Kurumsal sosyal sorumluluk aslında, hayır işlemeye benziyor. Şirketler, kurum prestijini arttırmak için yapıyor olsalar dahi hayır işleme ve iyi niyet göstergesi olarak öne çıkıyor.
Nedir Bu Sosyal Sorumluluk?
Kurumsal sosyal sorumluluk, isteğe bağlı, iş uygulamalarının ve kaynakların katkıları aracığıyla toplumun refahını iyileştirme rolünü üstlendikleri tüm çalışmaları kapsamaktadır. Bu tanım içerisinde en dikkat çekisi nokta ise şudur: “isteğe bağlı” anlayışıdır. Burada yasa yoluyla emredilen, dayatılan bir durum bulunmamaktadır. Daha çok, şirketlerin bir uygulama ve iş konusunda gönüllü olarak yüklendiği sorumluluktan bahsedilir.
Son on yılda bu eksende artan gelişmeleri arasında, “kurumsal bağışların artışı, sosyal sorumluluk girişimleri için istenen raporlar, hayır işlemek bir şirketin sosyal standardı haline gelmesi” sıralanabilir. Bu gelişmeler, zorunluluk olarak yapılan bağış anlayışından, stratejik gerçekleşen bağış anlayışına geçişi göstermektedir. Şirketlerin temel amacı cirolarını arttırmak ve kar sağlamaktır. Şimdi oluşan yeni yaklaşım içerisindeyse, iyi bir marka inşası oluşturmak ve sonrasında sürekliliğini sağlamak en az ciroyla kar kadar önemli.
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin, şirketlerde sağladığı, pozitif değerlerden bazılarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.
- Satış ve kar paylarında artışlar sağlamış
- Marka konumlandırmasında yapıyı güçlendirmiş
- Güçlü bir kurum imajı algısı oluşmuş
- İşveren markası zeminini hazırlamış
- Şirket içi motivasyonları arttırmış
Tüm bunların neticesinde, yatırımcılar için bu konu cazibesini yakalamıştır. Kurumsal sosyal sorumluluğun ne olduğuna dair ön bilgiler paylaştık. Ses getirmiş bir sosyal sorumluluk projesi ve bu projenin marka üzerindeki etkisini anlatacağım.
Koç Holding: “Ülkem İçin” Projesi
Ülkem İçin, sosyal sorumluluk projesi, 2006 yılında Koç Holding tarafından başlatılmıştır. Proje aslında Koç Holding’e bağlı olarak çalışan alt markalar dahil olmak üzere tüm markalarda sosyal sorumluluğu geliştirme yönündedir. Türkiye’nin en büyük kurumsal markalarından birisi olan ve pek çok kişiye istihdam olanağı sağlayan holdingin bu projesi “sosyal sorumluluk gerektiren adımların çalışanlar arasında yaygınlaşması ve toplumsal sorunlara karşı durabilme bilincinin geliştirilmesi” amacını taşımaktadır. Proje aktif bir biçimde sürdürülmektedir. Her yıl olmasa bile belirli dönemlerde toplumsal sorunlara ışık tutan ve çözüm arayan projeler geliştirilerek sosyal sorumluluk projesinin başarıya ulaşması sağlanmaktadır. Ülkem İçin sosyal sorumluluk projesi bugüne kadar TEMA Vakfı, Orman Bakanlığı, Kızılay, AYDER ve UDNP ile işbirliğine getirerek çeşitli projeler geliştirmiştir.
Bu proje ile yapılmak istenen yegane şey,dünyada ve ülkemizin de en büyük sorunlardan olan cinsiyet eşitsizliği konusunda bir farkındalık oluşturmak istenmesidir. Bu eşitsizliğin nedenlerinin anlaşılır olmasını sağlayan en önemli kavram toplumsal cinsiyettir. Toplumsal cinsiyet kavramı, toplum tarafından kadınlara ve erkeklere bazı sorumluluklar ve görevler yüklenmesini ne yazık ki sebebiyet veriyor. Çocukluktan itibaren bireylerin toplumdaki yerlerine dair belirli ön yargılar ile yetiştirilmesine neden oluyor. Yapılan birçok araştırma bu önyargılar ile mücadele edilerek kadınlar ve erkeklerin eşit konuma gelmesi durumunda toplumların büyük fayda sağlayacağını göstermektedir. 2013 yılında İş’te Eşitlik Bildirgesi’ni imzalayarak Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda yer alan Türkiye’nin 0,414’lik ekonomik katılım ve fırsatlar uçurumunun 3 yıl içerisinde 10%’a kadar azaltılması yönünde çalışmalara katkıda bulunmayı hedeflenmiştir.
