiştirmede.

: Aslında gizli kapaklı yapılan bir şey yok F8’de hep sinyaller veriyor Facebook Ekibi. İyi takip etmek lazım bu zirveleri. Ama bizim kaynaklarda hep F8 yapıldı şunlar bunlar tanıtıldı içerikleri var ve hepsi aynı tür yazılar. Alt mesajlar, bağlantıları kurmak önemli

: teknik kısım için daha heyecanlıyız sanki, ama sosyolojik açıdan uzağız verileri okumaya maalesef

: Aynen bunun nedeni de bu işin üreticisi olmamamız. Ülkemizde mühendislik ve teknik bilgi daha fazla itibar görüyor. Halbuki bu veriyi okuyup, anlamlandırıp toplumsal faydaya dönüştürecekler ise sosyologlar, psikologlar ve nörologlar.

: Gerçekten önemli bir noktaya işaret ettik umarım buradan yola çıkarak kendine vazife edinecek kişilere ulaşır

: Umarım, zira bu iş kesinlikle 8-10 iyi niyetli kişinin tek başına altından kalkabileceği bir iş değil. Çok ciddi bir ekip çalışması ve koordinasyon gerekiyor.

: Ben de umuyorum ve umutlu olmayı seviyorum. Ayrıca Dijital Karga okuyucularına da güveniyorum doğru mesajları iyi değerlendirmeyi bilirler

: ?

: Doğru yerdeyiz ?

: doğru kişilerleyiz ?

: Habercilik noktasından da bakacak olursak bir yazında haberciliğe olan güvenin azaldığı ile ilgili bilgiler vermiştin. Dijital ‘de bilgiye ulaşmak daha kolay ama güvenmek daha zor bir hale geldi sanıyorum?

: Onlarca araştırma, enstitü raporu, makale, blog okudum bu konu hakkında. Genel eğilim dijitalde haberciliğin pek güvenilir olmadığı yönünde. Haksız da sayılmazlar, çok fazla yalan haber var ve bunu güvensizliği doğrular şekilde “yalan haber doğrulama” siteleri hizmet vermeye başladı.

: evet aynen bu tür kaynaklar hızla artıyor doğrulama tarzında siteler ve sosyal medya sayfaları

: Sebep ne diye sorarsanız cevabı Neil Postman’ın, Televizyon Öldüren Eğlence kitabını işaret edeceğim. Hayatımda taşları yerine oturtan kitaplardan biriydi. Yazar diyor ki her medya mesajı, kendi doğasına uygun şekilde taşır ve mesajı da kendi doğasına göre şekillendirir. Verdiği örnek de muhteşem, örneğin Kızılderililer duman ile iletişim kuruyordu, duman gibi basit bir araçla en temel bilgileri ulaştırabilirsiniz. Araç karmaşıklaştıkça taşıdığı mesaj da aynı oranda karmaşıklaşıyor.
Sözün özü dijital medyanın doğası bu, direksiyonu bıraktığınızda iş yalana doğru kaymaya meyilli. Bu nedenle direksiyonu hep düz tutacak, haberi doğrudan ayırmayacak bir irade göstermek gerekiyor.

: Güzel nokta aslında, geleneksel medya da bu durumlar vardı belki daha dolaylı semiyolojik etkiler yaratıyordu.Dijitalde hızlı ve kontrol edilemez yayılım yalan haberler için fırsat veriyor maalesef o yüzden okumak önemli

