Mark’ın Oculus’u ile Avatarlar Dünyasına Geçiş

Şimdi size izlediğim bir videoyu anlatacağım. Yıllar evvel belki Kargalar bile buna güler derdik ama şimdi gülmüyoruz. Gülmek yerine hepimiz heyecan ve merakla izliyoruz.

oculus-vr-zuckerberg

Yukarıdaki fotoğraf ne anlatıyor biliyor musunuz? Aslında biraz farkında olduğumuz bir durum. Teknolojide yeni gelişmeler oluyor ama bu gördüğümüz yeni bir gelişmeden çok yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.

lucy-michael-oculus-vr

Zuckerberg diye bildiğimiz genç sahnede Oculus’u yani sanal gerçeklik gözlüğünü kullanıyor. Üstelik kablosuz. Sonra arkadaşlarını davet ediyor. Ekranda iki tane avatar var. Lucy ve Michael. Onlarda başka bir yerden Oculus ile bağlantı kurmuşlar. Bu üçlü bir araya geldikleri sanal ortamda sohbet ediyor, gülüyor, video izliyor, görüntülere zoom yapıyor, kağıt, satranç, kılıç oyunları oynuyorlar. Tüm bunları nasıl yapıyorlar? Ellerindeki cihazlarla sayesinde, gözlükten izledikleri ekrana kendilerini temsil eden avatarın dokunması ile her türlü işlemi dokunmatik bir bilgisayar kullanır gibi kullanabiliyor, istedikleri ortama gidebiliyorlar.

Zuckerberg’in evinde kurulmuş kamera ile avatarlar hep birlikte Zuckerberg’in evine gidiyor. Sonrasında Messenger’dan görüntülü arama geliyor Mark’ın ekranına, eşi arıyor. Ekranda Messenger görüşmesini açtığında eşini de görmüş oluyor. Tüm bunları Mark’ın izlediği ekranın bize yansıtılması ile görüyoruz. Ekranda gördüğümüz şu; Mark Zuckerberg’in evi, köpeği, iki tane avatar görüntüsü yani Oculus ile ortama bağlanmış diğer iki arkadaşı ve Messenger’dan video görüşmesi yaptığı eşi. İzleyenler amma uzattın izlemeyenler ne diyor bu karga diyebiliriz. İsterseniz direk videoyu izleyebilirsiniz. Ama durum aynen bu. Bir matruşka havası, bir Matrix filmi sahnesi gibi.

Evet gidip izlemedim ama sağolsun Mark’ın Facebook canlı yayını sayesinde pür dikkat seyrettim. Gözlerime inanamadım diyemem. İnanırdım çünkü ben “Geleceği Dönüş” filmini izlediğim günden beri 2015’den beklentilerim yüksekti zaten. Geç bile kaldınız.

İşin teknik kısımlarına gelince; Oculus latince göz demek. Rift İngilizce kopuş anlamına gelmektedir. 2012 yılında Palmer Luckey, John Carmack’ın desteği ile geliştirilmiştir. Sanal gerçekliğin ilk ürünlerinden bir olan Oculus Rift daha çok oyun firmaları tarafından kullanılmıştır. 3 boyutlu gerçeklik ile oyunlar daha farklı bir hale getirilmiş. Teknolojinin gidişatı Oculus VR’ı 2014 yılında Facebook’un satın alması ile değişmiştir. Bu ürüne ne kadar hayran kaldığını daha önce dile getirmiş olan Zuckerberg çağın altın çocuğu olma yolunda bu ürüne ihtiyacı olduğunu anlamıştı. Firmayı satın aldı ve ürünü geliştirdi. Sosyal medya ile nasıl bütünleştirebileceğini düşündü, çalıştı.

Geçenlerde bir akşamüstü Oculus Rift’in geliştirilmiş halini Oculus Connetc’de paylaştı. Yeni bir isim ile lanse edilecek olan bu “sanal gerçeklik gözlüğünün” en önemli özelliklerinden biri de kablosuz olması. Yukarıda anlattıklarımızın hepsi dün akşamki konferansta 100.000 civarından konuk önünde gerçekleşti. Bundan sonrası için, sosyal medya ağı olmaktan çok daha farklı bir noktaya konumlanan Facebook ile sanal gerçekliği, sosyal medyayı, iletişimi nasıl bir noktaya taşıdığını izleyeceğiz. Hatta yaşayacağız. Bakalım insanoğlu bu gelişmelere nasıl tepkiler verecek. Vermediği tepkileri almak için insan, insanlar neler yapacak göreceğiz. Yani selfie ile hayatımıza yeni bir fotoğraf çekip yükleme dürtüsü kazandıran dijital camia, avatarlarımızı sanal bir dünyaya eklememiz için hangi zekice hamleyi yapacak. Bu arada Oculus Rift Türkiye’de 3500-5000 TL arasında satılıyor. Gelişmiş hali için uygun fiyat vaadinde bulunan Mark’ın Oculus’u ülkemize ne kadar girecek göreceğiz.

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Sonraki yazı
Blog nedir ve insanlar neden blog yazar?
Önceki yazı
Üniversite şehrinin öğrenci gelişimine etkisi