Ne kadar sosyal, ne kadar asosyal olduğu tartışıladursun, kimileri için eğlence, kimileri için vazgeçilmez bir iletişim aracı, durumunda olan “Sosyal Medya”, her kesimden ilgilisinin vazgeçilmezi olarak hayatımızın başköşesine yerleşmiş durumda. Gelişen teknolojik imkanlar ve alım gücüyle bağlantılı olsa da bir şekilde herkesin ulaşabildiği bu iletişim araçları marifetiyle, haberler ve günlük gelişmeler oradan takip ediliyor. Benimle kimler ve ne amaçla iletişime geçmiş diye merak edenler güne gözünü onunla açıyor, gönül ilişkileri onunla düzenlenip, kız-erkek arkadaşlar onunla bulunuyor, görüşler onunla paylaşılıyor, bilgilendirmeler, açıklamalar, propagandalar ve reklamlar onunla yapılıyor, kitleler onunla yönetilebiliyor.
Ticari ve marka algısını yerleştirmek amacıyla konuyu ele aldığımızda sosyal medya üzerine ilerleyen dijital marka iletişiminin, markaların neden sosyal medyada yer alması gerektiğinin de sebeplerini oluşturur.
Sosyal medyada reklam hedeflemesi çok daha keskindir, bir anlamda doğrudan nokta atışı yapabilirsiniz. Örneğin; Bir şirketin hedef kitlesinde 18-25 yaş grubu, bekar, erkek, üniversite mezunu, pop müziğe ilgi duyan kişiler olduğunu varsayarsak bu hedeflemelerin tamamını sosyal medya reklam hedeflemeleriyle yaparak direkt bu kişilere ulaşılabilir. Geleneksel medyanın aksine sadece bu hedeflemedeki kişilere ulaşıldığı için bu hem maliyet hem zaman tasarrufu demektir.
Geleneksel medyada reklam veren bir şirket hedefleme olarak en fazla TV kanalı, reklam saati, TV programı hedeflemesini reyting sonuçları ışığında yapabilir. Günümüzde reyting sonuçları Türkiye’de de sağlıklı olarak ölçülemediği için geleneksel medyaya reklam veren şirketlerin aklında her zaman ‘’acaba doğru hedeflemede miyim?’’ şeklinde bir soru yer almalıdır. Oysa ki sosyal medyadaki rakam analizi nettir.
Sosyal Medya Hem Maliyet Hem Zaman Tasarrufu Sağlar
Sosyal medyada maliyet geleneksel medyaya göre daha düşüktür. Bir blog açan, bir Twitter hesabı açan herkes sosyal medya üzerinden yayın yapabilir. Ürettiği veya paylaştığı içeriğin kalitesine ve ilgi çekiciliğine göre milyonlara ulaşabilir. Bu tip kişilere sosyal medyada ‘’fenomen’’ adı verilir ve dijital marka iletişimi yapan veya yapmayan şirketler bu kişilerin etki alanı genişliğini kullanarak kendi mesajını yaymak veya herhangi bir algı değişikliği oluşturmak istemektedir.
Geleneksel medyanın araçlarını yani bir gazetenin köşesini ya da bir reklam alanını kullanmak için belli bir statüde, belli bir eğitimde olmanız veya belli bir şirket arkasında olmanız gerekmektedir. Ancak sosyal medyada üstte de belirtildiği üzere yayın yapmak isteyen herkes yer alabilir.
Geleneksel Medyanın Gelişen Teknolojiyle uyumu
Günümüzün gelişen, değişen ve çeşitlenen mecraları içinde geleneksel medyaya sıklıkla yöneltilen eleştirilerin başında teknolojik gelişmelere uyum sağlayamadığı, dijital çağa ayak uyduramadığı geliyor. Ancak burada belirtmek gerekiyor ki başta televizyon olmak üzere geleneksel medya dijital dünyaya uyum sağlamak noktasında onunla etkileşime girerek bir anlamda dönüşüm gerçekleştiriyor. Klasik anlayış içerisinde geride kalmış gibi görünse de, uygulamalar açısından bakıldığında özellikle ev sinema sistemleriyle birlikte televizyon evlerin baş tacı olma konumunu neredeyse geri kazandı.
Yeni medyada geleneksel medyanın neredeyse bütün içeriklerine ulaşma olanağı mevcut. Televizyon reklam filmlerinden gazete haberlerine, sinema filmlerinden fotoğraflara, müziklere, görüntülere de ulaşmak mümkün. Geleneksel medya içerikleri artık dijital ortamlara da uygun şekilde üretiliyor. Bir reklam filmi televizyonda yayınlanırken bir yandan da reklam ajansı tarafından dijital ortamlara uygun haliyle de sosyal ağlarda, paylaşım sitelerinde yer alabiliyor. Bu noktada, reklam mesajının alıcısı konumundaki tüketiciler reklama dair fikirlerini, eleştirilerini paylaşabiliyor ya da diğer tüketicilerle tartışabiliyor. Tüketiciler üretim aşamasında dahi reklam ajansları tarafından sürece dahil edilebiliyorlar.
Özellikle televizyon gerisinde kaldığı eleştirisi karşısında, dijital mecralarda en çok yer alan medya türü. Dijital ortamlarda televizyonun tek yönlü iletişimi yerine, tartışmanın, fikir alışverişinin, görüş bildirmenin, yorum yapabilmenin, paylaşabilmenin ve zamana bağlı kalmadan izleyebilmenin mümkün olduğu bir sistem var. İzleyici konumunda olmayan bir kullanıcı da içeriğe dijital ortamda ulaşabiliyor. Aynı mesajı farklı bir mecrada da alan kullanıcılar açısından ise mesajlar pekişiyor, tüketicilerin dikkati daha fazla çekilebiliyor. Geleneksel medyada yürütülen bir reklam kampanyasına ek olarak, dijital ortamlarda destekleyici çalışmalar yapılabiliyor. Uygulamada baktığımızda giderek yaygınlaşan dijital ortamlar yanında, geleneksel medyanın da yenilikçi ve yaratıcı bir gözle değerlendirildiği takdirde, sürecin gerisinde kalmadığını söylemek de mümkün.
Geleneksel medya artık gelişen mobil sistemler sayesinde her an her yerde ulaşılabilecek bir medya türü haline geldi. Gelişen teknoloji ile birlikte ortaya konulan gerek reklam, gerek eğlence gerekse de hizmet amaçlı içerikler birçok farklı formatta ve mecrada tüketicilerle buluşuyor. Reklamlar açısından bakıldığında da televizyon hala en yüksek payı alan mecra. Etkisi tartışılsa da, yeni medyanın getirdiği yenilikler sayesinde, yaratıcı reklam ajansları sadece televizyonda değil, geleneksel medyanın her alanında etkisi yüksek çalışmalara imza atıyorlar.