: Geleneksel medyada kurallar çok daha katı. Yayınlanmış bir gazeteyi yok edemezsiniz, yayınlanmış bir TV haberini de yok edemezsiniz, ortadan kaldıramazsınız. Bu nedenle geleneksel medya çok daha dikkatli. Dahası çok daha ciddi regülasyonlara tabiler, ayrıca meslek ilkelerinin hatırı sayılır bir geçmişi var. Fakat ne yazık ki dijitalde henüz aynı şeyleri söylememiz pek mümkün değil. Gözümle gördüğüm şeyin yalan olarak haberleştirildiğini gördüğümde bu konuya olan ilgim arttı. Bu nedenle kendi blogumda yalan haberin peşine düştüm, uzunca 4-5 yazı kaleme aldım, örneklerini ve yöntemlerini irdeledim. Peşini bırakmaya da niyetim yok açıkçası. Dijitalin hayatımıza verdiği en büyük zarar, yalanı kolay paylaşılır ve dağıtılır hale getirmesidir. Facebook’un yaptığı araştırmada da ne yazık ki insanların yalan haberi, gerçek bir haberden çok daha fazla paylaşmaya meyilli olduğunu göstermişti. Hele ki o haber işimize geliyorsa.

: Bu yüzden ne paylaştığımız kadar neyi paylaştığımıza da dikkat etmek lazım.

: Kesinlikle, arkadaşlarıma da tavsiye ettiğim yöntem şu, eğer bir haber işinize geliyorsa onu paylaşmadan önce iki kez doğrulayın.

: Bahsettiğin tüm bu konular hakkında blogunda yazıyorsun peki blog yazarlığı nasıl başladı?

: Hakkı ağabeyden aldığım ilhamla bildiğim ve kullandığım bilgisayar programları için “nasıl yapılır” türünde yazılar paylaşmak istedim. Dreamweaver, Flash, Photoshop ve genel bilgisayar kullanım bilgisine yönelik yazılarımı paylaşabilmek için o zamanların en meşhur ücretsiz web alanı sağlayıcısı olan Geocities’de blogumu açarak bir şeyler karalamaya başladım. Sanırım 2008-2009

: Bloggerlar yaptığım röportajlarda hep söylerim başlamak önemli ama en önemlisi istikrar senin istikrarlı olmandaki anahtar kelimeler ne oldu?

: Okuma, yazma ve paylaşma tutkusu bir kez kanınıza girdi mi bir daha kurtulamazsınız. Hayat kocaman bir okul, ben de her öğrendiğimi benden sonra öğreneceklere kolaylaştırmak için yazıyorum. Birilerine bir şeyler katabilmek çok güzel, sayende iş buldum diye bir de mesaj gelince, inanılmaz bir motivasyon oluyor. Yazmaktaki amacım iyi bir şeyler yapmaya devam edebilmek, bu nedenle mümkün oldukça yazmaya devam etmek istiyorum.

: ne güzel bir amaç umarım daha çok yazarsın ve çok kişiye ulaşırsın.

: Konuları nasıl seçiyorsun yazarken?

: Kitap okurken, film seyrederken, yolda yürürken, bir basın toplantısı sırasında bir şekilde aklıma konu düşüyor. Hemen başlığı ve yazmayı düşündüğüm yazıyı ifade edecek anahtar kelimeleri Google Keep uygulamasına kaydediyorum. Bilgisayarın başına geçtiğimde de hemen blogumun taslaklar bölümüne kısa bir girişle kaydediyorum. Yazı için gereken bilgi ve belgeleri de okuduktan sonra yazmaya başlıyorum. Konularım da genellikle birbiriyle bağlantılı. Halkla ilişkiler, sinema, kurumsal blog, sosyal medya, kitap, medya analizleri en fazla yazı girdiğim anahtar kelimeler.

: özet bir yöntem de anlatmış olduk ilgililere ?

: Rakamlarla da aran iyi birçok yazında istatistikler veriyorsun. Özellikle mi tercih ediyorsun?

: Kesinlikle, istatistikler görüşlerin ayaklarını yere bastırır. “Bana göre şöyle, bana göre böyle” demek açıkçası çok fazla inandırıcı olmuyor. Fikrinizi gerçekleşmiş istatistiklerle desteklediğinizde mesaj yerine ulaşmış oluyor. Aslında ikna süreçlerinde de önemli aşamalardan biri de paylaşılan bilgiyi destekleyen kanıtlar sunmaktır. Yazılarımda kullandığım istatistikleri görüşlerimin kanıtları olarak okuyucuma sunuyorum.

: bilgi ve veri önemli severim ??

