Çocukları Bekleyen Dijital Tehlikeler #dijitaltehlikeler

Çocukları Bekleyen Dijital Tehlikeler

Hepimiz “Dijital Dünya” içinde yaşıyoruz. Teknolojinin geldiği bu noktadan istifade ettiğimiz gibi endişelerimiz de var. Özellikle çocuklarımız için korkularımız daha fazla. Bu nedenle çocukları bekleyen dijital tehlikeler desek yanlış olmaz. Ama önemli soru şu; tehlikeleri yeterince tanıyor muyuz ve bu tehlikelere karşı yeterli çözümleri üretebiliyor muyuz? Aslında bir dönem TV için benzer endişeler taşındığını ve şimdinin kaygılı ebeveynlerinin de, “TV çocuğu bunlar şimdiki nesil her şeyi biliyor” şeklinde işaret edilen çocuklar olduğunu çabuk unuttuk sanki.

Öğrenme ve merak duygusu çocukları her alanda bilgi almaya itiyor, bu noktada dijital -bir tıkla- tüm merak ettiklerine ulaşabilecekleri alanı sunuyor. Onları gerçek hayat için nasıl eğitmeye ve korumaya önem veriyorsak, “sanal hayat” için de aynı şekilde davranmak zorundayız.

Dünyada internet kullanıcısı olan 3,5 milyar insan var. Yaklaşık 2,5 milyar sosyal medya kullanıcısı bulunuyor. Türkiye’de 46 milyon kişi internet, 42 Milyon kişi sosyal medya kullanılıyor. Yani internete girdiğimiz andan itibaren tüm bu insanlarla bir araya geliyoruz. Her türden insanın bulunduğu bu ortamda çocuklarımızı bekleyen tehlikeler, hatta tuzaklar var. İşin psikolojik, sosyolojik değerlendirmelerinden çok dijital dünyada yaşanmış olaylar üzerinden bu durumları inceleyelim. Çocukları bekleyen dijital tehlikeler daha yakından anlaşılmış olacaktır.

Cinsel İstismar: Çocukların karşılaşabileceği en büyük tehlikelerden biri. Online oyunlar, sosyal medya hesapları, sohbet sayfaları vb. iletişime açık kanallarda her türlü görsel ve yazılı istismara açık. Kişilerin uygunsuz yaklaşımları dışında uygunsuz siteler virüslü programlarla bir anda çocuklarımızın karşısına çıkabiliyor.

  • Geçen yıl konuşulan iki olay Cinsel istismar ile ne kadar kolay karşılaşılabileceğini gösteriyor. Oktay Decko Doğan isimli kişi 13 yaşındaki B.K’ya Facebook üzerinden mankenlik teklif etmesi ve iç çamaşırlı fotoğraf istemesi ailesine haber vermesi ile ortaya çıkıyor.   Avataria oyunun oynayan 9 yaşındaki çocuk ile oyun üzerinden iletişime geçen kişi de Dayısının durumu fark etmesi ile ifşa oldu. Çocuğun yerine yazışmaya devam eden dayısı  uygunsuz mesajları ve karşılaştığı olayı ekşi sözlükte yazarak gündem olmasını sağlıyor. Ve maalesef oyun hala bir çok çocuk tarafından oynanmaya devam ediyor.

Sanal Şantaj: Özellikle gençliğe yakın yaş gruplarından ilgi çekici kız erkek ya da ünlü profilleri ile arkadaşlıklar kurulmaya çalışılıyor. Güven ve samimiyet sağlandıktan sonra duygusal hatta bazen müstehcen yazılar yazılıp fotoğraflar gönderiyorlar. Sonrasında bu yazışmaları çocuklara şantaj yapmak için kullanılıyor. Bazen bunu yakın bir arkadaşı da yapabiliyor.

  • Antalya’da 16 yaşında gibi profil açan 38 yaşındaki Ali G. 12 yaşındaki M.Ş ile Facebook üzerinden sevgili oldu. Bir süre iletişime geçtikten sonra çıplak fotoğraf gönderen ve zorlayarak fotoğraf isteyen Ali G. Sonrasında bu fotoğrafları ailesine göndermek ile tehdit etti.

Kolay Ulaşılabilir Sayfalar: Porno, sanal kumarhane, bahis siteleri,  vahşet içerikli, sapkın inanç, örgüt sayfalarına çocukların çok kolay erişebilmesi tehlike oluşturuyor.

Siber Zorbalık: Önemli ama aileler tarafından yeterince farkındalık oluşmamış durumlardan biri de Siber Zorbalık. Kısaca bir kişinin diğerine Dijital Ortamda teknik (hesap çalma vb.) ya da psikolojik (aşağılama, utandırma, rezil etme, taciz etme vb.) olarak zarar vermesi. Bunu yapan kişi yakın bir arkadaşı da olabiliyor. Özellikle çocukların sosyal medya hesaplarının çalındığını da çok fazla duyuyoruz.