Bu amaç doğrultusunda yapılmış olanlar ise şunlardır:
Toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine bayilere, çalışanlara ve yöneticilere verilecek seminerlerle toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda algı değişikliği yaratmak,Koç Topluluğu genelinde yaratılan algı değişikliği ile cinsiyet duyarlı iş yeri ortamları yaratmak, Koç Topluluğu genelinde kadın çalışanların konumunu ve oranını yükseltmeye yönelik uygulamalar hayata geçirme.Bayiler aracılığıyla yerelde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda paydaşlarda (gençler, kamu çalışanları, işverenler) farkındalık yaratmak ve ihtiyaç duyulan uygulamaları hayata geçirmeleri için gerekli bilgi aktarımını gerçekleştirmek ve sosyal sorumluluk çalışmaları ile projenin desteklenmesini sağlamak ve bunların sonucunda da yerel ve ulusal iletişim çalışmalarıyla yaratılan farkındalığı yaygınlaştırmak
Sosyal Sorumluluk Projesinin Yorumlanması
Koç Holding yapmış olduğu ulusal çaptaki çalışması ile dünya çapında kendisi yer bulmuş ve 2015 yılında ise Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi (BM Kadın Birimi-UN Women) ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi ortak metni olan “Kadının Güçlenmesi İlkeleri”ni imzalayan Koç Holding, BM Kadın Birimi tarafından yürütülmekte olan HeForShe kapsamında da küresel düzeyde 10 Etki Lideri (Impact Champions) arasına seçildi. HeForShe gibi kadın hakları konusunda dünyada önde gelen projenin içerisinde yer almak Koç Holding için büyük bir başarı ve prestij getirmiştir.
Peki bunu nasıl başardı?
Öncellikle kurumsal sosyal sorumluluk projesi yapılmadan önce ülke ve dünya gündemindeki konuların bilhassa insanlığı ilgilendiren sorunların ayrıntılı olarak incelenerek bir analizi yapılmalı ve “biz hangi sorunu çözmek istiyoruz”, “topluma ve dünyaya nasıl bir faydamız olmalıdır” amacı gütmelidir. Bu bağlamda da Koç Holding gibi sosyal sorumluluk konularında elini taşın altına koyan ve toplumsal sorunlar için çözüm içerisinde olan bir Holding olarak, kadın hakları gibi kadınların toplum içerisinde bir ikinci sınıf vatandaş olma sorunu ele almış, bu sorunu öncelikle kendi iç bünyelerinde çözmeye çalışarak büyük çaplı projeye çevirmişler. Projenin konusu seçilirken, bu konunun ülkede,siyasal anlamda hükümet bazında nasıl geri dönütler alabileceğini, hissedarların bu konuda ne düşünecekleri, ele alınacak sorunun gelip geçici bir sorun mu yoksa gerçekten çok ciddi bir problem mi olduklarını saptamaları gerekir.
Seçilen sorunun ileride büyük çaplı bir krize dönüşebilme ihtimalinden şirkete getireceği artılar ve prestijlere kadar hesaplanır seçilmesi gerekmedir.Koç Holding yılların verdiği tecrübe ve birikim ile yapmış olduğu bu çalışmayı bu hususlara dayanarak ele almış ve bu konuyu seçmiştir.Yaptığı projede en önemli unsur ise marka konumu güçlendirmek ve bunu dünya çapında evrenselleşmesiydi.
Koç Holding bu gaye ile çıkmış olduğu yolda kadın haklarını gibi herkesi ilgilen bir konuyu ele alarak iyi niyetli bir kurum imajı daha da pekiştirdi ve bunu dünya çapındaki markalar arasında kendisi göstererek yaptı.Tüketiciler artık satın alma işlevini yerine getirirken sadece salt satın alma kaygısı ile değil o ürünün yada hizmetin yaptığı yardımlara ve toplum sorunlarına ilgilenip ilgilenmedikleri bakıyorlar.
