Etkin İletişimde Dinlemenin Önemi

iletişim

  • İletişim alanında dinleme becerisi son derece önemli bir konudur.
  • Fakat bireyler genellikle bu becerinin doğuştan geldiğine inanarak üzerinde yeterince durmazlar.
  • Hâlbuki iletişim sorunlarının çoğu doğru dinlememekten doğar.

İletişim yeterliliği konusunda sıkıntı yaşayan birey, sorunu dinlemenin dışındaki alanlarda aramaya başlar. Bu nedenle, bireylerin hem özel hem profesyonel hayatlarında başarılı olabilmeleri için dinleme konusundaki becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Özellikle medya, sağlık, güvenlik ve eğitim alanlarında çalışan kişilerin iletişim becerilerini geliştirmeleri oldukça önemlidir.

Bu yazımızda da öncelikle empati ve dinlemenin genel tanımını yapıp asıl konumuz olan dinleme türlerine geçiş yapacağız. Keyifli okumalar.

EMPATİ: Kısaca empati, bireyin bir başkasının yerine kendisini koyarak onun gibi düşünmesidir. Adeta olaylara onun gözlüklerinin gerisinden bakmasıdır diyebiliriz. Empatinin en büyük özelliği kişinin yaşadığı deneyimi bir başka kişinin anlamasıdır. Bu sayede karşındaki kişinin  duygularını çok daha iyi anlayarak ona göre hareket etmiş oluruz. Empati kurulurken, ifade edilen duygunun şiddetine dikkat etmek ve uygun tepkiler vermek gerekir. Tepki esnasında konuşma temposu, ses tonu, jest ve mimikler de dikkat edilmesi gerekilen unsurlardandır. Bunlardan yola çıkarak empati ile dinleme arasında yoğun bir ilişki vardır dememiz yanlış olmaz. Empati kurmadan etkin dinlemeyi başarılı bir şekilde yürütmemiz mümkün değildir.

DİNLEME: Dinlemek, bir başkasının duygu ve düşüncelerini anlamak, değerlendirmek ve ona geri bildirimde bulunmaktır. Dinlemek, her şeyden önce bir başkasının varlığını kabul etmek demektir. Dinleme aracılığıyla, insanlar birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı bulur. Başkasının duygu ve düşüncelerini anlamamızı sağlar. Dinleme aracılığıyla çevremizdeki insanlara değer verdiğimizi göstermiş oluruz. Buradaki önemli nokta dinlemekle duymanın farklı şeyler olduğunu anlamaktır. Dinlemek bilinçli bir eylemdir fakat duymak, çevremizden gelen birçok sesi, gürültüyü duymak kadar geneldir. Bir arkadaşımız konuşurken onun sesini duyabiliriz. Bu durum tek başına bir dinleme değildir. Ne zamanki arkadaşımıza dikkatimizi yöneltir, onun duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışırız, o zaman dinleme süreci başlamış olur.

DİNLEME TÜRLERİ

-Etkili Dinleme

-Etkisiz Dinleme

Dinlemeye Hazır Olduğunu Gösterme

Dinleme sürecinin başlangıcında dinleyenler,  konuşmacıyı kabul ettiklerini tavırlarıyla göstermelidirler.

Konuşmaya hazırlanan kişi, kendisinin karşı tarafça dinlenip dinlenilmeyeceği konusunda kaygı duyar. Karşı tarafın  kendisini  kabul edip etmeyeceği konusunda bir mesaj beklemektedir. Bu durumda dinleyenin de “Seni dinlemeye hazırım.” gibi bir ileti vermesi gerekir. Bu sayede konuşmacı, kendisini dinleyene daha iyi açılmış olur.

