Bu sohbete gönderdiğiniz mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçtan uca şifrelemeyle korunmaktadır.

: Mısraların adamı Alper Gencer. Şair ruhlu bir Karga ile sohbet etmek ister misin, yazışalım mı?

: Hay hay, kargaların yüce ruhu ile Alper Gencer’in mısraları pek yarışamaz gibi geliyor. ?

: Kargalar biliyor ya neyse ?

: Dijital dünyadaki şiir, özlü söz, romantizm akımı hakkında neler düşünüyorsun?

: Romantik yahut dijital, şiirin herhangi bir dünyada kendine yer bulması güzel.

: Malumunuz, şiirin modern koşturmacada rağbet görmediği ortada.

: Şiir okumak için her türlü vesileyi destekliyorum. ?

: Yetmez ama evet ?

: Dijitalin, şiirin mecrasını ve gelişimini evirmesi kaçınılmaz.

: Peki gidişatı hakkında ne diyebiliriz?

: Yeni iletişim teknolojileri ile gelişen ve büyüyen bir edebiyat kitlesi de geliyor.

: Sadece şiirin mi!? İnsanın temasa geçtiği her mecra için evrilmek kaçınılmaz. Gidişatı da insanın macerası ile aynı istikamette, dijital bizim uzvumuz. ?

: Oradan gelen edebiyat kitlesi için de… Başımızın üstünde yeri var! Nasıl olsa gönlümüze dolacak. ❤

: Şiir ekseninde kalmayalım diyorsun ? Karga’ya uyar.

: Dijitalde nasıl var oldun? Kendini bu alana taşırken çekincelerin oldu mu?

: Ya da özellikle dikkat ettiğin hususlar var mıydı?

: Şiiri hayattan gayrı görmeyelim diyorum aslında.

: Dediğiniz gibi, çağımız kapsamında “kaçınılmaz” oldu. Özellikle dikkat ettiğim hususlar, insanı insana ilikleyen selamla başlıyor. sizinle konuşurken dikkate şayan olan ne ise, dijitalde de o! sadece enstrümantal değişiklikler ve ona bağlı adaptasyon süreci. Kendi karakteristiğini yansıtan renk, font, vs… mühim olan numara yapmadan, samimi olarak kendini ifade edebilmek, mümkünse yanlış anlaşılmamak ve varsa bir yanlış anlaşılma ona göre bir edisyon süreci…

: Dijital, şiirin hayatın içinde olduğunu anlatmak için iyi bir araca dönüşebilir. Kendi karakteristik yapısında bile şiir gibi çeşitli enstrümanlar var. Bu konuda ilgini çeken işler, projeler var mıdır? Dikkatini çeken, paylaşmak istediğin…

: Şiir üzerine harika projeler yapılabilir. Dünyasını, güzelliklerini, ruh halini anlatmak için…

: Genel geçer konularda ısrarcı davranıyorum belki ama inanın insanın değiştiği kadar sabit olduğu konulara da eğilmek lazım. benim öyle bir mısram vardır: “bütün değişen şeyler arasında seni sevmek kadar sabitim”. İşte, mesela “sevmek” gibi bu sabitleri siz dijitalcilerin “apply” diye adlandırdığı bir eylemle ustalığa dönüştürmek, dijital dünyada çiçekler açtırır.

: Özel bir projem yok ama sevdiğin işte ustalaşırsın, ustalaştığınişi seversin gibi bir mottom var. ?

: Bu dijital dünya için de geçerli.

: Motto. En sevdiğim. Bak yine sevmek dedim. 140 karaktere sığdıracak olsan nasıl anlatırdın sevmeyi?

: Bir çiçek açacak gibi hissediyorum ?

: Tweetlerini okudukça gönül hafızamda yer ediniyor sevmek.

: Sevmeyi 140 karaktere sığdırmak kolay ama onu 140 karakterle izah etmek zor. Niyetin varsa, sevmeye “s” harfi yeter ama izah etmeye 140 yetmez.