: En çok hangi yazılar ilgi çekiyor?

: En çok fayda yaratan yazılar okunuyor. Okunduğunda harekete geçiren yazılar… Bunlar da nasıl yaparım yazıları, film listeleri, kurumsal blog yazıları sıralanıyor diyebilirim.

: Kurumların bloglarını nasıl buluyorsun? Olmalı mı? Başarılı işler var mı?

: Henüz kurumsal blogların faydasının farkına vardığımızı düşünmüyorum. Çok güzel örnekler olmakla birlikte hakkının verilmediğini biliyorum. Onlarca kurumun kurumsal bloglarını inceledim ve en son da “Türkiye’de Kurumsal Blog’u Olan En Değerli Markalar” başlıklı bir yazı kaleme aldım. Kaynak olarak da Türkiye’nin En Değerli 100 Markası listesini kullanmıştım. Üzülerek belirtmek isterim ki 100 firmanın sadece 8-9 tanesinin kurumsal blogu bulunuyordu. Son dönemde içerik pazarlamanın değeri daha iyi anlaşıldı, bu da kurumların kurumsal bloglara olan ilgisini de arttırdı. Asıl hak ettiği yeri ise yeni nesil yöneticiler daha üst pozisyonlara geldiğinde kazanacağını düşünüyorum. Çok başarılı örnekler de yok değil, bu insanı çok mutlu ediyor fakat daha alacak çok yolumuz olduğunu da söyleyebilirim.

: şuraya bir yere link bırakalım o zaman

: https://www.mridvano.com/turkiyede-kurumsal-blogu-olan-en-degerli-markalar/

: Harika Kurumlara gelmişken Dijital İletişimin öneminin farkındalar mı bu noktada başarılı olduklarını düşünüyor musun?

: Dijital ile ilgili farkındalık sadece sosyal medya konusunda yeterince oturdu, bunun nedeni de kısa sürede bilinirlik sağlanması ve herkesin sosyal medyanın faydası hakkında hemfikir olması. Bunun ötesinde dijital iletişim tam olarak anlaşılmış değil. Genellikle dijital pazarlama ile karıştırılıyor. Bu kafa karışıklığını kurumların verdiği iş ilanlarında da görebiliyoruz. Büyük firmaların bir kısmı dijital iletişime bütçe ayırmaya başladı fakat ağırlık yine ve hala geleneksel medyada. Fakat yine bu kurumların yöneticileriyle konuştuğunuzda geleneksel medyanın geleceğinin pek de parlak olmadığının farkındalar, sadece değişimi başlatacak öncü kuruluşlar gerekiyor, zaten bu konuda ilerleyebilmemi de dijitale yatırım yapan firmalara hizmet verme şansını yakalayabilmeme borçluyum diyebilirim. 5 yıl öncesine göre dijital medya çok daha iyi durumda, fakat daha iyi olması için niteliğini arttırması gerekiyor, fakat ne yazık ki dijitalde gözler nicelik üzerinde. Nicelikteki artışlar günü kurtarıyor fakat geleceği günden güne karartıyor. Yine istatistiklere başvurmak istersek dijital medyadaki 100 haber bir değer yaratma açısından sadece 1 gazete haberine denk düşüyor. Bu çok acı bir istatistik.

: Bu kadar vahim mi? Şaşırdım diyebilirim.

: Bunu neye bağlıyorsun?

