Bu sohbete gönderdiğiniz mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçtan uca şifrelemeyle korunmaktadır.
: Online pazarlamanın aranan ismi Berkan Bağcı. Çevrimiçisin ? Bol vitaminli cevaplar alacağım sorularım var. Yazışalım mı?
: 🙂 Selamlar Karga, senden kaçış yok anlaşılan!
: Çember daralıyor. Kargadan kaçamazsın ? Makine mühendisliğinden dijital pazarlamaya uzanan hikayeni kısaca özetler misin? Karga okuyucuları biraz daha yakından tanımak ister.
: Kaçış yoksa yapacak bir şey de yok. Biz çemberin içinde kalalım 🙂
: Çemberde yer bırakmayalım ?
: Üniversite sınav sonucum geldiğinde hayalimdeki okul ve bölüme girebildiğimi görüp çok heyecanlanmıştım. Yıldız Teknik Üniversitesi’ni gerçekten istiyordum. Bölüme başladığımda ise her şey bir anda tersine döndü. “Bu kadar insan makine mühendisi mi olacak?” dedim 🙂
: Sonrasında da dönemler birbirini kovaladı ve arkadaşlarımla birlikte girişimcilik kulübünün temellerini attık.
: Ruhunda girişimcilik varmış demek, erkenden yakalamışsın cevizi ?
: 3. sınıfa başladığımda ise artık tamamen bölümden uzaklaştığımı ve yapacağım işin bu olmadığını anlamıştım. Kulüp sayesinde tanıştığım insanlarla da İnternet Girişimciliği ile tanıştım.
: Üniversite kulüplerinin kariyere faydaları vol.1
: Kısa bir süre öncesine kadar kendimle alakalı neyi yapmam dediysem hepsini yaptım 🙂 Girişimcilik de yoktu aklımda mesela ama bir şekilde işin ucundan tuttuk. Kendimi girişimci olarak görmüyorum ancak girişken diye tanımlayabilirim sanırım
: Kargastik bir tanım bekliyorum ?
: Üniversite kulüpleri kesinlikle çok ama çok faydalı kariyer açısından. Sadece kariyer de değil, sosyal açıdan da çok faydalı. Ben eğer sadece makine mühendisi insanlarla arkadaşlık yapıyor olsaydım sanırım daha düz bir hayatım olurdu 🙂 Buradan dönemimdeki 500 arkadaşıma selam olsun 🙂 muhtemelen %50’si mühendislik yapmıyor şu anda!
: Memlekette mühendis kalmayacak desene ? %50’si online pazarlamada değil dimi ?
: Yok, değildir 🙂
: Çok güzel ve çok farklı işler yapan insanlar var tanıdığım.
: Üniversite kulüpleriyle ilgili son bir şey söyleyeyim.
: Son söz bana ait ?
: Pardon o zaman 🙂 sondan bir önceki söz olsun! Biz o zamanlar var olan kulüpleri beğenmeyip yenisini kurmaya çalışmıştık. O zamanlar kulüp kurmak zor işlerdi 🙂 1 senenin sonunda kurabilmiştik normal şartlarda 1 ayda kurulacak kulübü. Bize çok şey katmıştı o 1 sene. Çok fazla insan tanımıştık, özgüvenimiz yerlerdeydi ancak başarılı olunca sonunda hepsine değdi. O kulüp sayesinde başlangıç seviyesinde HTML öğrendim :)) Eğer bu röportajı okuyacak üniversite öğrencisi arkadaşlarımız varsa hemen ertesi gün bir kulübe kaydolsunlar 🙂
: Sadece kariyer kulübü olmak zorunda da değil. Sosyal kulüplere de girmeliler. Benim pişmanlığımdır bu mesela
: Okuyup da kaydolmayanı gagalarım! Hayat kariyerden ibaret değildir. Sosyal olun, sosyal kalın gençler ?
: Senin hikayenin başladığı yerden bir de online pazarlamanın hikayesi Türkiye’de nasıl başladı? Bunu dinleyelim mi?