: ?

: Çiçekler açtırmadıysa da, hafif bir rüzgar estirmiştir umarım

: Tüylerim diken diken oldu. Gökyüzünde, Alper Gencer rüzgarları esiyor

: Ahahaha

: Doktorluk mesleği insanları tanımana ve mısralarında etkili olmuştur, mesleğe devam ediyor musun?

: Tabi, şiirle şifa dağıtmak pek para etmiyor. ✍ Şifa aslında parayla olmaz da, maalesef ekmek parayla işte. Hekimlik şairlikle beraber devam. fakat mesele insanları değil kendini tanımak, bilmek.

: Kendini tanımalı insan, herkese ve en çok da insanın kendisine iyi gelecek bir antibiyotik.

: Şiir şifa mıdır insanın kendini tanımasına keşfetmesine

: Doktor olarak bir reçete istesem senden ?

: Neye inanırsan onunla iyileşirsin diyorum ben. Reçetem ise; sevgi, merhamet, yardımseverlik, diğerkamlık, şefkat, vicdan, fedakarlık, adalet, feragat. bunlara vesile olacak her şey şifadır bence.

: Öğretmiyoruz çoğunu birbirimize, özellikle büyükler küçüklere “sevmenin ne demek olduğunu, şefkati, merhameti, vicdanı..”

: İnsan tanıyabilir mi buna rağmen kendini?

: Dijital suretlerimiz hepsine inandığımızı gösteriyor. Gerçekler ise o kadar iç açıcı değil.

: Aha reçeteler ile ilgili kargastik bir soru geliyor. ??

: Hacı bayram’ın güzel bir sözü var: “bil, bul, ol”. ben buna bir de “sev”i ekledim. insanın yaşadığı hayat bilhassa bu kendini keşfin vesilesidir. Ama yaşadığımız hayat o kendi’den savrulup uzaklaşmaya ayarlı gibi. e bu da oyunun cilvesi, öyle değil mi? evren, insanın içsel yolculuğuna bedava biletler taşıyor. kendine varmak isteyen her gün gökyüzüne baksın yeter. Fakat bu modern koşturmaca içinde nerede bizde o boyun!? 🙂

: Modern deyip geçmemek lazım. Gökyüzünü git gide kapatan bir modernlikten bahsediyoruz ?

: Dijital semavi bir yolculuk yapsanız ya, kaderimizi bilgisayar ekranından gördüğümüz yıldızlar arasından seçsek. ?

: Çiçek gibi fikir, sulayalım mutlaka. Bir gün açarsa hayranlıkla izleriz.

: Reçete yazmak ile şiir yazmak arasında ortak özellikler var mı? İçsel yolculuğuna etkileri de oluyordur mutlaka..

: Gak ?

: Bak şimdi bu Zeynep, küçük kızım. “Baba ne yapıyorsun?” diye soruyor, sizinle yazışırken.

: Bana onun gözleri de gökyüzü.

: Onun gülüşü de reçete.

: Mısraların adamı, şiir gibi anlattın. ☺️

: yaşamak bizatihi kanatlanmaya sebep. kargaların bilgeliğinden öğreneceğimiz çok şey var.

: Kargalar sorup duruyor, ilk şiirini ne zaman yazmış diye?

: 10 yaşında.

: Üstelik yayınlandı da. 🙂

: (Bu arada tuhaf bir tevafuk, oğlum içeride tv izliyor, az evvel “kargaya bak!” dedi.)

: Yazmanı tetikleyen ne oldu? Kanatlanmana sebep olan..

: ?

: Karga şaşırtır, işimiz bu ?

: Karga her yerde aynı derecede siyahtır. Bir Çin Atasözü, yer yer söylerim ?

: Yaşadığımız hayat pek elimizde değil, ben maruz kaldığımızı düşünüyorum yaşadığımız şeylere. yazmak da, yaşamak gibi… başa gelir, oradan kaleme yürür. ya tahammül, ya sefer!

