Bu sohbete gönderdiğiniz mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçtan uca şifrelemeyle korunmaktadır.

: Merhaba Odun Herif, ben Dijital Karga ? Uyumlu bir ikili olabiliriz. Sana sorularım var. Keyifli bir röportaja ne dersin? Yazışalım mı?

: Merhabalar. Tabii.

: 2010 yılında ilk tweetin ile dijital dünyada yerini aldın. İlk tweette bile RT fav var ? İyi ki diyor musun? Bazen hiç girmeseydim dediğin oluyor mu?

: Cevaap gelmiyoor Odun Herif’den ??

: Yaa çok pardon şimdi müsait oldum.

: evvet.

: Sorun yok ??

: Evet, sanırım o tweet “merhaba twitter ben geldim” gibi bir şeydi. Twitter’da takip edilmeye başlandığımda o tweete kadar inip okuyanlar vardı. Sosyal medyayla ilgili olarak iyi ki dediğim şeyler de var, keşke dediğim şeyler de var tabii. Keşke hiç sosyal medya tecrübesini tatmasaydım demedim ama üzüldüğüm, kızdığım, kırdığım, kırıldığım çok şey oldu.

: Gerçekten ilk tweete kadar inenler oluyor ? Benim gibi

: O zaman iyi ve kötü yanları var diyebiliriz.

: Tabii, biraz ön plana çıktığınızda, biraz göze batmaya başladığınızda tadınızın kaçabiliyor. Her şeye rağmen keyifli bir serüven.

: Eee fenomenlik zor dijital alemde göz önünde oluyorsun.

: Biraz öyle

: 2010 – 2017 yılı arasında senin için önemli değişimler oldu 2.7 milyon takipçin var mesela, arkan sağlam aday olsan seçilirsin. ? Peki Twitter’da neler değişti gözlemlediğin?

: Haha yok yahu o iş öyle değil. Takip ediliyor olmak başka bir şey, kitleleri peşinden sürüklüyor olmak başka bir şey. Bilinir olmak başka bir şey, popüler olmak başka bir şey. Sosyal medyadaki bu sayılara çok fazla takınıldığını düşünüyorum. “Benim şu kadar takipçim var, onun bu kadar takipçisi var, beni bu kadar kişi beğeniyor”, artık böyle bir dünyada yaşıyoruz. Gerçekten o kadar takip ediliyor muyuz? O kadar beğeniliyor muyuz? Sanmıyorum. O sayıları takılmamak lazım.

: Ama bu zamanlarda “Benim şu kadar takipçim var. Senin ne kadar?” gibi konuşmalara şahit oluyoruz.

: Bu biraz sapkınlık mı? ?

: Twitter’da neler değişti diye düşünüyorum. Bence Twitter canlı bir organizma gibi. Doğdu, emekledi, büyüdü ve halen yaşıyor, değişiyor. Sosyal mecraların her biri aslında kendi kültürünü ortaya koyan birer medeniyet gibi. Facebook, Twitter, Instagram, Youtube her biri bir kültür. Twitter’da kıyametler koparken, Instagram’da sahilde güneşleniliyor, Youtube’da meydan okuma videoları çekiliyor. Facebook’ta kedi videoları paylaşılmaya devam ediyor. Her biri bir kültür. Bir terör olayı yaşandığında Twitter’da şaka yapmazsınız ama Instagram’da sahilden fotoğraflar atmaya devam edebilirsiniz. Aynı kişi “şuan sahildeyim, hava acayip sıcak” diye tweet attığında linç edilebiliyorken Instagram’dan kumsalda güneşlenirken çekildiği bir fotoğrafı paylaştığında yadırganmıyor. Yazılı olmayan kurallar var. Kimin koyduğu belli olmayan ama herkesin bildiği kurallar.

: Sosyal medyanın kuralları var diyorsun ve çok güzel özetledin.

: Sapkınlık mı değil mi bilmiyorum ancak

: Ancak?

: Tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar hızlı gelişiyor ve değişiyoruz. Buna bağlı olarak kuşak farkını giderek daha derinden hissediyoruz. Bizim nesil bilgisayar oyunları oynayarak büyüdü. Anne babalarımız “ne anlıyosunuz şu oyunlardan, çıkıp sokakta oynasanıza” derlerdi, biz şimdiki nesile “ne anlıyorsun oyun videoları izlemekten, girip kendin oynasana” diyoruz. Yeğenim var, oyunu oynamıyor oynayanların videosunu izliyor. Bize acayip gelen, saçma gelen, sapkınlık gelen birçok konu çağı anlayamayışımızdan kaynaklanıyor bence.

