Bu sohbete gönderdiğiniz mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçtan uca şifrelemeyle korunmaktadır.

: Merhaba Kılınç Orhan Erdermir Beyinsel meselelerin adamı sana soracaklarım var konular önemli yazışalım mı?

: ??? Tabi ki ne demek.

: Beni gördüğüne sevindin değil mi?

: İlgiyle takip ediyorum seni. Birçok röportajını da keyifle okudum. İlginç bir üslubun var 🙂

: Dijital dünyada bence teksin!

: Teşekkürler havalanayım biraz ? keyifle okunacak bir röportajı da şimdi yapalım o zaman

: İnşallah canım yaa ?

: ?? Kılınç ismi nereden geliyor? Merak ettim. İlk sorum bu olsun.

: Dedemin ismi. Dedemin babası Kılıç Ali’nin silah arkadaşıymış. O, oğluna koymuş. Bizimkilerde göremediğim dedemden bana aktarmışlar. Üniversiteye kadar ki arkadaşlarım Orhan diye bilir beni. Sonra Kılınç’a döndük 🙂 Geğişik geldiği için daha akılda kalıcı oluyor.

: Güzel bir hikaye. Peki, Kılınç Orhan Erdemir’i kısaca özetleyebilir misin?

: Sana Kılınç diyeceğim bundan sonra, sevdim.

: ?? Tamamdır. Karşıyaka, İzmirliyim. 10 yılın üzerinde çeşitli sektörlerde ürün, marka, pazarlama yöneticiliği yaptım. Nörobilimin pazarlama alanındaki kullanımına fazla konsantre olunca nörobilime yöneldim. 2. Yüksek lisansımı nörobilime ayırdım. Ardından bu alanda bir araştırma şirketini kurduk. Yaklaşık 3 yıldır fMRI, EEG, eye tracking, facial coding, der iletkenliği, kalp ritmi ölçümleriyle pazarlama iletişimi ve siyasal iletişim alanında araştırmalar yapıyoruz.

: Çok afilli duruyor.

: Sanırım 100’ün üzerinde üniversitede nöropazarlama ve tüketici nörobilimini anlattık. Bu alanda teknik bilgi veren Nöropazarlamaya Giriş adlı bir kitap yazdık. Yaptığımız araştırmalar yurt dışında The New York Times’da manşetten yayınlanacak kadar ilgi topladı.

: Nörobilim ilginç bir konu sorulacak çok soru var.

: Kesinlikle 🙂

: Zor ama sosyal bilimlerle entegrasyonu çok keyifli bir alan.

: Daha fazla özetleme. Sorularıma cevap vermeye başladın ?

: Özet konusunda oldukça başarılısın ??
: Nöromarketing alanında profesyonel çalışmalar yapan nadir insanlardansın? Bize biraz nöromarketin’den bahsedebilir misin?

: Nedir bu nöropazarlama? Duyan var bilen var he he deyip geçen var.

: Aslında tanımı doğru yazmak lazım 🙂 Evet, nöromarketing diye bir kitap çıktı eskiden ama alanın adı ya neuromarketing ya da nöropazarlamadır.

: Bak buradan başlamak önemli. İşin alfabesini bilmek lazım.

: Nöropazarlama bir hedef kitlenin pazarlama uyaranlarına karşı verdiği duygusal, dürtüsel ve bilişsel tepkilerin ölçümüne dayalı bir araştırma tekniği. Yani pazarlama öldü yaşasın Nöropazarlama diye bir şey söylenemez. Sadece yeni bir araştırma tekniği. Geleneksel araştırmalardan tek farkı ise sözlü beyana dayanmıyor olması.

: Ağırlıklı olarak bilinçdışı nörofizyolojik tepkilerin ölçümüne dayalı bir yöntem.

: Sıra dışı bir pazarlama tekniği aslında

: Ölçüm sistemleri de oldukça ilginç.

: Tabi nörobilim alanında eğitime başlamadan önce her şey çok kolay gözüküyordu. “Bir grafik var. Bir pik dalgası görüyorsunuz hoop her şey tamam satın alacaklar!” Genelde insanların söyledikleri böyle şeylerdi. Ama nörobilimi ve beyni öğrenmeye başladıkça hiçbir şeyin bu kadar basite indirgenemeyeceğini, beynin ne kadar karmaşık ve kompleks bir yapısı olduğunu anlıyorsunuz. Haliyle “tüketicinin beynini okuyoruz” diyen şarlatanları da daha net görüyorsunuz!