: Kargaların hayranıyım.

: Kargalara hayranlık nereden ilk şiirinin adı karga mıydı yoksa ?

: Oturduğumuz evin bir terası var, hemen her gün kendilerini temaşa etmekte, sevgilerimi mütemadiyen kendilerine sunmaktayım. kargalık zeka pırıltısı taşıyan, dayanışmacı, birliktelikle yürüyen bir yaratılmışlık. hayran olmamak elde mi!?

: Değil değil ben de kendime hayranım. İçsel yolculuğuma devam ettiğim zamanlarda da artıyor hayranlığım.

: O yolculuk için kanat lazımsa kargalar hoş bir tedarik.

: Ama kuşun uçması kadar konması da güzel. Belki konması daha güzel.

: Kuş olsam konardım. o uçmayı da kapsıyor.

: Ama her uçmanın konması yok.

: Bir hezarfen değiliz. ?

: ???

: Hey gidi, rahmetli de uçtu ama şimdi.

: Hızlı ve kargastik sorulara geçiyorum. Hazır mısın?

: Buyurunuz.

: Konar mıyız bilinmez ama sen kemerlerini bağla ?

: En sevdiğin şehir?

: istanbul

: Çok kalabalık neyini seviyorsun İstanbul’un?

: kalabalık olmayan halini. yaşayıp ölenlerin ruhunu.

: Uçamıyoruz, yürüyemiyoruz.

: ama uçup yürüdük mü müthiş.

: çok seviyorum ama dediğiniz sebeplerden bir terk planım da yok değil.

: En sevdiğin renk?

: siyah giyer, kırmızıya bakarız. yeşilin hatırıyla, beyazın bütünüyle…

: Sevdiğin şairler desem ya da mısralar?

: oooo

: pek mümkün değil onları yazmak.

: sevmeyi 140 karaktere sığdırmak kolay ama onu 140 karakterle izah etmek zor. niyetin varsa, sevmeye “s” harfi yeter ama izah etmeye 140 yetm

: ?

: 140 yerine şair, mısra koyabiliriz.

: Blogger yazarlığı nasıl gidiyor?

: eskisine nazaran yavaş. heves yorgun, niyet daim.

: Kitap önerilerini alalım?

: ben okumayı kitapla müsemma bir şey olarak görmüyorum. herkesi kendi kaderini okumaya davet ediyorum. başımıza gelenler kafi.

: Kargaların kaderi kitaplara sığmaz doğru diyorsun.

: Ödüllü iş olurdu zira sığsaydı ?

: Tanıdığım ve çok sevdiğim bir ümmi var. Bütün Evren’in sırlarına hakim. ?

: Ödüllerle aran nasıl?

: ödüllerim var ama cezalara odaklıyım. nefes alıp vermek bile büyük lütuf ama cezalar mükerrer olmasın diye -beyhude!- uğraşıyorum.

: Unutamadığın bir ceza aldın mı bugüne kadar?

: almam mı!? cezalar zaten hafızay-ı beşerin demirbaşı. ama onları da seviyorum. yol yürürken adımıma mukayyet oluyor. 190 ile radara girmek de var, takla atıp uçmak da… kanadın kırılmadan konmayı öğrenmek zor kargacım.

: WhatsApp Röportajını nasıl buldun?

: Pek samimi buldum. Bizim burada bir yemek telaşı var.

: Karga okuyucuları için söylemek istediklerin var mı? Şiire, dijitale dair…

: Karga’yı da bu röportaj gibi samimi buldum. dijitalin, bahis konusu olan içsel yolculuğumuza büyük vesileler taşımasını diliyorum. selamlar, sevgiler.

: anamın salatası beklemez.

: Gak! Afiyet olsun, ceviz eklemeyi unutma 🙂

: Hemen ekletiyorum. Selam ve selam ve selam.