Hikaye 1968 senelerinde Doktor Spencer Silver ile başlıyor. Doktor yüzeylere yapışan ve kolayca sökülebilen bir yapışkan bulmuştu. İşin güzel yanı kargaların bile hayret ettiği bu yapışkanın söküldükten sonra kolayca başka yere de yapıştırılabiliyor oluşuydu. Yapıştır, çıkar ve başka yere yapıştır. Neyse abartmadan devam edelim.

3M firması ise bu yapışkanı geliştirerek Post-It adıyla yapışkanlı not kağıtlarını piyasaya sürdü. Günümüzde ise kadar gelen bu kağıtlar masa başında çalışanlar için vazgeçilmez bir alışkanlığa dönüştü. Post-It adını verdiğimiz bu not kağıtları ile günlük yaşamın hızında unutabileceğimiz tüm detayları not eder hale geldik. Ülkemizde batı kadar yoğun kullanılıyor olmasa bile yabancı filmlerde sıkça rastlamanız mümkün.

Milyonlarca insanın bu kağıtları kullandığını düşünürsek kesilecen/kesilecek ağaç sayısı yıllar geçtikçe artacaktır. Microsoft’un geliştirdiği dijital Post-It ise yıllarca kullanılabilmesiyle kağıttan yapılan yapışkanlara fark atabilir.

E-ink ekrana sahip dijital Post-It kendini şarj edebiliyor. Oda içerisindeki ışık, cihazın kendi enerjisini depolayabilmesi için birebir. Akıllı telefonlar ile entegre çalışan dijital Post-It ekranına içerikleri uygulama sayesinde mobilden gönderiyorsunuz.

Hemen nereden alacağım diye sormaya başladıysanız acele etmeyin. Microsoft Research tarafından geliştirilen bu cihazın gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceği bilinmiyor. Dijital dönüşümler ekonomik pazarın çeşitliliğini her geçen gün artırmaya devam ederken üretimin yetersizliğinden bahsettiğimiz ülkemizde benzeri (tırnak içinde söylüyorum) teknolojik gelişmeleri göreceğimiz umudunu kaybetmeden sizi ürünün video tanıtımı ile baş başa bırakıyorum.