: Evet farklı ölçüm teknikleri var ve bunları eş zamanlı olarak kullanmanızın nörofizyolojik tepkilerin anlamını görebilmek için büyük avantajları oluyor.

: Mesela duygusal uyarımın şiddetini göz bebeklerinden veya ter bezlerinin aktivasyonundan anlayabilirsiniz ama bunun negatif mi yoksa pozitif yönlü bir duygusal uyarım olduğunu kalp ritmi ölçümleriyle karşılaştırmanız gerekir.

: Sen araya gir karga benim çenem düşüktür :))

: Yazarım sabaha kadar yoksa ?

: Konu derin beynim titredi ?

: Araya girecek mevzu da çok

: Beyin deyince okumak deyince insanlar korkuyor.

: Evet çok şey var anlatılacak ve anlatılmayan.

: Nöromarketing ile ilgili anlatılanlar söylenenler de insanları endişelendiriyor.

: Açık söyle, korkmalı mıyız?

: Beyin okumak diye bir şey yok kimse korkmasın ?

: Kim ki bunu iddia ediyorsa koşarak kaçın o insanlardan.

: Hehe tamam o zaman.

: Ben uçuyorum ama malum.

: Mesela sende ki frontal korteks hemcinslerinden daha büyük 🙂

: Öyle olmasa bu sohbeti yapamazdık seninle :))

: ??

: Yani aslında bu konuları 3-4 saat boyunca anlatıyorum gittiğim her üniversitede. Üstelik ücretsiz! (Bazıları 10 bin liradan açıyormuş kapıyı)

: Şimdi yaz yaz bitmiyor ?

: Ooo beni de çağır mutlaka gelirim. Yakında var mı?

: Geçen hafta vardı. TÜGVA’da konuya çok ilgili medya iletişim okuyan 100’ün üzerinde gençle buluştuk. Söz seni de çağıracağım cevizini alıp gelirsin ?

: Gelirim tabi cevizsiz olmaz. Beyinle ilgisi var diyorlar.

: Ahahhaaha

: Röportajda da zihin açacak kadar anlatalım insanlara, sonrasında araştırmalarını yapsınlar nöropazarlama hakkında öncelikle korkacak bir şey yok diyorsun. Yani nöropazarlama barışalım ayrıca nöropazarlamayı anlamak için tek bir ölçüm değil ölçümlerin doğru yorumlanması önemli diyebiliriz değil mi?

: Kesinlikle öyle. Yani 300-400 bin dolara bir lab. kurmakla iş bitmiyor. O lab.ı yürütecek ve en önemlisi verileri doğru analiz edip değerlendirebilecek uzmanlar gerekiyor.

: Dünyada bu alanda bir açık var. Bu yüzden büyük araştırma şirketleri tüketici nörobilimi araştırmaları yapmak için bu hizmeti veren şirketler satın alıyor.

: Bu alanda kendi lab.ını kuran şirketler de var mesela Time Warner, Facebook gibi

: Evet Sosyal Medya ile birlikte Dijital Pazarlamanın önemi arttı şimdi de Facebook’un nörobilim lab’ı hakkında ne düşünüyorsun bunun hakkında?

: Facebook’un bu alana girişmesi de ilginç bir gelişme ama şaşırtıcı değil tabi

: Bence bu interdisipliner alan için harika bir gelişme. Facebook bu alana yatırım yapmaya 2-3 yıl önce başlamıştı zaten. Araştırmalar yaptırmaya başlamıştı.

: Büyük şirketlerin öncü olması bu alandaki istihdamı da teşvik edecektir.

: Dijital Pazarlama ile entegre olma ihtimalı var mı?

: Mesela Türkiye’de bazı üniversitelerde nöropazarlama dersi verilmeye başlandı. Öte yandan Üsküdar Üniversitesinde nöro azarlama yüksek lisansı sanırım 3. Yılında.

: Tabi ki dijital pazarlama ile entegrasyonu çok faydalı sonuçlar doğuruyor ama henüz çok fazla kişi bu alana vakıf olmadığı için işler yavaş yürüyor dijitalde.

: Mesela site istatistikleriyle elde edemeyeceğimiz duygusal tepkileri ölçebiliyorsunuz. Sitenizdeki fotoğrafların, reklamların etkileri ölçebiliyorsunuz. insanların görmediği için mi yoksa negatif duygular yarattığı için mi sitedeki bir bölgeyi ziyaret etmediğini görebiliyorsunuz.

