Gak gak seslerinin kulağınızda çınlamasını istemiyorsanız yazılarınızı daha okunaklı hale getirin. Üstelik günümüzde blogların ne kadar fazla olduğunu düşünürsek okuyucu düşünen yazarların daha çok öne çıkacağını anlayabiliriz. Neredeyse her alanda bir blog açılması ve düzenli olarak içerik giriliyor olması blog yazarlarının işini ciddi anlamda zorlaştırıyor.
Okuyuculara daha okunaklı yazılar sunabilmek içerik farkını ortaya koymanın yollarından biri. Kim bilir belki en önemlisi. Evrene seslenir gibi yazılar yazmanın bir alemi yok. Blogları evrenin kendisi değil insanlar okuyor. Kullanıcının yazılarını rahat okuyabilmesi için sizi doğru adımlar atmanın yolunu göstereceğim.
Öncelikle şunu aklımıza yazalım, Google aracılığı ile web sitenize giren insanlar sitenize eğlenmek için gelmiyor. Kaşınıza gözünüze ise hiç gelmiyorlar. Onlar sadece okumak istediklerini okuyup sayfanızdan çıkmak istiyorlar. Ziyaretçinin sayfanızda ne kadar kalacağını belirlemek sizin elinizde.
En nihayetinde siz de bir internet kullanıcısı olarak Google’dan sürekli aramalar yapıyor, çeşitli sayfalara ulaşıyorsunuz. Peki, gerçekten de her karşınıza çıkan sayfadaki metinleri okuyor musunuz? Bizim yaptığımız en büyük yanlışların başında çok uzun metinleri yazmak yer alıyor. Okurlarımızın geneli artık daha görsel içeriklerle uğraştıkları için sizin yazdığınız 1000 kelimelik bir makaleyi okumayı sıkıcı görüyor olabilir. Ya da siz bu 1000 kelimelik makalenizin nasıl daha okunur hale gelebileceğini biliyor musunuz?
1. Yazılarınız basit cümlelerden oluşsun
Her internet kullanıcısı bir kitap kurdu değildir. Kurulan uzun cümleleri her okuyucu tek seferde bitiremez. Cümleler arasındaki noktalarınızın kısalığı ne kadar ideal bir ayarda olursa, kullanıcılar yazınızı o kadar kolay okur. Tabii, bu demek değil ki sürekli kısa cümleler kurun. Ancak en azından anlaşılabilir cümleler kurarak insanlara değinmeyi düşünün. Basit bir dil kullanmak kolaya kaçmak değildir. Aradaki fark aruz ölçüsü ve serbest ölçü arasındaki farkla aynıdır.
2. Göz nefesi verdirin
Kullanıcıların yazınız uzun olsa bile bunu kısa gibi görmelerinin yollarını bilin. Eğer yazınızı başlıklar olmadan ve sık paragraflar yapmadan direkt yayınlarsanız, kullanıcılar bu metni çok yorucu bulacaktır. Kendinizden örnek verin, böyle bir metni gerçekten siz okumayı ister misiniz? Eğer istemiyorsanız, siz de daima göz nefesi kuralını uygulayın. Bırakın, sayfanız olması gerekenden kat kat aşağılara kadar uzansın.
Elinizden geldiğince Enter tuşunu yazılarınızda sıklıkla kullanın. Fakat bu arada noktalama işaretlerinize, imla kurallarınıza ve en önemlisi bağlaçlarınıza sıklıkla dikkat edin. Metni sade göstermekten kurtaracak şeyler kullanın. Önemli kelimeler veya cümleleri vurgulamak için renk değişimi ve kalın yazı gibi özel biçimlerden faydalanın.
3. Klişelerden uzak fakat eğlendirici olun
Toplum olarak eğlenceye biraz düşkün bir milletiz. Eğlenceyi günlük hayatımızda yaptığımız işlerin içerisinde görmeyi isteriz. Bu alışkanlık medya tüketimine de yansıyor. İlkokul öğretmeni edasıyla yazılan metinler okuyucuların pek dikkatini çekmiyor. Eğer yapabiliyorsanız eğlenceli yazı üslubu edinin. Bu üslubu sürekli olarak kullanmak zorunda değilsiniz, yazının sadece belli ve can alıcı yerlerinde kullanmanız yeterli olacaktır.