: Hmm teoride basit, pratikte zor yerden geldi soru
: Böyle bir tweet gördüm ve her şey bir anda değişti ?
: hahhaha 🙂 bu güzel bir anıydı gerçekten
: İnsan neredeyse pazarlama da oradadır. Bu açıdan bakınca Türkiye’ye İnternet ne zaman geldiyse o zaman başlamıştır online pazarlama da 🙂
: Zor olanı da güzel olanı da severim ?
: Peki, Google’ın olmadığı bir dünyada online pazarlamadan söz edebilir miyiz? Hele Türkiye’de ?
: Elbette söz edebiliriz. Google olmazsa başka bir şey olacak. İnsanlar bir şekilde bulmak istediklerine ulaşacaklar. Bu ulaşımı kolaylaştıran araçlar olacak sadece. Online pazarlamayı sadece arama motoru olarak konumlandırmak doğru değil. Çok fazla kanal var, online pazarlama aracı olarak sayılabileceğimiz.
: En önemli ilk 5 kanalı sayacak olsan hangileri olurdu?
: Şu anki gidişata bakarak konuşacak olursam;
birinci sırada elbette arama motorları geliyor. İnsanoğlu meraklı, arıyor 🙂
Sonrasında retargeting kanallarının oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Kullanıcıların üzerinde güzel bir stres yaratıyorlar 🙂
Üçüncü sırada her ne kadar Türkiye’de çok fazla layıkıyla yapılamıyor olsa da affiliate diyebilirim.
Dördüncü sırada display gelir. Bunun içine her türlü satın alma tipini koyabiliriz.
Beşinci sırayı da e-posta ve sosyal medya paylaşır diyeyim. Her ne kadar kullanıcı hakkında daha çok bilgi sahibi olma potansiyeline sahip olsalar da bu iki kanalın da etkisinin olması gereken yerde olmadığı kanaatindeyim.
: Bu kanalların her biri ayrı bir röportaj konusu olacak seviyede
: Son zamanlarda programatik reklamcılığı ciddi bir ilerleme gösterdi. AdWords ve alternatif modellerle kıyaslandığında programatik hakkındaki düşüncelerini öğrenebilir miyiz?
: Pek fazla kaynak da yok konuyla ilgili.
: Aslında bunu Display dediğim kanalın içinde değerlendiriyorum. Belki birçok programatik uzmanı arkadaş bana kızacak ama böyle düşünüyorum. Teoride harika bir sistem, anlatınca, kağıt üzerinde planlayınca gerçekten her şey çok güzel gidecekmiş gibi duruyor ama ben etrafımda bunun çok başarılı versiyonlarına şahit olmadım.
Klasik olarak “segmentasyon”, “büyük veri”, “hedefleme”, “algoritma”… Evet, bunlar gerçekten “harika” kelimeler, heyecanlandırıyor da insanı ancak pratikte şahit olmadım.
: Bu konuda iddialı konuşmak için erken diyorsun?
: Ülkeye uyumu konusunda şüphelerim var diyorum aslında 🙂
: Hımm Türkiye için mi
: Hedef ben miyim Berkan? Yoksa kargalar mı ?
: Türkiye’de satın alma aktivitesi çok fazla faktörden etkileniyor. Hiçbir zaman güllük gülistanlık bir ülke olmadığımızdan insanlar satın alma yaparken birden fazla kez düşünüyorlar. Bu da aslında birden fazla pazarlama kanalından insanlara erişebilme mecburiyeti getiriyor. Ama sürekli bir aksiyon yaşayan ülkemizde bu algoritmaların geçersiz olması bazen kaçınılmaz oluyor 🙂
: Kargaları severdim o sesleri olmasa 🙂 o yüzden röportajı yazılı yapıyoruz 🙂
: Sosyal medyanın online pazarlamaya etkisi nedir? Bu gündemin en çok etkilendiği alan şüphesiz dijital mecralar..