  • Hollanda’da yakın arkadaşı ile paylaştığı özel fotoğrafı kavga etmeleri üzerine arkadaşının sosyal medyada yayınlaması ile zor günler yaşayan ve intihar eden kız çocuğu maalesef bu olayların ciddi boyutlara ulaşabileceğini gösteriyor.

Akımlar, kavramlar, etiketler: İnternet üzerinden yayılan garip akımlar da çocuklarımıza cazip gelebiliyor. Tehlikeli hareketler yapma, Hayvanlara zarar verme, kendine zarar verme gibi sapkın akımların dijital dünyada yayıldığını biliyoruz. Örneğin son günlerde dijital iletişim araçları üzerinden müstehcen içerikli mesajlaşma çok yaygınlaşıyor. Gençler beğendikleri ya da yakın olmak istedikleri kişilere müstehcen içerikler gönderebiliyor. Yakın arkadaşlar da bu kategoriye dahil. Özellikle gençlerin tercih ettiği Snapchat’te kendiliğinden silinen videolar bu tür mesajlar için tercih ediliyor.

Canlı Yayınlar: Periscope ile başlayan ve diğer kanallarla devam eden canlı yayın özelliği pek çok amaç için kullanılıyor. İzlenebilecek tehlikeli yayınların yanı sıra 13 yaş altında çocukların cep telefonları ile odalarına çekilerek canlı yayın açtığını görüyoruz. Kendisi sohbet amaçlı kullansa da, odasında tek başına zannettiğimiz çocuklarımız yüzlerce hatta binlerce kişi ile iletişimde olabiliyor.

Tüm bu yazıları okuduktan sonra çocukları bekleyen dijital tehlikeler endişesi ve üzerimize çöken huzursuzluk duygusunu bir kenara bırakalım. Çünkü çözüm üretmeli ve daha tedbirli davranmalıyız. Sadece ebeveynler değil, dayı hala gibi çocukların yakınları da bu konuda dikkatli olmalı.

Peki, çocukları bekleyen dijital tehlikeleri en aza indirmek için neler yapabiliriz.

  • Öncelikle hukuki yaş sınırlarına uymalıyız. Sosyal Medya için yaş sınırı 13
  • En önemli kural çocuğun internette geçirdiği zamanda yalnız bırakmayalım. Çocuğumuz gözetimimiz de olmalı. Ayrıca etrafında ebeveynlerini görmesi de oto kontrol sağlar. Bilgisayarlar odalarda da değil ortak kullanım alanlarında olmalı. Tablet ve telefon ile odasına çekilmemeli.
  • Alınan sosyal medya hesaplarının şifreleri bilinmeli ve yerine göre kontrol altında tutulmalı. Arkadaşlar, arkadaşlık istekleri hatta bazen mesajlar takip edilmeli.
  • Çocukların oynadığı oyunlar izlediği çizgi filmler mutlaka öncesinde aileler tarafından incelenmeli. Hatta çocuklardan öğretmeleri istenebilir, birlikte izlenebilir.
  • Mümkünse online oyunları oynatmayalım. Online oyunların iletişime açık olduğunu unutmayalım. Ayrıca bilgisayar oyunlarının çocuklarda bıraktığı psikolojik ve fizyolojik etkiler de unutulmamalı.
  • Telefonlarına/Tabletlerine yüklü uygulamalar zaman zaman kontrol edilmeli.
  • Sosyal Medya Dijital ile ilgili Eğitim programlarına hem aileler hem de çocuklar katılımcı olmalı.
  • Aile içerisinde bir internet kullanım anlaşması yapılabilir. Yasakçı bir anlayıştan çok birlikte nasıl kullanılması gerektiğine karar verilmeli. Özellikle internet kullanım süresi ile ilgili net bir zaman belirlenmeli ve bu kuralda hiçbir şekilde esneklik gösterilmemeli.
  • Teknoloji ile ilgisi olan çocuklar Kodlama, Robotik vb. alanlara yönlendirilebilir.
  • İnternet bağlantısı ve bilgisayar üzerinde güvenli internet, aile koruma programları kullanılmalı.

Büyük görev ailelere ve eğitimcilere düşüyor. Çocukları bilinçlendirmek yasaklardan daha önemli. Koyacağımız sınırlara alternatifler üretmemiz gerektiğini  de unutmayalım. Şimdi hemen çocuklarınızla birlikte internet kullanım kuralları belirleyelim.

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Sonraki yazı
Facebook, Arkadaşlar Günü’nüzü Kutluyor!
Önceki yazı
Karga’nın Dijitali Anlama ve Anlatma Gayreti