: Neden olmasın?

: 😊

: Kendimi anlatmayı pek sevmem. Kısaca bahsetmek gerekirse iyi insan olmaya çalışan biriyim. İyi eş, iyi baba, iyi evlat, iyi arkadaş. Bu sebeptendir ki sürekli gelişim ve öğrenim sürecim devam eder. Öğrenmeyi ve öğretmeyi çok severim. Temelde elektrik elektronik mühendisi eğitimi aldım ama hep dijital pazarlama işleri yaptım. Adana’lıyım. Yemeyi severim. Evliyim ve Hasan Ali adında dünya tatlısı bir oğlum var

: Pek kısa olamadı ama 🙈

: Kendimden bahsetmeyi pek sevmiyorum. Sıradan olmak çok güzel 🙂

: Aslında hikaye FriendFeed ile başladı benim için. O zamanlar etrafımda olan bitene çok dar bir açıdan bakıyordum. Girişimcilik, liderlik vb. konular ilgimi çekiyordu. Ne zaman ki hayatıma FF girdi o zaman bir şeyler değişti.

: Çünkü üniversite kampüsündeki insanlar dışında bir dünyaya adım attım. Dijitaldi ama vizyon katıyordu. Kültürlü ve akıllı adamları takip etmeye başladım.

: Aynen öyle.

: Geyik yapan kısımda değil beslenen kısımda yer aldım çok uzun süre. Ve bu bana bir açıdan değil çok açıdan bakmayı öğretti.

: Mesela, Adana’da edindiğim çevreyi FriendFeed sonrası sorgular oldum. Bu insanlar bana ne katıyor acaba demeye başladım. Sonra FF’den arkadaşlar edinip bir araya gelmeye başladık. Nitelim blog yazma hikayem, ilk başarısız startup hikayemi hep o arkadaş çevresi ile yaşadım.

: Bir çok girişimim veya fikrim oldu tabi o dönemde. Ama hazır hissetmediğim için hayata geçirmedim.

: Açıkçası bu eskiden daha kolaydı. RSS üzerinden düzenli okuduğum bloglar vardı ve sürekli yeni içerik ile güncel kalıyorduk. Şimdi ise her şey çok daha hızlı ve insanlar eskisi kadar içerik üretmeye meyilli değil. Ben de şimdiler de bunu hayatta kalabilmek adına yapmak zorunda olan kaynaklardan besleniyorum

: Maalesef ki yeterli Türkçe kaynak sıkıntısı olduğu için hep yabancı kaynaklardan besleniyorum. Moz, Marketo, Hubspot, Hootsuite, Facebook, Google gibi platformların bloglarını takip ediyorum

: Google’da aktif olarak takip ettiğim Türkçe grouplar da var. Bunlara ek olarak da twitter’dan bazı isimleri takipteyim

: oh misss

: keşke herkes içeriğin önemini bilse de sizin gibi mecralar çoğalsa

: Valla aslında dünyada ne oluyorsa bizde de o oluyor. Buradaki kırılım dünyada rüzgarı estiren biz olamıyoruz bir türlü. Biz hep rüzgara göre şeklini alan ve o rüzgarın getirilerinden faydalanan tarafta oluyoruz.

: evet

: bu son furyalardan yola çıkarak da şunu söylemek isterim

: Data yeni dünyanın belirleyicisi oluyor. Bunu her alanda hissediyoruz. Getcontact örneği mesela aslında bir hacking. Ama insanlara bunun oyun veya geyik olduğunu düşündürterek viral bir yayılım yaptılar. Çok yakınımdaki insanlardan bile anlamsızca bu uygulamayı kullanan gördüm

: güvenlik? bilgi gizliliği? kim takar ki? ekran görüntüsü alıp story atacak insanlar. Önemli olan o gibi geliyor…

: Dijital artık tüm dünya olmaya gidiyor zaten. Herkesin bilinçlenmesi şart. Yoksa bilgi kirliliği ve dezanformasyonun önüne geçemeyiz. Dünün yuh artıkları bugünün normal abi yaaalarına dönüyor zira

: Karga’cım ceviz mi gördün hayırdır? Sesin kesildi 😅

: 🙂

: Korkmalıyız

: Korkmalıyızın nedenini şöyle izah edeyim. Biz dijital iletişimciler maalesef bir okulumuz veya genel bir kabul gören yasalarımız henüz oluşmadığı için işi deneye yanıla öğreniyoruz. Kabul ettiğimiz bazı şeyler de bizim gibi düşünen başkalarının sesli dillendirdikleri şeyler. Ama atladığımız bir konu var -ki aslında Facebook’un gücü burada devreye giriyor- empati.

: Biz iletişimciler olarak FB’un gücünü kullanırken olayı kişiselleştirerek ve empati kurarak yaparsak insanları rahatsız etmeyiz. Ve bir bilgi kirliliğine de yol açmayız. Facebook’taki data herkesin iştahını kabartıyor doğru. Ama pastaya elimizi izinle sokmalı ve almamız gereken kısmı almalıyız. Yoksa ortaya Facebook’ta kirlendi abi. Paso reklam, alakasız içerik gibi söylemler çıkar.

: Harikasın Karga’cım

: Sosyal medya gerçek değil başlıklı yazımda anlatmaya çalıştığım şey az önceki durumun son kullanıcı tarafından önemine işaret etmek içindi. İnsanlar karşılarında gördüklerini gerçek sanıyor çoğu zaman ama kadrajın arkasında kalan da bir gerçek var ki asıl olan o.