: Dünyada hoş bir seda bırakamadım ama dijitalde güzel yüzler topluyorum
: güzel ve güler yüzler toplamak iyidir 🙂
: Gündem gerçekten de dijital mecraları etkiliyor. Yanlış hatırlamıyorsam 2016 Mart ayında toplamda 13 gün display reklam yapabilmiştik. Terör olayları vs. derken sürekli “aman ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey” modundaydık
: Sosyal medya ülke olarak tetikte olduğumuz dönemlerde markalara faydadan çok zararı dokunabilecek kıvamda oluyor
: Ağzımızın tadını kaçıran da bazen raporlar oluyor. Kullandığın araçlar var mı, yoksa kendine özel bir excel şablonun mu var? ?
: Oradaki iletişim dili de, pazarlama stratejisi de çok önemli. Markanın söylediği her söz pazarlama amacıyla söylenir. Bu da bu mecraların etkilerinin çok daha derin olabileceğini gösteriyor
: Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir “süt ürünleri” vakası var, bilirsin
: 🙂 Excel dediğimiz şey vazgeçilemeyen eski sevgili gibi aslında
: Her ne kadar böyle de olsa farklı araçlar elbette kullanıyoruz.
: Google Analytics bunlardan birisi. Buradaki custom report ve dashboard alanını oldukça yoğun kullanıyorum. Bununla birlikte ne mutlu ki artık hayatımızda Data Studio var. Burada da harika rapor sunumları çıkıyor.
: Hatta yavaş yavaş çalıştığım şirketi de Data Studio kullanma konusunda ikna ediyorum diyebilirim 🙂
: Kendime özel şablonlarım Analytics’te var ama, Excel’de çok fazla yok 🙂
: Data studio nedir, ne değildir? Kısaca bilgi alabilir miyiz?
: Data Studio birçok dahili ve harici kaynaktan beslenen bir görselleştirme aracı. Henüz betada olmasına rağmen bu haliyle bile birçok online pazarlama çalışanının hayatına ciddi kolaylıklar getirdiğini söyleyebilirim
: Her online pazarlamacının kullanması gerektiğini düşünüyorum. Özelleştirilebilir olması herkesin kullanabileceğini gösteriyor
: Online pazarlamacı kimdir? Sormayı sabırla beklediğim soruydu ?
: hahahhaha 🙂 Arda Mendeş’in selamı var desem tanım yeterli olur mu?
: Gak! Kargastik olur derim ?
: hahhaha 🙂
: Süt ürünleri vakasından bihaberim ?
: Twitter üzerinden bir markaya boykot yapıldı ve bu boykot neticesinde de ciddi bir zarar açıklandı geçtiğimiz seneye göre
: Anlayanlar likeladı bile Kargacım 🙂
: Bir like da benden ?
: 🙂 soru arada kaynamasın
: Online pazarlama uzmanı olmak isteyenlere tavsiyen var mı diyeceğim? Arda’yı takip etsinler diyeceksin ?
: pazarlama yapmak için online kanalları kullanan ve bu işi severek yapanlar online pazarlamacıdır 🙂
: Yok yok demem 🙂 Arda’yı rahat bıraksınlar!
: Soru güzel, geyik yapmadan cevaplayayım 🙂
: Benim en büyük tavsiyem şu olur: Operatör değil, pazarlamacı olun!
: Hesap yönetimi, raporlama vs. gibi şu anda yapılabilen ama gelecek birkaç yılda ihtiyaç duyulmayacak pozisyonları sahiplenmeyin. AdWords’te teklif artırıp azaltmayı araçlar zaten yapıyor. Nasıl pazarlamacı olunur onu keşfetmeniz lazım
: 1- Çok okuyun, çok gezin, insanları tanıyın
2- İnternet’i sevin, İnternet’in ne olduğunu iyi bilin (bu maddenin birkaç kere okunmasını isterim şahsen)
3- Kullanacağınız araçları “hatmedin”. Eğer yapabiliyorsanız bu araçların gelişimine katkıda bulunun.
