Türkiye’de Bilgi ve İletişim Eksikliği

Korku, öfke, endişe; insanların gerçek potansiyeline ulaşmasını engelleyen, özgürlüklerine ket vuran güçlü negatif enerjilerdir. Guy Finley bu cümleleri sarf ederken kişisel doyuma değiniyor. İletişim çağında yaşıyor ve çevremizde olup bitenleri bilmek istiyoruz.

Kaza yapan bir gencin psikolojik durumunu, mayında ölen bir askerin haberini, intihar eden bir kadının yaşamını… Bu tip olayları, durumları topluma bildirmek insanların korkularının, endişelerinin, öfkelerinin birer tabuya dönüşmeden yenebilmelerini sağlar.

Albert Einstein’ın bir derste diyalogu bilginin yokluğunu açıklamaya yardımcı olacak.

– Profesör, karanlik var mıdır?
– Tabi ki vardır.
– Yanılıyorsunuz efendim. Çünkü, karanlık da yoktur. Realitede karanlık ışığın yokluğudur. Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlık üzerinde çalışamayız. Gerçekte, biz Newton’un prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz.

Ama karanlığı ölçemeyiz. Bir basit ışık ışını karanlık bir mekanı aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar. Siz belli bir mekanın/uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz? Işığın miktarını ölçersiniz!

Dünya’nın her yerine bakabilir, haberleri inceleyebilirsiniz. Her toplumun bilgilendirilmesi karanlık bulutların tepede gezmemesi için şarttır. Bilgi çağında modern seviyeye ulaşmış tüm toplumlara her detay için bir basın açıklaması yapılır.

Bilgi çağında yeni medya araçları, bu bilgiyi vermek, yaymak için kullanılan kanallar. Peki Türkiye’de devletin organları bu kanalları ne derece kullanıyor ve yeterliliği nedir?

Türkiye’de Bilginin Takibi

Tükiye’de insanlar bilgiye ulaşmak için, parti toplantılarına, mitinglere katılmak zorunda olmamalılar. Medyanın her organı aynı bilgiyi birinci kaynaktan doğru bir şekilde duyurmalı.

Twitter’da olaylara yapılan yorumları inceleyin. Gündeme bomba gibi bir haber düşer, sonra ayn kaynaktan haberin yalan olduğu duyurulur. Lakin Twitter kullanıcıları o haber üzerinde yoğunlaşmaya devam etmektedir. Sebebi açık olmakla beraber Bilginin kaynaktan verilmemesidir. Her kurum için kaynaktan bir haber akışı, bilgi aktı olmalıdır.

Türkiye’de Bilgi Eksikliğinin Ortaya Çıkışı

Her talihsiz durum bir şeylerin eksikliğidir. Aydınlığın eksikliğinde karanlık olduğu gibi. Toplumsal sorunları aydınlatmak için bilginin gücünü kullanmak ve onu paylaşmak önemli. Bu işi kendi adımlarımızla yapıyorsak doğru. Başkalarının adımlarını izliyorsak büyük bir hata içerisindeyiz demektir.

Türkiye’de Bilginin Yönetimi Hiyeraşiye Dönüşebilir

Ses tonumuzu yükseltmeye gerek yok. Doğru ekip ve hedef kitlesi ile kısa zamanda yerel bilgi merkezi oluşturulabilir. Bu merkez siyasi bir yapı gibi güçler ayrılığına benzerse taraf olma şansı minimuma iner. Oluşacak hiyerarşi ile her olayda süreçleri yönetme şansımız daha kolay olur.

Sanırım en büyük eksiğimiz bilginin iletişim çağında kontrolümüzde olmaması.

Bilgi yayılmak ister ya sizin kontrolünüzde ya da siz olmadan!

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Sonraki yazı
Neden Twitter Kullanmalıyım?
Önceki yazı
Sosyal Medya ve Bilgi Kirliliği