Satın aldıkları ürün yada hizmetin maddi boyutundan çok manevi,psikolojik yanları gibi ve marka kişiliğe önem veriyorlar. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin tepesine doğru bir yönelim ile artık şirketler Koç Holding burada yaptığı gibi kendi idealleri gerçekleştirmeyi aramaktadır. Aynı zamanda yapılan bu çalışma ile kurum içerisinde çalışanların yaptıkları işler ve çalışma şartlarını daha iyi bir şekilde iyileştirmeye amaçlanmıştır.
Bilhassa kadınların iş koşullarında daha zor ve yıpratıcı şartlarda çalıştığı ve aynı zamanda hem ev hem anne hem de iş kadını konumlarında olduğu için bu denklemi sağlarken iş hayatı şartları onları daha çok zorlamaktadır. Koç Holding ilk olarak kendi çalışanların haklarını ve kadın haklarını gözeterek kendi kurum içi cinsiyet ayrımın önünü geçmek ve yaptıkları bu sosyal sorumluluk projesinin ilk olarak kendi kurumlarında gerçekleştirerek kurumların kendi çalışanlarına şirket büyüklerine saygılarını daha çok arttırmış ve kuruma aidiyetleri daha çok güçlendirmiştir.
Sponsorluk Nedir?
Sponsorluk denildiğinde aklımıza ilk olarak sponsorluğun ticari yönünü ön plana çıkarırken bazıları da hayırseverliğin üzerinde durmuştur. Günümüzde sponsorluk kavramı hayırseverlik, bağışçılık ve mesenlik kavramları ile karışmaktadır. Bu nedenle sponsorluk tanımlarına geçmeden önce sponsorluğun hayırseverlik ve bağışçılıktan farkını belirtmek gerekmektedir. Sponsorluk sanılanın aksine bağışçılık ya da yardım değildir.
Sponsorluk bir etkinliğe destek vererek kurumu, ürünü, hizmeti tanıtarak hedef kitlenin zihninde marka imajını oluşturmak ya da güçlendirmek, dolaylı olarak tüketicinin marka satın alma tercihlerini etkilemektir. Belirli bir hedef kitleye seslenen sponsorluk etkinliklerinin, markanın kimliğiyle bir bütünlük oluşturması gerektiği gibi, akılcılıkla birlikte duygusal çekiciliğin de birlikte kullanılarak sunulması gerekmektedir. Sponsor ile desteklenen etkinlik arasındaki birlikteliğin sağlanması aynı zamanda tanıtımları yapılan kurumların, kişilerin ve markaların hedef kitle üzerinde olumlu izlenimler yaratmasına da imkan tanımaktadır.
Özetlersek; Şirketlerin reklâm ve tanıtım amacıyla, daha geniş kitlelere ulaşmak için bir etkinlik, organizasyon ya da bir kişiye kaynak aktarması yoluyla destek vermesi, sponsorluk denilmiştir.Sponsorluk faaliyetleri son yıllarda dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de yaygınlaşarak artmakta ve klasik pazarlama araçları arasında fark yaratarak ön plana çıkmaktadır. Bu ilginin en büyük nedeni ise, şirketlerin sponsorluk faaliyetleri aracılığıyla hedef kitleleriyle doğrudan ve interaktif iletişim kurabilme olanağı bulmalarıdır.
Sponsorluk aynı zamanda, hedeflenen kitlenin bilinçaltında marka imajını güçlendirerek, dolaylı olarak satın alma seçimlerini de etkilemektedir. Şirketlerin değişen rekabet koşullarında, rakipleri arasında ön plana çıkarak, markalarının bilinirliğini arttırmaları ve hedef kitle ile duygusal bir bağ oluşturmaları için en doğru bütçeyle en etkin ve doğru pazarlama aracını seçmeleri kaçınılmaz olmuştur.