: Çok etkileniyorlar, çok bağlanıyorlar, çok zannediyorlar… Fakat gerçek hayat orası değil. O hesaplara baktıkları an bulundukları ortam, karşılarındaki dijital hayat değil yanı başlarındaki sevdiği insanlar gerçek olan

: Sosyal medyada bir çok hesap görüyorum. Zengin insanlar hayatlarını ifşa ederek takipçi kazanıyorlar, yemek hesapları foodporn tabirini masum bırakacak düzeyde çekimler yapıyorlar vs. vs.

: bunlara özenen veya gerçek zannedenlere hitaben yazdığım bir yazıydı. umarım karşı tarafa geçmiştir

: Tabiki. Dijital okuryazarlık ve medya okuryazarlığı şimdilerde, dijital medyayı yetkin biçimde kullanmak, anlamak ve hakların farkındalığı için büyük bir önem taşıyor bence. Bunun için bilinçlendirme çalışmaları yapılması gerekli ama bana göre öncüsü devlet olmalı. Zira bireysel girişimler ‘hoş bir macera’ dan öteye gidemiyor.

: yakınlarda bir örneği sen de gagaladın zaten biliyorsun 😉

: Hikaye anlatıcılığı yabancıların ‘story telling’ terimi ile çok sık duyageldiğimiz ama aslında insanın var olduğu ilk günden bu yana hayatımızda olan bir şey. Temelinde senin de söylediğin gibi hissiyat var. Bir örnek vereyim sana

: Lisede haftanın belirli günlerinde sınıftaki tüm erkekler ‘ekmek arası show’ dediğimiz bir zıpırlık yapardık. Bak hikaye tam senlik 🙂

: Kura ile birini belirler sınıfın en köşe penceresinden o kişiyi hoca arkasını döndüğünde dışarı çıkarır ve yakınlardaki bir bakkala ekmek arası yaptırmaya gönderirdik. Beyaz peynir, salam, domates vs. vs. Sonra da büyük poşetle o kişi gelir biz de hep beraber yer, arta kalan zamanda da maç yapardık. Öğle arasında.

: Ben ne zaman bu ekmek arasının kokusunu duysam, aklım hep liseye gider ve o hissiyat beni gülümsetir.

: İşte hikaye anlatıcılığı da böyle bir şey. Siz karşı tarafta seneler sonrasında bile bir hissiyat uyandırabilecek misiniz? Yaptığınız şey değil, hissettirdiğiniz bu yüzden önemlidir. İşin içine duygularınızı katamazsanız dünyanın en iyi ajansı da olsanız karşıya mesajınız geçmez. Suni bir geçiş görürsünüz ama sonra puffff kaybolur

: Açıkçası aklımda kalan en önemli işler Netflix ve Oreo’dan geldi. Sanırım lokalizasyona çok odaklı olduğum bir seneydi 2017. O nedenle bu işleri hatırlıyorum.

: Spesifik olarak hatırlatacağın varsa fikrimi söyleyebilirim ama 🙂

: ben kendimi bu tip şeylere çok kapadım sanırım. ben bilmiyordum mesela bunu. aslında bu tip karakterleri yakından izlemek lazım. insanların bu fenomenlere tepkilerinden öğrenecek çok şeyimiz var. soruna gelince. şakadır diye yorum yapmıyorum :))

: yolla gelsin

: sosyal medya uzmanı ve milli takım teknik direktörlüğü bu ülkede hemen hemen herkesin olabileceğini düşündüğü 2 meslek. herkes olabilir 😀

: Aslında şöyle bakalım, iletişim duygu, düşünce veya bilgilerin her türlü yolla karşı tarafa aktarılması, bildirilmesi ise dijital iletişim bu sürecin farklı bir yöntemidir. Yani dijital iletişim dediğimizde normal iletişimden çok farklı bir şey algılamamak gerekir. En önemli ayırt edilecek nokta iletişimin yöntemidir. Kitleler bu iletişimi çok hızlı öğrenmeye başladı. Markalar da öğreniyor. Ama hala reaksiyonlarda ve doğan sonuçlarda sıkıntılar var. Tanım gibi olmadı ama genel düşüncem dijital iletişimin özünde en ilkel iletişimi barındırdığının unutulmamasıdır

: haydi

: Starbucks – İşe Gönlünü Vermek
Amazon’un kuruluşu – Jeff Bezos’un hikayesi
Sil Baştan

: Yabancı: Google, Starbucks – Yerli: THY

: Türkiye: İstanbul – Yurtdışı: Roma

: Teşekkürler. Life.

: velibahceci.com, Dijital Karga

: 😀

: Kissmetrics, Thinkwithgoogle, Marketo, Moz, Facebook, Google, Rand Fishkin, Neil Patel

: sosyal medyada günde 2 saat maksimum

: Poltio’yu öneririm. takip edilesi. bir de Ekşi’yi seviyorum.

: İETT’nin mobil uygulaması

: ve Netflix

: Steve tabi ki. Karakterine değil ama pazarlama zekasına hayranlık duyduğum kişidir.

: Keyifliydi.

: bu arada oğlum senin büyük hayranın

: bizim evin önünde sürekli kargalar dolaşıyor. onlarla birlikte Gak’lıyor Hasan Ali de 🙂

: 🙂