: Haklısın, her geçen gün farklı bir yenilik oluyor ve bizlerde onlara karşı tepkiler veriyoruz. Tabi bu onların yanlış yaptığı anlamına gelmiyor. Tespitler süper. ??

: Tüm mesajları ve mentionları okuyabiliyor musun?

: Hayır, hepsine bakmaya zaman olmuyor. O gün evdeysem, boş vaktim varsa hepsine bakıyorum.

: Tabi o kadar takipçiden gelen mesaja yanıt vermekte hayli zordur.

: Kim bilir günde kaç mesaj alıyorsun.

: Tabi, bayaa geliyor. Hepsini okumak mümkün olmuyor. Çoğu rica, istek.

: Profilinde dolaşırken sana gelen mesajlara karşı dik duruşunu ve kendini bozmayışını gördüm. Epeyi güldüm ??

: Hele isteklere verdiğin yanıtlar ??

: Ya istekler bitmiyor, vallahi bitmiyor. Bazen illallah ediyorum. Şunu paylaşır mısın, bunu paylaşır mısın. En son paylaşıp geçiyorum. Bağcılarda lahmacuncu açıp paylaşım yapmamı isteyen akrabalarım var. “Hele bizim şu adresi paylaş da az iş yapak” diyor, ben paylaşınca dükkana insan yığılacak sanıyor. Bazen “eeeehhh be” deyip paylaşıp geçiyorum. Bazen gerçekten çok sıkılıyorum.

: Tabi senin için de zor bir durum. Özellikle akrabalar yoruyor olmalı. ?

: Beni bu hayat yoruyor karga, bu hayat yoruyorrrr!!!

: Kimi yormuyor ki Odun Herif ?

: Ben uç uç yoruluyorum ?

: Onu bilmyorum. Beni yoruyor, kimi yormuyor bilmiyorum, Allah bilir, onu ben bilemem Allah bilir, güzel ama ingilizce. Konu dağıldı bi.

: Evet dağıldık biraz

: Hemen o zaman konuya geri dönelim.

: Kim Twitter fenomenidir? Kim değildir desem?

: “Sanatçı kimdir, sanat toplum için midir, sanat sanat için midir?” sorusu gibi oldu. Kim kendini ne görüyorsa odur. Sosyal Medya fenomeni deyince benim aklıma belli bir kitle tarafından takip edilen, gizemli, merak edilen bir sosyal medya kullanıcısı geliyor. Bence sosyal medya ünlüsü olmak başka bir şey, sosyal medya fenomeni olmak başka bir şey, sosyal medyada çok takipçiye sahip olmak başka bir şey.

: Peki, sence sen bunların neresindesin?

: *hangisisin?

: Valla bilmiyorum artık, ben kullanıyorum. Kullanıcıyım, sosyal medya kullanıcısı.

: Peki, sence farklı, gizemli, kim olduğu bilinmeyen bir hesap mı yoksa kendi ismiyle profil açmış bir hesap mı daha fazla ilgi görür?

: Yani Odun Herif değilde Kadir Doğrubakar olarak hesap açsan aynı etkiyi alır mıydın?

: Ben aynı etkiyi alır mıydım bilmiyorum ama kendi adıyla profil açıp çokça ilgi görenler var.

: Bir de genelde Twitter’da popüler olan kişilerin özellikle Facebook’da daha güçsüz kaldıklarını görüyoruz ama senin Facebook’da da ciddi bir kitlen var 1 milyona yakın. Sosyal medya mecralarının kullanımı kullanıcı profilleri farklılık gösteriyor mu sence?

: Tabi farklılık gösteriyor. Facebook daha çok bir arşiv gibi, bir kart vizit gibi. O orda hep duruyor, akrabalar, fotoğraf albümleri vs orada. Facebook’ta da takipçi sayısının yüksek olması Twitter’a gösterdiğim ilgiyi oraya da gösterdiğimden kaynaklanıyor. Attığım tweetlerin ekran görüntülerini Facebook’ta paylaşırdım. Eğlenceli videolar hazırlar, facebook’ta paylaşırdım. Facebook ile ayrıca ilgilenirdim.

: Bir de Instagram var tabi orada da hikayelerini takipteyim.

: Instagram’ın nasıl bir yeri var sende?

: İlgi istiyor, eski enerjim yok. Kafama göre hikaye, fotoğraf, video paylaşıp geçiyorum. Pek ilgi gösterdiğim söylenemez.

: Ama bulup çıkardığın videolar beni benden alıyor ?

: Ya o ayrı bir iş. O da çok yoruyordu. Oturup bir yazılım kodladım. Benim için sosyal ağları, haber sitelerini, video sitelerini tarıyor. İlginç olabilecek içerikleri önüme çıakrıyor. Oradan alıp paylaşıyorum.