Türk Hava Yolları’nın Super Bowl’a Sponsor Olması
Amerikan futbolunun en büyük organizasyonu olan SuperBowl, Türkiye de gösterilerek büyük bir şölen ile açılışını yapmıştı.Bu büyük organizasyonda Türk Hava Yolları‘nın “Batman v. Superman” filmine sponsorluk yaptığı iki reklam filmi Super Bowl‘da gösterildi.Gerçekleştirilen Super Bowl organizasyonunda özel reklamları ve devre arasında sahneye çıkan dünya starlarıyla tüm dünyada merak uyandıran karşılaşma, son on yılda yarattığı 20 milyar $’ın üstünde iş hacmi ile tarihin en kazançlı spor organizasyonu olarak görülmektedir.Türk Hava Yolları da bu dev organizasyonda kendini.,Fly to Gotham City konseptli olan “Batman v. Superman” filminin reklam filmini vererek yer aldı. Batman’e Ben Affleck, Lex Luthor karakterine ise Jesse Eisenberg hayat vermiştir. Super Bowl final karşılaşmasını her yıl 110 milyondan fazla ABD’linin izlediği biliniyor.
Türk Hava Yolları’nın Super Bowl Sponsorluğunun Yorumlanması
Spor sponsorluğu,sponsorluk aktiviteleri arasında en geniş yer tutanlardan biridir.Çünkü bu tip sponsorluk geniş kitlelere yer tutabilmektedir ve etki alanları daha geniştir. Spor sponsorluğu, günümüzde dünyadaki bütün şirketlerin pazarlama stratejileri içerisine katılmıştır. Spor sponsorluğu, gelecek yıllarda da gelişimini sürdürerek kurumların ilgisini çekmeye devam edebilecek potansiyele sahiptir. Hedef kitle ile farklı yollardan ilişki kurmak, marka imajlarını geliştirmek ve farkındalığı yükseltmeyi arzulayan kurumlar, spor sponsorluğunu değerlendirerek yararlar elde edebilmektedirler. Birçok kişinin bildiği gibi, THY şu anda sponsorlukta son yıllarda en büyük atılımları yapan kurumdur.
THY’nin bu sponsorlukları gündemine almasının nedeni; spor gibi tüm dünyanın yoğun ilgisiyle karşılanan bir alanda, adını en iyi şekilde duyurmaktır. Örneğin, THY’nin Amerikan Futbolu gibi ülkemizde pek izleyen ve rağbet görmeyen bir spor dalının Amerika ve dünyada bilinmesinden dolayı bir dünya devi olarak kendisi göstermek için Super bowl da takımına maddi katkılı sponsorluk yapmak yanında, yolcular açısından bu gibi organizyonun THY’nı tercih etmesi, o kurumun güvenilir olmasının bir belirtisi sayılacak, bu da THY’ye tüm dünyadan daha fazla yolcu uçurma olanağı sağlamasına neden olmuştur. Bu da spor sponsorluk faaliyetlerin temel amaçlarından biridir.
THY kendine edindiği misyona baktığımızda da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Bayrak Taşıyıcısı kimliğiyle THY’nin uçuş emniyeti, güvenilirliği, ürün yelpazesi, hizmet kalitesi ve rekabetçi konumu ile tercih edilen, Avrupa’nın önde gelen ve küresel ölçekte faal bir havayolu olmaktır. Bu bağlamda Tür Hava Yolları günümüzde sadece Avrupa’da değil dünya hava yolu şirketleri içerisinde kendisinin adını yazdırmak ve bu konuda markasını konumlandırmak istemiştir. Bu amaç doğrultusunda sponsorluk çalışmaları ile müşterileri bir reklam filmi yarattığı etkiden bin kat daha fazla etki yaratabilecek kapasite olan sponsorluk çalışması ile kendi markasını dünya devleri arasında gösterilmiş ve prestiji bir hayli arttırmış.
Amaçladığı vizyona yönelik çalışmaları bu Superbowl,Euroleague gibi küresel çaptaki organizasyonlar ile birleştirerek bu doğrultudaki çalışmaları hızlandırmıştır.Sponsorluk reklam,pazarlama ve halka ilişkiler gibi bütünleşik pazarlama karmasında en bıçak sırtı olan ve uygulanabilir sonunca etkisi en fazla alınabilen bir faaliyettir THY’da Super bowl gibi dünya devlerinin yarıştığı arenada kendi reklam filmleri göstererek aslında ben artık bir dünya markasıyım ve Türkiye’den bir dünya markası çıkar mı sorusunun cevabını da vermiş olmuştur.