: Aslında çok daha ileri boyuta taşıyabilir dijitali.
: Yaptığınız araştırmalar ile New York Times haberinden yer aldınız? Sen de bahsettin. Peki, Dünya ve Türkiye’de nöromarketing kıyaslaması yaparsak ne durumdayız?
: NYT’de aslında nöropazarlama değil neuro politics alanında çalışmalarımızla haber olduk. Yani siyasal iletişim alanındaki araştırmalarla.

: Türkiye’de emekleme aşamasındayız çünkü eline bir EEG bir eye tracking cihazı alan nöropazarlama uzmanıyım diye dolaşıyor.

: Dünyada solunum ve ses analizler bile yapılıyor günümüzde.

: Akademik açıdan da TR’de çok çalışma yok. Ama yurt dışında muazzam bir bilgi birikimi oluşuyor.

: Biz de sadece gözler konuşuyor şimdilik desene ?

: Böyle bir ortamda doğruları ve doğru bilinen yanlışları anlatmaya çalışıyoruz biz de.

: Şartlatanlar diyordun yani burada da pastadan payını almak için uğraşan ama iş bilmeyen birileri var sanırım.

: Evet

: Maalesef öyle. Bu alanın Türkiye’deki gelişimini yavaşlatan en büyük etkiyi de onlar sağlıyor.
: Nasıl ayıracağız peki?

: Çok bilinmeyen ve uzmanlık isteyen bir konu olduğunda maalesef çabuk kandırılmaya müsaitiz.

: Kesinlikle öyle. Bilmediğiniz konularda gözünüzü boyamaya çalışan çok oluyor. Cebinde 20-30 terminoloji ve 3-5 hikaye ile yürüyenler var. Bilimselliğini soracak olursanız yanından bile geçmeyecek raporlar yazıyorlar.

: En büyük sıkıntı da “aşırı yorumlama”

: Bir grafikle her şeyi çözdüğünü sanarak üzerine hikayeler yazanları gördüm.

: Hepsini gagalamak lazım bunların.

: Bunları rahat rahat söylüyorum çünkü ben de zamanında bu araştırmaları satın alan taraftaydım. Şimdi elimdeki raporlara bakınca insan beyninin ne kadar basite indirgendiğini görüyorum.

: Markaların nöropazarlamaya yaklaşımı nasıl?

: Haa tabi ben de nörobilim okumasaydım bu gerçekleri asla göremeyecektim muhtemelen.

: Bu yüzden elimizden geldiğince herkese doğruları anlatmaya çalışıyoruz.

: Markalar derken özellikle reklam veren markalar bu alanlara en çok yatırım yapanlar şuan.

: Biraz da bu işi yapanların eğitim durumuna bakmak lazım sanırım.

: Alaylı olunacak bir alan değil.

: Kesinlikle. Ama şöyle bir yanılgıya da düşmemek lazım.

: Her doktor bir kere beyinden anlamaz. Sırf medikal doktor olduğu için ahkam kesenlerden de sosyal bilimler doktorasıyla doktorculuk oynayanlardan da uzak durmalı.

: Ben mesela tıp kökenli değilim ama bu alandaki eksiğimi nörobilim okuyarak kapatmaya çalıştım. Önümüzdeki dönemde de nörobilim doktorasıyla devam edeceğim. Ama bu beni elbette nörolog yapmaz. Benim derdim beyin görüntüleme teknikleri ve sonuçlarını mümkün olduğunca iyi okuyarak bu bilgiyi sosyal bilimlerle Dijital Pazarlama ile entegre edebilmek.

: Evet başında beri söylüyorsun her bir matematiği hem de bir sosyal okuması var.

: Peki, tüm bunları anlatmak zor olmuyor mu? İnsanlara, markalara kendini nasıl anlatıyorsun?

: Evet. Mesela sosyal bilimlerle beyin-davranış ilişkisine önem vermeyen bir nörolog bu alanda hizmet veremez. Çok şükür ki benim tüm hocalarım bu anlayışa sahip insanlardı. Prof. Oğuz Tanrıdağ, Prof. Tayfun Uzbay, Prof. Sinan Canan, Doç.Dr. Barış Metin başta olmak üzere bu alandaki en iyi akademisyenlerden eğitim aldım. Hala da bazılarıyla ortak çalışmalar yürütüyoruz. Onlara minnet borçluyum.

