YGS Gençleri Az Biraz Hasbihal Edelim

YGS Gençleri Az Biraz Hasbihal Edelim

Çocukluğumdan beri ucu bucağı olmayan hayalperestliğimle tanındım etrafımda. İlkokul öğretmenim komşumuzdu ve okula onunla gider gelirdim. O dönemlere dair tek hatırladığım hiç susmamam. Yıllar sonra Nurdagül öğretmenimle konuşurken, bu kadar çok konuştuğum için bana nasıl dayandığını sordum. Güldü. Evet dedi. Yol boyu hiç susmazdın ve hayal dünyasında yaşardın. Ben de güldüm ve evet dedim. Hala daha yaşıyorum. Neler neler anlatırdım. 50 sene sonraki halimi her gün değiştirip farklı senaryolarla yazar çizerdim. O da pes etmeden beni dinlerdi.

Ancak işler benim ilkokul yollarında kurduğum hayaller gibi gitmedi. E haliyle büyümek zorunda kaldık. Önüme çeşitli seçenekler sunulduğunu sandığım vakitler, aslında önümde tek seçenek olduğunu fark ettim. Bana verilen sınavları geçmek. Önce liseye girmem için bir sınava girmem gerekti. Gitmiş olduğum dershanede nasıl başarılıyım. Öyle böyle değil. En iyi sınıftayım. Notlarım iyi. Hocalar arkadaşım olmuş. Tüm soruları havada çözüyorum. Fen bilimlerine de matematiğe de acayip yatkınım. Hele elektronlu sorulara ekstra çalışmıyorum bile. Havada çözüyorum hepsini. Nasıl şişmişim havadan, gerisini varın hayal edin. 14 yaşındayım. Tek hayalim var Kabataş Erkek Lisesi’ne girip, araştırmacı gazeteci olmak. Sınav yaklaştıkça ailemin, hocalarımın ve kendimin beklentilerini görünce, ufaktan tırsmalar, hastalanmalar, yakınmalar ben de baş gösterdi. En son ise, gözümü kapatan bir arpacık ile sınava girdim. Sınava dair hatırladıklarım şunlar: Gözümün sürekli akması, etraftakiler ne yapıyor diye millete bakmam. Sonuçlar bir açıklandı. Ben tabi Kabataş’ın kapısını bile göremiyorum. Şimdi bile yüksek denilebilecek bir puan alsam da, sağlık meslek lisesi Anestezi bölümü –iyi ki okumuşum orası ayrı-, uçuk hayallere göre büyük bir yıkımdı. Varan 1.

Anestezi’ de vasat bir öğrenci oldum. Başarısız değildim ama o dersler hep orta oldu. Sahada çok iyiydim. Lise 1’den itibaren hep hastanelerde çalıştım, gayet yetiştirdim kendimi. Direk geçiş hakkımı da verdiler üniversiteye. Ama bir şeyler eksikti. Aldım ailemi karşıma, dedim ben burada kalamam. Sınava gireceğim ve başka bir şey okuyacağım. Ama ne okumak istediğim de yok ortada. Bir kaç ay çalıştım Anestezi’ de, para biriktirdim dershaneye gittim. O arada da deli gibi kitap okuyorum. Diyorum sözel zaten bende, raad olun. Az biraz sayısal yaparım o da çözülür. Ama üniversite sınavına hazırlanıyorum diye, başka sınavları kaçırmıyorum. Cin Ali’den başka resim çizemeyen ben, iç mimarlık yetenek çizim sınavlarına giriyorum. Güzel Sanatların kapısında dolanıyorum. Yeter ki başka bir şey okuyayım. Rotasızlıktan sürünüyorum anlayacağınız. Tabi bu arada arkadaşlarım, işlerini yoluna koymuş, bazıları evlenmiş, bazıları ev almış araba almış. Ben de sınav sınav gezip, tüm vaktimi dersaneye ayırıyorum. Derslerim yine gayet güzel, her şey yolunda. Testlerde başarılı. Genel denemelerde dershanede derece yapıyorum. Tekrar da yapıyorum. Tabir yerinde mi bilmem ama köpek gibi çalışıyorum. Ama nasıl bir korku içindeyim. Sistem yeni değişmiş, Ygs dediler girdik. Sınavda o kadar kitap okuyan insan hiç mi sorulara odaklanamaz. Bir paragrafı 10 kez okuyorum. Anlayacağınız Yds beni tokatlamış. Varan 2.