4- Sadece uzmanı olduğunuz alanları değil, diğer alanları da iyi bilin. İyi bilmeniz o işi yapmak zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor. Ama başka kanalların etkilerinin de ne olduğunu muhakkak bilmelisiniz.
5- Kolaya kaçmayın. Her şeyi sindire sindire yaşayın. Her aşamayı sindirerek geçin.
6- Tarz sahibi olun ?
: Karga gibi ol, tarzını yansıt!
: Kesinlikle 🙂
: Hayat felsefeni sevdim, en az ceviz kadar hem de 🙂
: Hahahaha! Sanırım iyi bir şey bu!
: Çerçevenin bütününü görün, geleceği yakalayın. Pazarlamanın geleceğini kendi geleceğini keşfet. Çünkü pazarlama demek insan demek
: Gelelim hızlı sorularımıza ?
: Kitap önerilerin?
: 1. Rework > Başkalarının başarısızlığı sadece başkalarının başarısızlığıdır.
2. Ölü Ozanlar Derneği > Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek yarın ölüyor olabilir.
3. Bir de Baktım Yoksun > Neyse, çok düşündüm ve hayatımı senin üstünden ikiye ayırmam gerektiğini anladım. 1-Sana benzemekten ölesiye korktuğum dönem. 2-Senin kopyan olduğumu anlayıp, bununla başa çıkmaya çalıştığım dönem.
: YouTube kanalı tavsiyelerin?
: Bunların haricinde bir de Erdal Öz kitapları vardır ki onlardan bahsetmezsem aklım kalır
: Defterimde Kuş Sesleri, Kanayan ve Yaralısın kitaplarını tavsiye ederim kesinlike
: İlla takip edeceğim dediğim Barış Özcan ve Measure School var. Onun haricinde son dönemde Doğukan Güven Nomak’ın kanalı var. Çok başarılı kesinlikle
: En sevdiğin renk?
: kırmızı
: ama en sevdiğim rengi üzerimde giymem genelde 🙂
: En sevdiğin şehir?
: Giyme zaten ?
: Barselona
: Hahhahah 🙂
: En sevdiğin kelime?
: Tamam
: Neye tamam röportaj bitmedi daha ?
: hahaha tamam deyince her şey son buluyor, harika bir kelime bence
: Güzel sonlara tamam diyor ?
: En sevdiğin emoji?
: ☺
: En sevdiğin sosyal medya mecrası?
: Hiçbiri desem?
: Dikgak!
: Neden?
: Mecburen bulunduğum yerleri sevemiyorum
: Kullanıcı bağımsız düşünecek olursam eğer sanırım Facebook olurdu. Nispeten daha gerçek bir yer.
: WhatsApp röportajını nasıl buldun?
: Mecburen whatsappta değilsin umarım ?
: çok da bulunmak istediğim bir yer değil Whatsapp 🙂
: Ama Whatsapp röportajı orijinal, güzel 🙂 sevdim o yüzden bu deneyimi
: Röportaj için önereceğin isimler var mı?
: Şahin Seçil’i öneririm kesinlikle, çok güzel tecrüblerini paylaşacaktır
: Uğur Eskici’yi önerebilirim
: Ahmet Durmuşoğlu da renk katacaktır 🙂
: Dijital dünyada başarının peşini bırakmaması dileğiyle. Bol cevizli işler. Online kal pazarlamayla kal ?
: Röportaj için, güzel cevaplar için, vakit ayırdığın için teşekkürler ?
: Ben teşekkür ederim, sen de hep böyle pozitif kal 🙂 Bu güzel deneyimi arkadaşlarımla paylaşmak için sabırsızlanıyorum 🙂
: En kısa zamanda, karga farkıyla ?
Berkan Bağcı Hakkında:: Dijital Pazarlama Yöneticisi. Online Pazarlama ve E-Ticaret Uzmanı. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği. Girişimci. İlgi Alanları: Dijital Pazarlama, İçerik Pazarlaması, Magento, Affiliate Marketing, Futbol ve Galatasaray, Kitaplar, Blog.