: Yorulmuyor musun Kılınç? ?

: Elbette mental bir yorgunluk oluyor ama beynimizi yormazsak onu geliştiremeyiz :))

: Ahaha bu güzel işte

: Ancak 3 yıl öncesine göre her şeyi çok daha rahat anlıyor insanlar.

: Artık ortalıkta çok daha fazla kitap, bilgi dolaşıyor. (Blogları saymıyorum)

: Evet senin de bir kitabın var Nöropazarlamaya giriş isimli bize biraz kaynak öner de daha iyi anlayalım bu işi.

: Seni takipteyim zaten.

: İnsanlar beynin önemini anlamaya başladı. Bu yüzden nörobilimin oldukça dikkat çekici bir dönem yaşadığını söyleyebiliriz. Mesela Sinan Canan hocam televizyonlarda çok sade bir şekilde beyni anlatıyor ya insanların resmen ufku açılıyor. Biz de detaylı bilgi arayanlar için bu temelin üzerine teknik bilgiler inşaa etmeye çalışıyoruz

: Tabi direkt nöropazarlama yerine ben size beyinle ilgili çok değerli yayınlar önereyim öncelikle.

: Evet Sinan Canan Hocamıza da saygılar selamlar gerçekten önemli bir isim.

: Beyin Kültürü Tarihi – Oğuz Tanrıdağ
Mark Solms / Oliver Turnbull
Aklın Gözü – Oliver Sacks
Ben Bilmem Beynim Bilir – Uğur Batı / Orhan Erdem
Sinaps – Uğur Batı
Madde Bağımlılığı – Tayfun Uzbay
Bilişsel Psikoloji – Smith Kosslyn
Beyin – David Eagelman

: Mesela bak David Eagelman

: İngiliz dili edebiyatı mezunudur.

: Ama adam bunun üzerine nörobilim alanında doktora yapmış.

: Yani nörobilim kimseye yabancı, sadece tıp mezunlarının ulaşabileceği bir alan değil.

: Süper kaynaklar meraklısı okusun.

: Gelecekte bizi nasıl bir pazarlama dünyası bekliyor?

: Bu kitapları okuyan işe güzel bir başlangıç yapmış sayılır 🙂

: Harika oldu teşekkür ederiz.

: Pazarlama temelde kapitalizmin en önemli araçlarındandır. İlerde kaynaklar kıtlaşmaya devam ettikçe pazarlama dünyasında da rekabet sertleşecek.

: Markaların araştırma bütçelerini artırmasından da bu rekabetin ipuçlarını görebiliyoruz.
: Sonuçta rekabetin olmadığı eski enflasyonist dönemde kimsenin bu kadar kasmaya ihtiyacı yoktu. Pazarlama dediğin tencere tava satıcılarıydı.

: Evet değil mi apartmana giremez diye dışarıda bırakmayı çalışıyorduk pazarlamayı

: Şimdi evimizin içinde

: Maalesef bu anlayış öyle yerleşmiş ki ancak gençleri bu anlayıştan kurtarabiliyoruz şu an 🙂

: Satış ile pazarlamanın farkını öğretmek büyük iş bence :))))

: Doğru. Bununla ilgili güzel bir yazı yazılabilir aslında. Satış ile pazarlamanın farkı?

: Var mı böyle bir yazın?

: O yazıları özellikle 40 yaş üstünün okuyacağı mecralarda yaymak lazım 🙂 Yoksa faydası yok.

: Ahahah 🙂 Öyle bir mecra da kalmadı her yerde karışık gençler gümbür gümbür

: Nöropazarlama zirvesi yapıldı nasıldı verimli oldu mu?

: Bakalım

: Evet Türkiye’deki ilk nöropazarlama zirvesiydi bence çok başarılıydı ve bundan sonraki çok çok daha iyi olacak.

: Üsküdar Üniversite’si düzenledi ve ayrıca ücretsiz bir etkinlikti.

: İlgi de fena değildi.

: Evet, bilseydim ben de duyururdum önemli bir etkinlik ikincisini önceden haber verin.

: Tamamdır ???

: Güzel bir başlangıç oldu bence

: Devamını bekliyoruz

: Hızlı sorulara gelelim

: Harika bir kitap listesi paylaştın.

: Blog tavsiyelerin var mı ya da bu alanda takip edilecek isimler sm hesapları vs.