: Çok vahim, istatistik tamamen gerçekleşen verilere dayanıyor, kesinlikle bir abartı yok. Bunun en büyük nedeni dijitaldeki niteliksizlik. Tek geçer akçe tekil ziyaretçi olduğu sürece dijitalin daha iyi bir konuma gelme ihtimali de elimizden alınacak diye düşünüyorum. Dijitalde başarı, ürünü tüketen kişi sayısına (ziyaretçi sayısı) endekslendiğinde rekabet daha iyi içerik üretme üzerine değil, tık hırsızlığı, yarı pornografi, merak hırsızlığı ve yarım kalmış başlıklar üzerinden yürütülüyor. Niteliksizlik dijital medyanın sonunu getirebilir, bu henüz görülmek istenmeyen bir gerçek. Gerçeğin ayak seslerini de geçtiğimiz hafta çok net bir şekilde duyduk, ülkemizdeki en nitelikli dijital haber mecrası Al Jazeera Türk dijitalde faaliyetlerine son verme kararı aldı. Çok yakın bir dostum vefat etmiş kadar üzüldüm diyebilirim, gerçekten çok önemli bir yayındı, hepimiz için bir kerteriz noktası hükmündeydi. Yalansız, tarafsız, değerli ve nitelikli bilgi, yorumsuz bir şekilde okuyucuya sunuluyordu. Çok büyük bir kayıp cidden.
Son tahlilde; dijital medyanın yaşamak, olgunlaşmak ve itibar kazanmak için kesinlikle düzeyini yükseltmesi ve niteliğini arttırması gerekiyor.

: Nicelik peşinde koşanlara duyurulur. Varsa yoksa kaç takipçi kaç beğeni sorunsalı boş yere gak guk yapanlar

: Bu arada hakkında bölümünü Haziran 2014’de güncellemiş 3 yıl sonra yeniden güncelleyeceğini söylemişsin az bir zaman kaldı hatırlatayım dedim.

: Aslında hayatımda ve kariyerimde ciddi bir değişiklik oldu bu süreçte, derleyip toplayıp bunu da Hakkında bölümüne eklemek istiyorum. O bölümün bile yaşayan bir bölüm olması en büyük amacım.

: ☺ ne güzel 3 yılda güzel gelişmeler olması tebrik ederim

: Bu arada senin de kitabın var aslında Dreamweaver MX 2004 ve Veritabanı Uygulamaları dijital alanda yayılmış bir kitap. Biraz bahseder misin?

: Türkçe kaynak sıkıntısı çekilen yıllardı, benim de en sevdiğim uygulamalardan biriydi Dreamweaver. Günlerce gecelerce oturup inceledim, öğrendiklerimi kısa kısa makaleler halinde yazıyordum, en son bir bütün olarak kitaplaştırmak aklıma geldi. Bir iki ayda kitabı tamamladım geceler ve gündüzler de dahil olmak üzere. Bastırmak için bir kaç yayıneviyle görüştüm, çok fırsatçı tekliflerde bulundular, kabul etmedim ve kitabı herkesin istifade etmesi için internet üzerinden paylaştım. Hatırı sayılır düzeyde kişiye ulaştı, o kitap sayesinde yüzünü hiç görmediğim halde abi/kardeş ilişkisi kurduğum insanlar oldu. Benim içinde oldukça kıymetli bir kitptır bu nedenle

: Yeniden yazmayı düşünüyor musun?

: Tabi fakat konu bu sefer medya olacak. Özellikle de medya ile yapılan manipülasyonlar.

: dijital mi olacak yine

: Büyük ihtimalle

: bekleyelim görelim o zaman

: İnşallah en kısa zamanda

: Gelelim önemli bir konuya kitap film ve gitar senin için oldukça önemli?

: Hayatımda en fazla vakit ayırdığım 3 şey.

: Gitara da hala zaman ayırabiliyorsun yani

: ????

: Tabi, bir terapi ve rahatlama yöntemi. Örneği çok sevdiğim bir şarkı dilime dolandığında onu yüzlerce kez dinlerim, eskimez ama çevremdekiler bir süre sonra rahatsız oluyor haklı olarak. O şarkıyı gitarla çaldığımda artık o şarkı benim oluyor, o zaman dinlemeyi bırakabiliyorum ?

: güzel bir yöntem müzik pek konuştuğumuz bir konu değildi eklemiş olduk güzel oldu

: o zaman soralım en son senin olan şarkı hangisi?