: Hım o yazılımı bizimle de paylaşabilir misin? ?

: Uygulamayı herkes açık yapmayı düşünüyordum. uğraşamadım, kaldı öyle. Vakit bulursam siteyi herkese açacağım. Şimdilik şöyle bir ekran görüntüsü atabilirim;


: Bu ekran görüntüsünde Twitter’daki popüler hesapların paylaştığı videolu tweetlerden en çok paylaşım alanların listesini görüyoruz.

: Hım o zaman vakit bulup bizlere de açmanı bekliyorum. Ama güzel proje inşallah devam ettirirsin.

: İnşallah, en kısa zamanda.

: Baya güzel bu istediğimize kolay ulaşım sağlıyor.

: Peki, 140 karakterin seni zorladığı oldu mu? Sence bu sınır kalkmalı mı?

: Bence tamamen kalkmamalı ama böyle de kalmamalı. Alternatifler sunulabilir. Örneğin instagrama albüm özelliği geldi. Ama bu özellik öyle gelişi güzel getirilmedi. Gayet kullanışlı bir şekilde kullanıcının önüne sunuldu. Instagramın özünü bozmadı. Twitter’da belki 140 karakter sınırı için bir şeyler düşünebilir. ama bu sınırın kontrolsüz bir şekilde kaldırıması taraftarı değilim. Twitter’ın ruhu kalmaz gibi geliyor.

: Twitter’in olayı karakter kısıtlaması diyorsun. O zaman yetkililere buradan seslenmiş olalım alternatif üretsinler. Duyarlarsa tabi?

: Bir süredir tartışılan konuşulan bir konu var. Influencer marketing nedir?

: Sosyal medyada belli bir etki gücüne sahip olan insanların bir ürünün, bir markanın ya da bir hizmetin tanıtımını yapması diye tanımlayabiliriz. Sosyal medyayla beraber böyle bir sektör doğdu. Ünlüler, sosyal medya fenomenleri, uzmanlar, kitlelere etki edebilen herkes artık sosyal medyanın bir reklam yıldızı yani influencer.

: Peki gerçekten etkili mi?

: Doğru yapıldığında etkisi tartışılmaz. Ancak o kadar yeni bir sektör ki henüz kimse neyin ne olduğunu tam manasıyla kavrayabilmiş değil. Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Başarılı işler de çıkıyor çöp işler de.

: Aslında insanların ve özellikle akrabalarının senden istediği istekler senin para kazanacağın tek şey ama insanlar bunu anlamıyor.

: Yoo hani konu daha çok isteğin mantıksızlığı ve yetişilebilir olmamasıyla alakalı. Yani bazen paylaşmam için öyle şeyler yollanıyor ki çok eğlenceli ya da çok ilginç. Bunu yolladığı için o kişiye teşekkür ediyorum. Çünkü paylaşılmaya değer bir şey yollamış.

: Daha çok gelen mesajların içeriğiyle alaka diyorsun. Kargastik duruşunu selamlıyorum ✋

: Sana da Aloha karga ?

: ??

: Peki, viral reklamlar da insanların kafasını karıştırmaya başladı hangisi gerçek hangisi reklam karışıyor bazen gerçek olandan da reklam algısı oluşuyor bu bir handikap mıdır?

: Valla soruyu tam anlayamadım ama handikaptır olarak onaylamak istiyorum. Sanırım uykum geliyor.

: Uyuma uyuma, kal elini yüzünü yıka ??

: Karga saat 12 oldu sahuru beraber yapacağız bu gidişle

: Yapalım hem sahura kadar vakit geçirmiş oluruz ?

: Peki, tamam tamam az kaldı yormuyorum seni biraz daha sorum kaldı. Sormazsam hiç uyuyamam ?

: Dijital Reklamcılığın geldiği noktayı nasıl buluyorsun? Markalar buna nasıl adapte olmalı?

: Valla su akıyor yatağını buluyor. Yeni yeni iş modelleri ortaya konuyor. Az öncede konuştuk en yenisi influencer marketing. Bu konularda akademik düzeyde bir çok araştırma yapılıyor. Markalar bu araştırmaları dikkate alıp kendilerini işini iyi yaptığını düşündükleri bir ajansın kollarına bıraksınlar.

: Gerisi tevekkül

: Önemli olan markaların çalıştıkları ajanlar diyorsun önemli bir nokta. Markaların da işi zor.

: Yavaş yavaş sonlara yaklaşıyoruz. Odun Herif ve Kadir Doğrubakar’ın farklı olduğu noktalar var mı?

: Ben Kadir Doğrubakar’ım, odun herif de benim sosyal medyada kullandığım takma adım. Önceleri odun herif benim için bir projeydi. Bir film karakteri gibi, bir sosyal medya karakteriydi.