: Önümüzdeki yıl nöropazarlama alanında yapılan akademik yayınların da paylaşılacağı bilimsel bir konferans olacak inşallah.

: Aaa bu güzel haber işte

: Takipteyiz

: Nöropazarlama yazıları da kendine yer bulabiliyor buralarda 🙂

: Güzel işler her zaman paslaşırız ?
: En sevdiğin kelime?

: Beyin! :)))

: ???

: En sevdiğin renk?

: Mavi

: En sevdiğin sosyal medya mecrası?

: Instagram :))

: En sevdiğin emoji?

: ?

: Çocukken Hayalindeki meslek neydi?

: Asker. (Ama askeri lise sınavlarını kazanamadım)

: Belli oluyordur zaten :)))))

: Hep zor işleri sevmişsin Kılınç ??

: O üniformaları çok çekiciydi ama ???

: Bu aralar en sevdiğim soru. Dijital Karga’da konuk yazar olur musun?

: Tabi ki neden olmasın

: Evet: Twitter profilinde de dalgıç üniforması giymişsin. Dalmayı da seviyor musun? ?

: Ahahaha evet. 2002’den beri profesyonel dalgıcım.

: Aynı zamanda eğitmenlik de yaptım bir zamanlar.

: Dalış ölümsüz bir tutku benim için.

: beyin nasıl sinyaller veriyor dalarken ?

: Ahahhaa 🙂 Su altında onu ölçebilecek teknoloji daha gelişmedi.

: çok kabiliyetli gördüm seni ama uçmak bambakşa ….

: Bu aralar en sevdiğim soru Dijital Karga’da konuk yazar olur musun?

: Ama sakin, huzurlu, keşif ve merak dolu bir ortam diyebilirim.

: Az önce olur tabi dedim ya sende de hipokampüste problem var sanırım ???

: Ahahah

: Seni denemek istedim.

: ?

: ??????

: WhatsApp röportajını nasıl buldun?

: Müsait bir zamanda sana bir görüneyim ben.

: Bir deney yürütüyoruz fMRI ile gel bir beynine de bakalım.

: Ücretsiz! ?

: WhatsApp röportajı benim için zordu çünkü çok şey söylemek istiyorum ama parmaklarımın hızı yetişemiyor ???

: İlk sesli röportajımızın konuğu sen ol o zaman.

: Ama bence gayet güzel özetledik önemli noktaları.

: Ben çok istifade ettim net.

: Evet umarım anlaşılır bir şekilde izah edebilmişizdir :))) Kolay konular değil çünkü.

: Röportaj için önereceğin isimler var mı?

: Önereceğim 5-6 kişiyle yaptın bile ??? ama Necip Murat, Bülent Fidan, Ulvi Yaman’ı kesinlikle tavsiye ederim ?

: Konuklarımız herkesi merak ettiği önemli isimler olur her zaman teşekkür ederiz tavsiyeler için.

: Beyin ile olan ilişkinde sana mutluluklar dilerim bol cevizli günlerin olsun beni de unutma seninle yazışmak güzeldi

: Ben teşekkür ederim sevgili karga

: Takipteyiz arkanı kolla

: ??

: Sen de kafanı belki de beynini

: Görüşeceğiz yine ✋

: ?? Görüşmek dileğiyle.
Kılınç Orhan Erdemir Hakkında
1980 yılında Karşıyaka İzmir’de doğdu. Üniversite eğitimi sırasıyla Muğla Üniversitesi Kamu Yönetimi (lisans), Kadir Has Üniversitesi M.B.A. (1. yüksek lisans), Üsküdar Üniversitesi Nöro Bilim (2. yüksek lisans) alanlarındadır. Kişisel bakım, inşaat ve perakende sektörlerinde yurtiçi ve yurtdışı ürün, marka ve pazarlama yöneticiliği yapan Erdemir, 2010 yılından itibaren beyin ve tüketici davranışları arasındaki ilişkiye odaklanmaya başladı. Nöro bilim bulgularının pazarlama ve marka iletişimine nasıl yön verebileceğine dair çalışmalarına, 2014’den bu yana Neuro Discover araştırma şirketinin kurucu ortağı ve yöneticisi olarak devam etmektedir. “Nöro Pazarlamaya Giriş” adlı kitabıyla nörofizyolojik ölçümlerin pazarlama iletişiminde nasıl kullanılabileceğini anlatan Erdemir, Tüketici Nöro Bilimi alanında akademik çalışmalarını da sürdürmektedir.