: Gitar dendiğinde genelde pop akla gelir fakat en son benim olan şarkı Yunus Emre’nin bir şiiri. Hak Bir Gönül Verdi Bana. Sözleri okuduğunuzda inanılmaz bir psikolojik tahlil olduğunu, sayfalar dolusu psikoloji kitabına eşit olduğunu görebiliyorsunuz. Yunus Emre’nin bu şiirine zaten aşıktım, Halil Necipoğlu hoca da en az şiir kadar güzel bir besteyle güfteyi süslemiş, bize de çalış, söylemek ve onlarca kez söylemek düştü. Canım sıkılıyor, bunalımdayım diyen herkese mutlaka bu şiiri okumalarını tavsiye ederim, aslında o bunalıyorum dediğimiz anın ruhun hallerinden sadece biri olduğunu gördüğünüzde sırtınızdaki yük bir anda hafifliyor.

: Bir dem sanasın kış gibi
Şol zemheri olmuş gibi
Bir dem beşâretden doğar
Hoş bağ ile bostân olur

: Muhteşem

: Sende önce biryudumkitap ile yaptık röportaj bu aralar edebi bir hava var üzerimde bakalım nereye varacak ☺☺

: Ondan önce de Plain White T’s’ın Radios In Heaven şarkısını dilime dolamıştım. Müzik muhteşem bir şey, duygu evrensel bir değer, bir ülkeye bir yöreye ait değil.

: Güzel gidiyoruz ?

: sesim pek iyi değildir ama ben de severim müziği insana faydalı olan iyi gelen her şeyi severim aslında böyle de bir kargayım

: Kitaplara gelirsek Okumalarını nasıl yapıyorsun hedeflerin oluyor mu? Kitapları nasıl seçiyorsun?

: kargalar en zeki canlılardandır ? hiç şaşırmadım ?

: öyleyimdir biraz ??

: Her konunun zirve kitapları vardır, o zirvelere uğramadan dağların eteklerinde gezilebileceğine inanmıyorum. Bu zirve kitaplarda yapılan atıfları not alıyorum, aldığım son 50 kitaptan, daha önce okuduğum kitaplarda yapılan atıflar ile haberim oldu. Konularım ise aşağı yukarı belli, tarih, sosyoloji, psikoloji, medya, teknoloji, sosyal medya, bilim ve felsefe okuduğum kitapların %90’lık bir bölümünü oluşturuyor. Romanların yeri ise ayrı.

: daha ne olsun Rıdvan Özdemir ??

: ufuk açacak her alanda okuyorsun.

: öğrenmenin öğrencisiyim ?

: nasıl zaman ayırıyorsun peki hani şu fırsat bulayanlara tavsiye nitleğinde

: afilli cümleler listeme alıyorum güzel söz

: fırsat bulmak mümkün değil, fırsat yaratmak lazım. Mümkün olan her anı okuyarak değerlendiriyorum. İşim ile evim arası oldukça uzun bir yol, yolu okuyarak değerlendiriyorum, akşam yatmadan önce okuyorum, iş yerinde mesaiye başlamadan önce yarım saat okuyorum, hafta sonları sabahları okuyorum. Okuduğumu anlayabileceğim her an okuyorum, gerçekten okumanın tadını aldıysanız ayrı kalmanız mümkün değil. Her an görmek istediğiniz bir sevgili gibi, hem de çok vefalı ?

: vefalı bir sevgili kitaplar ?

: Film/Dizi izlemelerini nasıl belirliyorsun? Homlend ile ilgili uzun bir yazın var ?

: Faydası olacak şeyleri izlemeyi seviyorum. Öğretici olmayan bir yapım benim için eğlendirici de olmuyor. Zira inanılmaz büyük zamanlar ayırıyorsunuz. Örneğin geçenlerde izlediğim filmler listesine baktığımda şok geçirdim, kayıtlı 450’nin üzerinde film var, daha kaydetmediklerimi de düşünürsek…. Harcanan zamanı hesapladığınızda artık yeni bir şey izlemeden önce 10 kez düşünüyorsunuz. Homeland ise dünya siyasetini anlama konusunda oldukça ilginç bir film, medyada “Şırınga Etkisi” denen yönetmin en nitelikli uygulamalarından. Resmen ABD’nin uluslararası politikasının fragmanı Homeland dizisinde veriliyor. Onun haricinde insanları anlamak için Lie to Me, içimde çok net karşılığı olduğu için Dexter ve ufkumu açtığı için Person of Interest dizilerini büyük bir ilgiyle izlemiştim. Bir yapıma konsantre olup izleyebilmem için faydalı olduğuna inanmam gerekiyor.