: Ama şuan da öyle değil mi?

: Değil

: Hım içi dışı bir karakter artık.

: Peki gelelim hızlı sorularımıza

: Kadir olarak kullanıyorum. Artık Ortada sanal bir karakter yok.

: Kargacım ben uyuyorum

: Yarın devam edelim istersen

: Hızlı sorulara geldik hemen bitiyor.

: Gerçekten daha fazla dayanamayacağım gözlerim kapanıyor

: İstersen yarında olabilir tabi ama tek cevaplık sorulara geldik.

: Valla 00:00 yatarım diyim

: Kargaaa hıı

: Gooo

: Tamam o zaman hızla başlıyorum

: Kitap önerilerin?

: Gak gak ?

: Homo sapiens, homo deus, peter ilkesi

: En sevdiğin renk?

: Sevdiğim özel bir renk yok. Kahverengi olsun.

: Hım tamamdır. En sevdiğin şehir?

: Riga

: Güzel cevap oldu beklemiyordum.

: Türkiye’de bilemedim. Edirne, antalya.

: En sevdiğin yemek?

: Esnaf lokantasında Kuru + az pilav + cacık

: En sevdiğin kelime?

: Hayır

: En sevdiğin emoji?

: ?

: En sevdiğin sosyal medya mecrası?

: Azar (sosyal medya mecrası denemez ama)

: Olsun o da olur ?

: Çocukken hayalindeki meslek neydi?

: Dayan Odun Herif az kaldı başarabilirsin ??

: Sorduklarında “Bilim adamı olacam” dermişim ama bir meslek hayalim olduğunu hatırlamıyorum. Herhalde bir yerden duyup söylemişimdir.

: Havalıymış baya

: WhatsApp röportajını nasıl buldun?

: Kargalı ve uykulu buldum. Bence whatsapp kapatılsın ki adım gibi eminim er ya da geç kapatılacak (en çok 1 yıl veriyorum, 2019 gelmeden kapatılır) sonraki röportaj yerli bir iletişim uygulamasıyla yapılsın.

: ???

: Bulunursa orayı da kullanırız ama bizim olayımız WhatsApp ??

: Dijital Karga’da konuk yazar olur musun?

: Uyan gözlerim gaflet uykusundan uyan ??

: Bir an en sevdiğim kelime aklıma geldi. Çok isterim ancak daha çoğu üşeniyorum.

: Bakarsın en müsait zamanın da konuşup anlaşırız belki.

: Vee son soru geliyor ? Röportaj için önereceğin isimler var mı?

: Cem yılmaz, Arda turan ve Nusret önerebileceğim isimler. Benden sonra en çok ilgiyi onlar görür diye düşünüyorum. Aleyna Tilki’yi de unutmamak gerekir.

: Hahaha ama bizi zora sokuyorsun ulaşabilirsek söz yaparız. Seninle birlikte çıta çok yükseldi.

: Evettt Odun Herif takipçin, mention atanların çok olsun. Bir an önce de mezun olursun umarım. Twitter’da ara sıra selam ver. Unutma beni cevizin bol olsun.

: Teşekkür ederim kargacım. Hiç unutmam bir gün araçla yolda giderken arabamın yan camına arkadaşlarıyla kavga eden bir karga çarpmıştı. 2 arkadaşı kaçtı o iki tekerleğin arasına düşmüştü. Frene bastığımda artık çok geçti. Arabadan indiğimde can çekişiyordu, yavaş adımlarla yanına yanaştım. İlk defa böyle hissediyordum. Daha önce muhtemelen bir çok canlının canına kıymışımdır, böcek, sinek öldürmüşümdür. Balık tutmuşumdur. Ama ilk defa böyle olmuştum. Yanına yanaştım. Ayaklarımın ucunda can çekişiyordu. Eğildim. Avuçlarımın arasına aldım. Kaldırıma yöneldim. Yürüdüm. Ağacın kenarına bıraktım arkamı döndüm. Arabama geçtim. Oturdum. Öyle bi 15 dakika boş boş oturdum. Sonra bastım gittim. Bir cana kıydığım hissine daha önce hiç kapışmamıştım. Garip bir duyguymuş. Kendine dikkat et karga. Dilerim bu hayatta ne şöför ol ne de karga.

: Afilli cevaplar listeme alıyorum bu cevabını. Umarım hiç birimiz ne ezilen olur ne de ezen olur. Bugün bile bu şekilde duygulanıp hala o hissiyatı taşımak çok değerli bir şey. Ben arkadaşlara söyleyeceğim bundan sonra dikkatli olurlar. Sen de kendine dikkat et Odun Herif ✋