Etkin Dinleme

Dinlemenin etkin bir şekilde devam etmesi için dinleyenin, konuşmacıya birtakım iletiler göndermesi gerekir. Dinleyicilerin, gönderdiği bu iletilere geri besleme denir. Dinleyici, yüz ve beden hareketleriyle,  konuşmacıya odaklandığını belli eder. Ancak, yalnızca jest ve mimikler yeterli değildir. İkinci aşamada dinleyici, konuşmacının söylediklerini kendi sözleriyle ifade ederek, onun düşüncelerini anladığını belli etmelidir ki anlatan kişi onu dinlemediğini zannetmesin.

Empatik Dinleme

Bireyler dinleme sürecinde kendi duygu ve düşüncelerini olabildiğince bir kenara koymalıdır. Ancak bu şekilde empatik dinleme gerçekleşir. Empatik dinlemeyi gerçekleştirirken söz kesmekten kaçınmak gerekir. Bunun yanında dinleyici, karşı tarafın sözünde kusur bulmaktan ve yargılamaktan da kaçınmalıdır. Dinleyici bu süreçte  “Bu olay benim başıma gelseydi, ne hissederdim? Sorusunu kendine sormalıdır ve ona göre davranmalıdır.

Yargısız ve Açık Fikirli Olarak Dinleme

Dinleyici, konuşmacının anlattığı konuyu tam olarak anlamadan onu yargılamamalıdır. İlk olarak konuşmacının anlattıklarını tüm yönleriyle anlamaya çalışmalı, en sonunda değerlendirmede bulunmalıdır. Ayrıyeten dinleyici açık fikirli olmak zorundadır. Dinleyici ile konuşmacı arasında değer, inanç vb. farklılıklar olabilir. Birey bu durumu göz önünde bulundurarak hareket etmelidir. Dinleme konusunda bilinçli olan insanlar, kişilerin farklı görüşlere sahip olmalarının onlara saygı duymamıza engel olmadığını bilir ve ona göre sabırla konuşmanın bitmesini bekler.

Etkisiz Dinleme

Etkisiz dinlemeye örnek olarak; konuşmanın başında dinleyicinin yargılayıcı bir tutum benimsemesi, konuşmacının söylediklerini sadece yüzeysel olarak anlamanın yanı sıra derin anlamlarının dikkate alınmaması, konuşmacının kendisini değersiz hissetmesine yol açan davranışlar vb. söylenebilir. Bu gibi durumlarda da konuşmacı, karşı tarafın kendisine yeterince değer vermediğini düşünür ve bu durum iletişim sürecince büyük bir sorun haline gelir.

Karşılaştırma

Dinleyici kendi fiziksel görünüşüyle, yetenekleriyle, sağlık durumuyla, konuşmacının özellikleri arasında karşılaştırma yapar. “Ben ondan daha yetenekliyim”  gibi ifadeleri  konuşma boyunca sürekli aklından geçirir. Bu tür durumlar dinlemeyi zorlaştırır. Çünkü aslında sürekli kendileriyle meşgullerdir. Bu şekil karşılaştırma yapanlar, iyi bir dinleyici olma özelliğini kazanamazlar.

Akıl Okuma

Bu gibi durumlarda, dinleyici konuşmacının söylediklerine çok fazla ilgi göstermez. Bu kişiler, konuşmacılara güvenmez. Ses tonundan, hareketlerinden yola çıkarak “gizli” anlamlara ulaşmaya çalışırlar. Bu tür dinleyiciler, konuşmacıların  tepkilerinden hareketle varsayımlar geliştirirler. Bu varsayımlar, kişilerin kuruntularından, sezgilerinden kaynaklanır.

 Yargılama

Dinleyiciler, konuşmacının bir sözünden hareketle hemen onu belirli bir kalıba yerleştirirler.  Konuşmacıya bazı etiketleri yapıştırdıktan sonra dinleyici, konuşmanın geri kalanıyla ilgilenme ihtiyacı duymaz. Çünkü onun hakkında belli şeyleri öğrendiğini zanneder ama yanılır. Doğru olan, konuşmanın içeriğini bütün yönleriyle anlayıp değerlendirme yaptıktan sonra düşünceni dile getirmektir.