: Güzel dizi önerilerini almış olduk.

: Şimdi hızlı sorulara geliyoruz ve kitap önerilerinden başlayalım mı?

: Kaç tane olsun ?

: evet böyle bir soru bekliyordum ?

: uğurlu sayın var mı?

: ??

: Çift sayıları sevmeme rağmen uğurlu sayım 3. Tek sayıları hiç sevemedim ?

: ilginçmiş

: Üçü çiftyelim o zaman 6 diyelim

: Ben kısa bir özet geçeyim o zaman konu bağlamlarıyla beraber

: Daha fazlasını isteyenler blogunu inceleyebilir

: Tamam olur harika

: Sinan Canan hoca ne yazsa okurum, çok değerli ve mutevazi muhteşem bir bilim adamı. David Eagleman da değerli bir kaynak. Tutum, Tutum Değişimi ve İkna ve Robert Cialdini’nin kitabı İkanın Psikolojisi eşsiz eserler. Hayatı anlamıyla alakalı moda tabirle beyin açmak için ise Schumacher’in Aklı Karışıklar İçin Kılavuz kitabını tavsiye ederim, hatta tek kitap tavsiye etme durumum olsaydı o kitap bu olurdu. Robert Heath’ın Bilinçaltımdaki Reklamlar kitabı da ufuk açıcı, Gini Dietrich’in Dürüstlük Çağı ve son olarak da Andrew Potter’ın İsyan Pazarlanıyor kitabını tavsiye ederim.

: güzel bir özet oldu

: En sevdiğin renk

: Lacivert

: ?

: En sevdiğin şehir

: Şüphesiz İstanbul.

: En sevdiğin kelime

: İlim

: En sevdiğin emoji

: ?

: Çocukken hayalindeki meslek neydi?

: Tüccar olmaktı, ama nasip olmadı. Kayserilinin kafası çalışmayanı okurmuş, çalışanı da zaten tüccar olurmuş 🙂 Ben sanırım çalışmayan kısmındanım. 😉

: ??

: Değişik bir bakış açısı

: Kayseri’de bir deyimdir bu 🙂

: Dijital Karga’da konuk yazar olur musun Rıdvan Özdemir

: Tabi seve seve

: Harika alırız bir yazınızı

: WhatsApp röportajını nasıl buldun?

: Çok yaratıcı. Ben daha önce DM üzerinden röportaj yapmıştım. Whatsapp pek aklıma gelmemişti. Bu da başka bir güzellikmiş 🙂

: DM üzerinden ?

: Aynen 🙂 Sosyal medya üzerinden kurulmuş bir haber ajansının röportajında. Muhteşem bir hikayesi var onun da

: ilginçmiş o da

: Sosyal medyanın da faydalı yönlerini almak lazım 🙂

: Ama WhatsApp sohbetlerimizin yeni platformu biz de röportajla keyiflendiriyoruz hem samimi hem de faydalı muhabbetler oluyor şekil a da görüldüğü gibi

: Röportaj için önereceğin isimler var mı?

: Umarım faydalı olur. Keyifli olduğunu garanti edebilirim kendi adıma.

: Tabi var, yeni medyanın önemli isimlerinden İsmail Hakkı Polat hoca.

: harika isim listemizde

: Dijital yayıncılığın dönüşümü için Webrazzi den Fırat Demirel

: ?

: Teşekkür ederiz Rıdvan Özdemir. Sana dijital dünyada iz bırakan güzel projeler ve yazılar dileriz. Cevizin bol olsun.

: Dijital Kargayı unutma

: Teşekkür ederim, ben de keskin zekâsıyla yeni yöntemler icat eden kargayı hiç unutmayacağımı garanti ederim 🙂