Dijital Karga, Mart ayının derinliklerine dalarken, geleceğin sırlarını aydınlatan Ters Köşe özel serisi ile karşınızda. Teknolojinin hayatımızı nasıl şekillendirdiğine ve gelecekte bizi nelerin beklediğine dair kapsamlı bir bakış sunuyoruz. Mobil uygulamalardan sinema dünyasına, yapay zekanın gizemlerinden siber güvenlik yeniliklerine ve robot teknolojilerine kadar geniş bir yelpazede konuları mercek altına alıyoruz. Serimize MIT haberi ile devam ederken teknoloji ile insanlık arasındaki karmaşık ilişkiyi anlamaya çalışacağız.

MIT araştırmacıları, yapay zekanın 800 meslekteki 1.000 görsel destekli görevde maliyet açısından insanlardan daha etkili olup olmadığını inceledi. Makaleyi detaylı incelemek isterseniz bu linkten ulaşabilirsiniz. AI (Yapay Zeka) çağı, teknolojinin işlerimizi elimizden alacağı uzun zamandır süregelen endişelerle birlikte büyük bir heyecanı da beraberinde getiriyor. Ancak Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yapay zeka şu anda çoğu iş alanında insanları yerine geçmek için hâlâ çok maliyetli.

Yapay Zeka ile Otomatikleştirmenin Maliyet Etkinliği Üzerine Araştırma Örneği

Aşağıda, çalışmanın bazı ana bulgularını özetleyen örnek bir tablo bulunmaktadır.

Araştırma bulguları, yapay zekanın mevcut durumda görsel görevlerin sadece küçük bir kısmını maliyet etkin bir şekilde otomatikleştirebileceğini gösteriyor. Özellikle, kalite kontrol gibi görevlerde bile insan işgücünü yapay zeka sistemleriyle değiştirmenin maliyeti, insan gücü maliyetinden daha maliyetli oluyor. Yapay zekanın işgücü piyasalarında geniş çaplı değişikliklere neden olabilmesi için önemli bir maliyet düşüşü gerektiğini göstermektedir.

Araştırma, bilgisayar görüşünün kullanıldığı, öğretmenler, fırıncılar ve emlakçılar gibi mesleklerdeki işlerde insan emeğinin yapay zeka ile değiştirilmesinin pratikliğini inceledi. Çalışanların yalnızca %23’ünün ücretlerinin yapay zeka tarafından maliyet açısından etkin bir şekilde değiştirilebileceğini buldu. Araştırmacılar ayrıca, bilgisayar görüşü görevlerinin şirketler için maliyet açısından verimli hale gelmesinin, yıllık %20’lik bir maliyet düşüşü için bile onlarca yıl alabileceğini öngördüler.

Yapay zekadaki bilgisayar görüşü, makinelerin görsel ve dijital girdilerden bilgi çıkarmasını sağlar. Çalışmada örnek olarak kullanılan hipotetik bir fırında, bilgisayar görüşü kalite kontrolü için malzemeleri incelemek amacıyla kullanılmıştır. Ancak bu görev, işlerinin yalnızca %6’sını oluşturur ve teknolojiyi kurmanın ve işletmenin maliyeti, bir insanın görevi yerine getirmesinden daha fazlaya mal oluyor.

OpenAI’nin ChatGPT’si Kasım 2022’de sahneye çıktığından bu yana, sanattan bankacılığa kadar birçok endüstride yapay zekanın iş kayıplarına neden olma olasılığına dair korkular arttı. Hatta “COVID-19 Pandemisinin Kültürel Endüstrilere Etkisi” başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz. 2023’te Goldman Sachs tarafından yayınlanan bir rapora göre, küresel olarak işlerin %18’i üretken yapay zeka tarafından etkilenebilir. Ancak geçen hafta Davos’ta OpenAI’nin CEO’su Sam Altman, insanlar gibi görevleri yerine getirebilecek zekaya sahip hipotetik bir yapay zeka formu olan yapay genel zekanın (AGI), “hepimizin düşündüğünden çok daha az bir biçimde dünyayı ve işleri değiştireceğini” söyledi. Haberin detaylı incelemek için bu linki kullanabilirsiniz.

Teknoloji ve yapay zekanın hızla ilerlediği son zamanlarda, insan zekasının yeri ve önemi bir kez daha ön plana çıkıyor. Makineler ve algoritmalar belirli görevleri üstlenebilirken, üretkenlik, empati ve karmaşık problem çözme gibi insan özgünlüğünün yerini dolduramıyor. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, uzun bir dönem insanın yeri daima korunacak gibi görünüyor. Verimlilik açısından ise yapay zekayı etkin kullanabilen insan gücü her zaman bir adım önde olurken olası bir değişim rüzgarını arkasına almaya da daha yatkın olacak. Unutmayın, yapay zeka henüz bir fırının kokusunu alıp, ekmeğin ne zaman piştiğini anlayabilmiş değil; ya da bir öğrencinin gözlerindeki merakı görüp, ona ilham verebilmiş değil. Dijital çağda bile, insan dokunuşunun ve zekasının yerini hiçbir algoritma tam anlamıyla dolduramıyor. Ters köşeye yatırılan teknoloji, aslında bizi insanlığımızın temel taşlarına daha sıkı sarılmaya davet ediyor.