Neyse Allah’tan bir sürü puan birleşti geldi de ben bir şekilde üniversiteye yerleştim. Tabi kurduğum hayallerin yanından geçmiyor bile. Olsun dedik buna da şükür. Sıkıntıyla geçen sınavlar silsilesinde üniversiteye yerleştim ama mezun olurken onur belgesi ile mezun oldum. Klasik sınavlarda uçuruyorum ortalığı. Çalışmadan giriyorum, bir yorum soruyorlar geliyor puanım 100. Dedim burası tam benlik. Ben alanda değiştirsem üniversitede kalacağım arkadaşım, durmayın önümde. Ama sadece okulda durmuyorum. Sivil toplumun kalbine sızmışım, gece gündüz çalışıyorum, okuyorum.

Yüksek lisansa gireceğim dedim. Tamam dediler ama önünde iki sınav var. YDS-ALES. Dedim canım hayhay, azıcık da onlar da patlayalım. İki sınava da 5 sene boyunca girdim. Tabi üniversite 2. sınıftan beri. Mezun olduktan sonra da devam ettim. Ancak bu aralarda durmuyorum, sürekli başka işlere bulaşıyorum. Bunları da zorunluluktan değil, eğlenerek yapıyorum. Gel zaman git zaman, biri devlet biri özel üniversitede burslu iki yüksek lisans öğrenimine başladım. Yakın geçmişte birisi de bitti. Bazı şeyleri uzun yoldan elden ettim gibi gelse de aslında şuan da hepsini tam zamanında yaşadığımı idrak ettim. Benim rotasızlığımdan kaynaklanan düzensiz yolu, 25 yaşımda oturtmuş oldum.

Bünye itibari ile benim gezdiğim yolları, görmem gerekiyordu diyerek kendime hep ders çıkardım. Sıkıntı yaşadım mı? Tabi ki de. Az ağlamadım sınavlardan sonra. Az hastalanmadım stresten. Belki kendimi serbest bıraksaydım, toplu sınavlarda çok daha başarılı olacaktım. Ama sınavlarda 1 saatten fazla oturamadım. Sorulara odaklanamadım, sayısalda dört işlem yapamadığımı bile hatırlıyorum. Bunların hepsi de çok fazla strestendi. Çünkü akıl sağlığım yerindeydi, çalışıyordum da, normalde yaptığım testlerin puanları da iyiydi. Ama tek eksiğim sınavların hepsini hayatımın dönüm noktası görüp, strese girmemdi.

Şuanda bile her derse girdiğimde aslında bir sınava giriyorum. Ama düzeldiğim tek noktam, kendimi rahat bırakıyorum. Ben kendimi rahat bırakınca, beynim özgürlüğün tadı ile coştukça coşuyor.

Evet, hayatınızın belki de en önemli sınavı. Ama canınızı da almayacaklar, sağlığınızı da. Evet önemli, ama siz neyi istiyorsanız, bununla veya başka bir yoldan gerçekten ona ulaşacaksınız.

Siz çalıştınız ve biz size dua edeceğiz.
Gerisi Allah’tan..
Çünkü sizi seviyoruz…

O halde, bu sefer sizler için diyelim,
Her şey güzel olacak.

Dipnot: Pes etme, insan istedikten ve bu uğurda çalıştıktan sonra bir şekilde hayallerine ulaşır diyen, yıllardır aradığım ama bulamadığım matematik hocam Selçuk Yıldız’a selamlarımla.

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Sonraki yazı
Timur Akkurt WhatsApp Röportajı #kargayakonuş
Önceki yazı
Şahangiller Haftanın Videoları 22 Şubat – 7 Mart