 Özdeşleştirme

Dinleyici, konuşmacının söylediklerini hemen kendi deneyimlerine bağlar. Konuşmacının anlattığı öyküler, olaylar, dinleyeni kendi anılarına götürür ve konudan giderek uzaklaşmaya başlar. Konuşmacı öyküsünü anlatırken siz çoktan kendinize ait başka öykülere, olaylara yönelmişsinizdir bile. Bu durum karşısındaki kişinin anlattıklarını değer vererek dinlemediğinin en büyük belirtisidir.

Öğüt Verme

Bazı dinleyiciler kendilerini deneyimli olarak kabul ettiklerinden dolayı kişinin sorununu tam olarak  anlamadan ona akıl vermeye başlarlar. Böyle yaparak konuşmacının sorunlarını çözebileceklerini düşünürler ama aslında konuşmacının duygularını veya tam olarak ne anlatmak istediğini anlamazlar. Çünkü konuşmacıyı tamamen dinlemeden tavsiye vermeye çalışırlar. Konuşmacının kaygıları ve duyguları yeterince anlaşılmadan ona birtakım önerilerde bulunmak onun sorunlarını görünürde çözer. Yaşanılan bu durumda konuşmacılar, aşmakta güçlük çektikleri sorunlarıyla bas başa kendilerini anlaşılmamış ve yalnız hissederler.

Haklı Çıkma

Bazı dinleyiciler, kendilerine dönük bir değerlendirme karşısında hatalı çıkmamak için akıllarına gelen hemen hemen her yola başvururlar:  Konuşmacıyı suçlamak, bağırıp çağırmak, bahaneler üretmek vb.Bu türdeki dinleyiciler kendi doğruları dışına çıkmak istemezler. Maalesef bu durum kişiyi olumsuzluktan başka bir yola çıkarmaz.

 Konu Değiştirme

Konuşmadan rahatsızlık duyan veya konudan sıkılan dinleyiciler hızlı bir şekilde konuyu değiştirme çabasına girebilirler. Bazen de dinleyici durumdan rahatsız olduğunu belli etmek için şakaya vurarak konuşmanın  yolunu değiştirebilir. Böyle durumlarda dinleyici şakayla veya alayla karşılık vererek kendini rahatlatmaya çalışır.

Görünüşte Dinleme

Dinleyiciye, dışarıdan bakıldığında konuşmacıyı dinler gibi gözükür fakat yakından bakıldığında aslında o anda başka konuları düşündüğü anlaşılır. Bu tip kişiler genellikle konuşmacı ile uygun göz teması kurmazlar, kendi düşüncelerine dalıp giderler, jest ve mimiklerini kullanmazlar. Bunların sonucunda da kişi, sadece görünüşte dinliyormuş algısını yaratır ve konuşmacı bu durumdan hiç memnun olmaz.

Savunucu Dinleme

Bu tür konuşmalarda dinleyici konuşmacının söylediklerini  yanlış anlayarak karşılık verebilir.

Söylenilenleri bir saldırı olarak kabul eder ve hemen savunmacı bir yaklaşım sergiler. Bu durum çoğu yanlış anlaşılmalara da yol açabilir


Dinleme esnasında zaman zaman çoğu kişide hatalar olabilir. Önemli olan bunun bilincinde olmak ve bu hataları tekrarlamamak için çaba göstermektir. En azından yukarıda bahsettiğimiz belirli kavramların öğrenilmesi, okunması bile bu yapılan hataların minimuma indirilmesi için büyük önem taşıyacağına eminiz. Bu aşamaları öğrenenler, hatalarının nerede olduğunun farkına vararak hem kendilerini daha iyi tanımış olur hem de etkin bir iletişim sürecinin ne kadar önemli olduğunu kendi yanlışlarını düzelterek öğrenmiş olur.

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Sonraki yazı
2021 We Are Social Türkiye Raporu Yayınlandı!
Önceki yazı
Girişimcilerin Başarısının Sırrı “Kenar Etkisi” Mi?